Güzel sanatlar resim bölümünden mezun olarak uzun yıllar çizim yapmaya devam eden Aslı’nın seramik ile olan macerası, hazır tabak üzerine çizim yapmaya başladığı zaman gelişmiş. Çizimlerine bir zemin olarak kullandığı bu malzemeyi kendi üretme fikri ile yola çıkarak, çamur şekillendirme macerasına başlamış. Üretimleri ile çizim yaptığı atölyesine sığamayacak duruma gelince de seramik atölyesi şartlarına uygun bir mekân arayışına girişerek, dört yıl önce tasarımların sergilendiği ve kafelerinin yer aldığı WOHHA stüdyoyu, iki yıl önce de torna ve kalıplarla çalışmalar yaptıkları WOHHA atölyeyi Arnavutköy’de kurmuşlar.
Farklı kültürler medeniyetler ve o kültürlere ait karakteristik özellikler hep çok ilgimi çekti. Kullandığım malzemenin kendisi, onu farklı formlara sokabilmek, kendi dünyamdaki karakterleri çamurla boyutlandırabilmek ve onlarla çıktığım bu yolculuk hep en büyük ilhamım oldu.
Seramiğin farklı katmanları olan ve her bir katmanın birbirini desteklediği, özellikle büyük parçalar yaptığında bedeni yorabilen ağır şartlara sahip bir süreci olduğunu anlatan Aslı, bu nedenle atölyede çalıştığı her günün bir diğerinden farklı ve sürpriz dolu olduğunu da söylüyor. Tasarımların özgünlüğü alışılagelen form ve dokuların dışına çıkıp her bir parçanın farklı bir karaktere dönüşmesinden gelirken, çamuru ilk eline alıp şekillendirdiği günün heyecanını hala hissettiğini de belirtiyor.
WOHHA isminin hikayesi ise kendi aramızda eğlenirken bulduğumuz bir nidadan geliyor diye anlatıyor Aslı. Harika, nefis gibi bir yüksek enerji ifadesi olan WOHHA’nın bu pozitif etkilerini bütün üretimlerinde görebilmeniz mümkün. WOHHA stüdyoya yolunuz düşerse Erdinç Toğulga’nın baristalığını yaptığı kahve alanında bir şeyler içebilir, Arnavutköy’ün mahalle kültürünü deneyimleyebilir ve iç ısıtan WOHHA tasarımları ile tanışabilirsiniz.