Acne Sonbahar RTW’24 koleksiyonunda, Jonny Johansson materyallerin anılarını ve Acne’yi oluşturan dünyaların birleşiminin hikayesini anlatıyor.
Denim ve deri stüdyonun imzaları, bu imzalara sadık kalarak Acne’yi Acne yapan kökenleri bir adım öteye taşıyoruz. Trucker kesim denim ceketler, deri görünümlü efektlerle tamamen kaplanmış dokular imza görünümleri mistik ve özgün bir şekilde bir araya getiriyor. Estonyalı sanatçı Villu Jaanisoo’nun “Chairs in Rubber” eserinin etkilerini seziyoruz. Tekinsiz görünümlerdeki abartı boyutlu tahtlardan oluşan ve kullanılmış lastiklerden ileri dönüştürülen eser koleksiyon için bir kutsal kitap niteliğinde. Bu ilham kendini kıyafetlerden sahneye taşıyarak, misafirlerin oturduğu minyatür sandalyeler olarak kendini göstermeye devam ediyor.
Denime dönelim, paslı, yağlı ve metalik yüzeyler sprey ve yıkamalarla eklenmiş. Bu proses mechanic ve kullanılmış bir doku yaratırken aynı zamanda lüks havayı da kaybetmeyerek iki dünyayı aynı gibi bir araya getiriyor. Ceketlerin dışında materyalin uzun kabanlarda ve starlez elbiselerde de kullandığını görmek mümkün.
Defilenin başrolünü deri üstlenerek diğer materyallerde de yankılarını hissettiriyor. Acne’den bahsederken yavaş üretim süreçlerinin anlatımı parçalar kadar değer taşımakta. Fermuarlı tek parça tulumlar, tam olarak istendiği gibi kalıplaştırılmış elbiseler ve rönesans meleklerinin baskılarıyla süslenmiş renkli elbiseler sahneyi domine etti.
Kuzeyli kökenlerinden gelen ağır trikolar, Izlanda kaynaklı koyun yünleri ve suni kürkler yüceleştirilmiş bir ruh halinin habercisi. Sonbaharın temel renkleri, sıcak kahve tonları örgü parçalarda kendini mükemmel bir teknik ile gösteriyor.