Fotoğraf: Fora Norman
Styling: Burak Sanuk
Saç: Harun Ateş
Makyaj Ömer Faruk Dinç
Rolünü oynamaya değil, yaşamaya çalış.
Geneline bakınca, realite. Ekranda görülen kişiler gerçek hayatta seyirci tarafından aynı etkide yaşayan kişiler gibi algılanabiliyor. Yani rol icabı aldatılan bir kadını canlandırınca, yolda karşılaştığınız birçok kişi o hayat gerçek hayatımızmış gibi “Filmdeki şu adam seni o kadınla aldatıyor” gibi bilgilendirmeye çalışıyor. Bunun gibi birçok şey oluyor. Bu da etkinin realitesini göstermeye yeterli bence.
Kesinlikle heyecan! Senaryonun genel akışı, hikayenin genel etkisi ve canlandıracağım karakterle empati kurup onun hayatını merak etme isteği duymam önemli.
İnternet için üretilen dizileri göz önünde bulundurduğunda, sektördeki dönüşüm üzerine neler söylemek istersin? İnternet dizilerinin ulaşılabilirliği daha fazla. O yüzden güzel yönde bir gelişim. Her an her yerde izleme imkanın olabiliyor. Daha geniş bir kitleye ulaşabilmek açısından faydalı bir durum. Sonuçta dünya starı dediğimiz birçok Hollywood oyuncusuyla aşağı yukarı aynı kulvara taşıyor insanı. Yeteneğini daha çok kişiye sergileme imkanı sunuyor da diyebiliriz.
Sette, Bade’nin duygu dünyasını kuliste bırakıyorum. İşimi özel hayatıma karıştırmamaya çalışıyorum. Bazen günlük hayatta da bu durumu yaşıyorum; mesela çok üzgün ya da sinirli olduğum bir anda bir izleyicimle karşılaşıyorum ve bunu ona yansıtmamak adına kendimden uzaklaşıyorum. Karşımdaki kişi, duygu dünyamı tahmin edemiyor ve sadece beğendiği biriyle karşılaşmış olma heyecanıyla konuşmak, fotoğraf çekmek istiyor. Bu zamanlarda, kendimizi adamamız gerekiyor. Esas duygularımı doyasıya yaşayamadığım zamanlarda Bade bilinçaltına itiliyor sanki.
Bu sene yaz gelemedi; yani nerdeyse bahar bitiyor ama hala montsuz dışarı çıkamadığımız bir iklimin etkisindeyiz, bu durumdan hiç hoşlanmıyorum.
Doya doya yaşamış olmak.