Based Istanbul Welcomes: Hakan Kurtaş & İbrahim Çiçek

Var olmanın, korkuların, küçük bir çocuğun hayal kırıklıklarının, hayatın ne anlama geldiğinin, ön yargıların, cesaretin, cennetin ve cehennemin ne olduğunu sorgulayan oyun Ben Çoktan Gidersiniz Sanmıştım’da Hakan Kurtaş’ın oyunculuğu ve İbrahim Çiçek’in başarılı yönetmenliğiyle buluşuyoruz. “Ne güzel hepinizi burada görmek.” diyerek bizi karşılayan Thom Pain’in bizlerde bıraktığı soru işaretlerle baş başa kaldığımız derinlikli bir yolculuğa çıkıyoruz. 

Bu oyunu seçme nedenleri arasında İbrahim Çiçek, kendisini de dahil ederek bir şeyler katmak istediğini söylüyor, “Ana akım diyebileceğimiz çok sayıda oyun yapıyordum ve kendi içimde farklı bir alanı deneyebileceğim oyun metinlerine bakıyordum. Bu metin de öyle bir metindi. Yani yapısı farklıydı. Klasik tiyatro oyunlarından farklı bir yapıya sahip. Günümüzün derdini; korkuyu anlatıyor.”

Hakan Kurtaş’ın perfomansı kadar zihnine de odaklanarak Thom Pain (based on nothing) içinde kendisini bulması için arkasındaki bir force olup gerektiği noktalarda Hakan’ı yalnız bırakan İbrahim Çiçek, hazırlık süreçleri boyunca etkileyici oyuncu Hakan Kurtaş’a yoldaşlık yaptığını belirtiyor, “Bu bir oyuncu oyunu ve ben bu yolculukta Hakan’a yoldaşlık yapıyorum.”

Derinlere indikçe Hakan Kurtaş’ın oyundan öğrendikleriyle karşılaşıyoruz. Cesaret ile oyundaki bağlantılar Hakan’a bu oyunu oynama hazzı vererek biraz da onu çocukluğuna götürüyor; “Aynı çocukken oynadığımız saklambaçtaki gibi bir haz almaya başladım oynadıkça. Çok gerçekçi bir şey yaptığına inanıyorsun; her an bulunabilirsin. Bu bir haz, oyun oynama hazzı.”

Böylece, Hakan ve İbrahim ile en sonunda çağımızın aslında en büyük sorununa adım atıyoruz; var olmak. “Ben var mıyım?” diyen herkesin bir sorgulama halinde olduğunu belirten İbrahim, Hakan ile ile birlikte bu hislerin, arayışların tamamen insanlıkla yani evrensellike ilgili olduğu bir ortak noktada bizleri buluşturuyor. Geriyeyse, bizleri Zorlu PSM’de sahnelenen Ben Çoktan Gidersiniz Sanmıştım’ın hayatı sorgulatan, detayları içinde bulunduran, bazen korkutan, bazen güldüren duyguların olduğu kara deliğe doğru çekiliyoruz.