Özgün kalabilmek, çoğu zaman yeni bir şey denemeyi ve bu süreçte alışılmış kalıpların dışına çıkmayı gerektiriyor. Risk almak, bir yandan farklı yollar keşfetmek sıradanlığın ötesine geçmek…
Yaratıcılığımı korumak için kendimi sürekli yeni deneyimlere ve farklı bakış açılarına açık tutmaya çalışıyorum.Trend belirleyici olabilmek için, içinde bulunduğu alanın ötesine bakmak ve yenilikçi düşünceye açık olmak gerekiyor. Bu noktada, farklı bakış açılarına sahip, yaratıcı, dinamik bir ekiple çalışmak çok değerli. Bir marka sınırları aşmak istiyorsa, insanların hayatlarına sadece ürün veya hizmet sunarak değil, onlarla aynı frekansta buluşarak dahil olmalı. Yani bir markanın insanların kararlarını etkileyebilmesi için hayatın içinden bir ‘anlam’ sunması gerek. Eğer bir marka, bireylerin hayatında böyle bir anlam yaratabiliyorsa, sadece bir tercih olmaktan çıkıp bir ‘yaşam tarzı’ haline gelir.
From Based Istanbul N°44 – Confessions Issue. “World is basically a “dynamic” mess of jiggling things. You need to confess your messy parts first.” Buy your copy now!