George Harrison’ın gitarı, pastoral Woodstock görüntüleri ve Mick Jagger’ın kadife Ossie Clark tulumu, CIA’nin Black Panther karşıtı broşürleri, 1968 Fransız öğrenci grevleri ve Maocu propaganda afişlerine karşı protestolar… Tüm bunların hepsi müziğin o dönemini ve yeni çağları besleyecekti.
Bu on yıl, tüm zamanların en kült grubu The Beatles’ın Britanya’yı tekrar müzik sahnesinde zirveye taşıdığı zamanlardı. Chuck Berry ve Little Richard gibi 50’lerin büyük rock and roll yıldızlarının grafikleri atarken ve girl band’ler pop şarkılarına yenilik getirdi. Bob Dylan, Joan Baez, Pete Seeger, The Kingston Trio, Harry Belafonte, Odetta ve diğer pek çok müzisyen Amerikan halk müziğini farklı bir boyuta taşıdı.
Shirelles, Betty Everett, Dixie Cups, Ronettes ve Supremes gibi kadın şarkıcılar, 1960’larda listelerde öne geçti. Bu tarz tipik olarak, gençlerin romantizmiyle ilgili, ses uyumları ve güçlü bir ritim ile desteklenen hafif pop temalarından oluşuyordu. Girl band’ler ile çalışan plak yapımcısı Phil Spector, voice wall olarak bilinen yeni bir tür pop müzik prodüksiyonu yarattı. Bu stil, basit, hafif bir pop sesi yerine daha yüksek bütçelere, daha ayrıntılı düzenlemelere ve daha melodramatik müzik temalarına vurgu yapıyordu. Spector’ın bu yenilikleri, 1965’ten itibaren hala gelişerek ve pop müziğin yükseldiği temel olmayı sürdürüyor.
Beatles, 1965’te, stüdyo düzenlemeleri ve yapımlarıyla üstün bir power pop grubuna geçişlerinin başlangıcını işaretleyen Rubber Soul albümlerini çıkardı. Rolling Stones ve Kinks gibi hiç bir zaman eskimeyecek kült gruplar doğdu. Ayrıca bu yıllarda, Güney Kaliforniya’da, hala alternatif müzik sahnesini etkilemeye devam eden, plaj ve sörf temalarına dayanan bir rock alt türü olan surf rock ve Beach Boys ortaya çıktı.
67’de Jimi Hendrix, gitara getirdiği yeniliklerle önceleri rock gitarın altın standardı olarak görülen Chuck Berry’nin yerine geçti. Rock şarkıları artık basit pop temalar yerine ciddi temalar ve sosyal yorumlar üzerineydi. Daha önceleri, 45’lik olarak piyasaya sunulan single’lar yerini albümlere bıraktı. 1965’ten sonra LP kesinlikle tüm popüler müzik stilleri için birincil format olmuştu.
60’lar müzik için her şeyiyle bugünü ve yarını yaratan yıllardı.