Autobiografia di una borsetta: A Bag’s Tale by Joanna Hogg for Miu Miu

Arts & CultureMarch 2, 2025
Autobiografia di una borsetta: A Bag’s Tale by Joanna Hogg for Miu Miu

Bir çantayı kimse taşımazken ne yapar? Dünyayı nasıl görür? Bir kadının elinden kayıp yere düştüğünde, bir köşeye atıldığında, sevgiliden sevgiliye geçtiğinde, anıların ağırlığını sırtında hisseder mi? Yoksa tüm bu hikayeler, insanlara özgü bir yanılsama mıdır? İşte Joanna Hogg, Miu Miu Women’s Tales’in 29. bölümünü tam da bu sorular etrafında kurguluyor. Bir çantayı, basit bir nesne değil, bir zaman tanığına dönüştürüyor: beyaz bir Miu Miu Wander.

Hogg’un kamerasında bu çanta, dünyaya sessizce tanıklık eden bir göz oluyor. İtalya’nın geniş Maremma topraklarında, bir kayanın üzerinde terk edilmiş halde bulduğumuz Wander, hikayesini anlatmaya bu sessizlikten başlıyor. Film, onun yolculuğunu başa sararak izleyiciye sunuyor: Miu Miu fabrikasında pırıl pırıl doğduğu o ilk andan, sahiplerinin ellerinde biçim değiştirdiği, gösterişli İtalyan villalarından karanlık ara sokaklara sürüklendiği zamana kadar. Her yeni el, her yeni dokunuş çantaya başka bir hikaye ekliyor; çanta, bir statü sembolünden bir ayrılığın hatırasına, bir aşkın tanığından bir kaybolmuşluk simgesine dönüşüyor.

Hogg’un sinemasında bir nesne, asla yalnızca bir nesne değildir. Onun filmleri, objelerin ruhunu, üzerlerine sinmiş hafızaları ve insanlarla kurdukları karmaşık bağları keşfeder. Tıpkı The Souvenir’de bir ilişkinin parçalanışını odalardaki sessizlikle anlattığı gibi, Autobiografia di una borsetta da çantanın yüzeyine kazınmış aşkları, kayıpları ve dönüşümleri okur. Çanta, bir aksesuar değil, zamanın taşıyıcısıdır.

2011’den bu yana Miu Miu Women’s Tales, kadın yönetmenleri kendi vizyonlarıyla kadınlık kavramını sorgulamaya davet eden bir platform. Her sezon bir kadın yönetmenin imzasını taşıyan bu kısa filmler, Miuccia Prada’nın sözleriyle, “kadınlarla kadınlar hakkında yapılan bir sohbet” olarak tanımlanıyor. Ava DuVernay, Miranda July, Chloë Sevigny, Agnès Varda gibi isimlerin yönettiği bu seri, moda filmini klişe estetikten kurtarıp bir düşünce alanına dönüştürdü.

Hogg, Autobiografia di una borsetta ile alıştığımız anlatı düzenini baştan yazıyor. Filmin merkezine bir insan değil, bir nesne yerleştiriyor. İnsanlar bu hikayede figüran; çantanın sahipleri, el değiştiren eller ve arka planda silikleşen yüzlerden ibaret. Çanta, hikayeyi taşıyan gerçek karakter. Ve bu hikaye, sadece bir objenin yolculuğu değil, kadınların hayatlarındaki geçiciliğin ve kalıcılığın, arzunun ve kaybolmuşluğun, aidiyetin ve yabancılığın bir metaforu.

Bu sinematografik deneyi güçlendirmek için Hogg, filmi dört iPhone 16 ile çekmeyi tercih etti. Bu teknik, çantanın bakış açısını mümkün olduğunca birebir yansıtmak için seçildi. Kamera, çantanın göz hizasından bakıyor; bazen bir böceğin gözünden, bazen bir rüzgarın esintisinden görüyoruz dünyayı. Ultra geniş lensler, bu nesnenin zaman ve mekandaki yerini vurguluyor. Hogg’un estetiğinde, gerçekçilikle büyülü gerçekçilik iç içe geçiyor ve moda filmi olarak başlayan şey, bir hafıza filmi haline geliyor.

Autobiografia di una borsetta, yalnızca bir çantanın hikayesini değil, günümüz İtalya’sının da portresini çiziyor. Toplumsal sınıflar arasındaki uçurum, gösterişin altında saklanan kırılganlık, arzu nesnesi olmanın getirdiği geçici zafer ve ardından gelen kaçınılmaz çürüme… Wander çantası, bu döngünün sessiz tanığı oluyor. Bir zamanlar bir statü sembolü olan o çanta, zamanla hem kendi değerini hem de taşıdığı kadınların hayallerini yitiriyor.

Bu yüzden Hogg’un filmi, klasik bir moda filmi değil. Bu film, bir çantanın gözünden anlatılan bir toplumsal tarih. Nesnelerin, insanlık halleriyle dolup taştığı bir şiir.

Autobiografia di una borsetta, özgürlüğün bir meyvesi. Bir çantanın gözünden dünyayı okumak, bir nesnenin taşıdığı hafızayla kadınların tarihini birbirine bağlamak… Miu Miu Women’s Tales’in yaratıcı mirasıyla Joanna Hogg’un sinemasal mirası, işte bu filmde buluşuyor.

Miu Miu Women’s Tales, modayı bir kıyafetten çok daha fazlası yapan şeyin peşinde: kadınların kendi hikayelerini kendi dilleriyle anlatma cesareti. Joanna Hogg’un Autobiografia di una borsetta bize hatırlatıyor —bazen bir çanta sadece bir çanta değildir. Bazen bir çanta, kim olduğumuzu hatırlatan sessiz bir günlük olabilir.

Author: Birce Naz Köş

RELATED POSTS