Julie Paskal: Kader, belki de tesadüf… Mimarlık üzerine eğitim aldım, fakat bu mesleğin eksileri ve artılarını gördüğümde üniversiteyi bıraktım ve yeni bir şeyler denemeye kalkıştım. Sonuç olarak moda tasarımında karar kıldım… Tasarım aşamasındaki o özgürlük hissini çok seviyorum ama bir yandan da tasarıma yaklaşımım mimariye çok benziyor. Moda her ne kadar daha spontane olsa da, ben kıyafetlerin bana sağladığıteknik ve kreatif kombinasyonu seviyorum!
Julie Paskal: Koleksiyonlarımı oluştururken her zaman tecrübelerimden faydalanıyorum, mimarlık eğitimim sayesinde de şekiller, çizgiler ve proporsiyonlar konusunda fikir sahibiyim. Kıyafet tasarlamak da tamamen matematikle alakalı… Net ölçüler, proporsiyonlar. Oldukça romantik ve zor odaklanan biri olduğum için, bu durum beni kendine bağladıdiyebilirim. Böylece mimarlık benim için hem ilham kaynağıhem de bir nevi sınırlayıcı haline geldi.
Julie Paskal: Güçlü kimliğe sahip duygusal tasarımlar.
Julie Paskal: Olabildiğince feminenlik, tavizsiz güzellik ve ana üretim tekniği olarak lazer kesim.
Julie Paskal: Daha teknik ve daha fütüristik… Örneğin 2055 yılına aitmiş gibi, ileri teknoloji ve son bilimsel gelişmeleri üretim tekniğinde kullandığım doğada çözülebilen kıyafetler tasarlardım!
Julie Paskal: En büyük fark, kreatif ortam… Ben modanın biraz da sosyal, kültürel ve bazen de politik anlamda toplumun bir yansıması olduğuna inanıyorum. Ukrayna’da bu açıdan dünyanın geri kalanından oldukça farklı bir ülke… Yaşanan son politik olaylar insanların düşüncelerini değiştirdi… Özellikle ben ve benim jenerasyonum kökenlerimizi keşfettik ve bu da işimizle gurur duymamızı sağladıve olabildiğince yatırım yapmamıza ön ayak oldu. Ayrıca post-Sovyet çılgınlığının, dünyanın dikkatini çektiğine ve birçok tasarımcıyı başarıya kavuşturduğuna inanıyorum.
Julie Paskal: Günlük yaşamda… Saçlarımı tararken, duş alırken, uzanırken, plajdayken, araba kullanırken, yemek yaparken… Gördügüm/işittiğim bilgileri alıyor, analiz ediyor ve kendi filtremden geçirerek koleksiyonun konseptini oluşturuyorum.
Julie Paskal: Politika ve ülke gelişimi üzerindeki etkisi… Ben Ukrayna’yı hümanizmin en büyük değer olduğu demokratik bir ülke olarak görmek istiyorum.
Julie Paskal: Benim için bir fikrin dogdugu an kişisel ve çok özel… Her koleksiyon kıyafetlerden öte, hissettiklerim, duygularım ve tecrübelerimden oluşuyor. Bir koleksiyona baktığımda, kendimi tüm hazinemi sakladığım bir kutuyu tekrar açıyormuş gibi hissediyorum.
Julie Paskal: Bu fazlasıyla şahsi ve mahrem bir süreç… Her ne kadar bir ekibim olsa da, her zaman bireysel çalışmayı ve yalnız olduğumda çizim yapmayı seviyorum. Örneğin, beyin fırtınası yapmayı Pazar sabahları ya da arabadayken yani yalnız olduğumda seviyorum. Haklısın, en iyi fikirlerimi hep yalnızken üretiyorum.
Julie Paskal: Moda dünyası içinde olmayan insanların modayı sadece kıyafetlerden ibaret görmesinden ve ciddiye almamasından hoşlanmıyorum.
Julie Paskal: Güzellik ve proporsiyon hakkındaki iç sesim.
Julie Paskal: Moda kültürün bir yansıması ve parçası, hatta bir noktada da kültürün yaratıcısı… Bu durum geçmişte daha belirgindi. Umarım bir gün yine o elitist ve gösterişli döneme geri döneriz.