Kamusalla Mahrem Arasında: Berk Kır

Arts & CultureJanuary 17, 2024
Kamusalla Mahrem Arasında: Berk Kır

Berk Kır, ilk kişisel sergisi “Dışarıda Yakınlık”ta bedenin duyulur dünyanın nesneleriyle girdiği teması görmek, işitmek ve dokunmak üzerinden izleyicinin deneyimine sokarken, kamusalla mahrem ayrımını yeniden yorumluyor. Uzun zamandır sürdürdüğü fotoğraf çekme eylemi içinde geleneksel teknikleri bir kenara bırakırken, bizleri de dünyaya dünyanın dışından bakabilmenin alternatiflerini aradığı bir yolculuğa çıkarıyor. 

Serginin adını, “Dışarıda Yakınlık” olarak belirledin, bu isim, serginin ana temasıyla nasıl bir ilişki kuruyor?
Berk Kır:
Sergi ismi, Lacan’ın dışarıdalık olarak söyleyebileceğimiz “extimacy” kavramından geliyor. Anne Rothenberg’in geriye dönük okumayla önerdiği “dışarıda yakınlık” yaklaşımını önemsiyorum. Rothenberg, bu geriye dönük önermesinde, dışarıda olana dair içkin bir bakış ve geriye dönük nedensellik boyutu ekliyor. İsim, nesnelerin potansiyelleri içerisinde fotoğrafın kendi nesnesine dönüşebilme ihtimalleri için kurguladığım düşünceler sistemine böyle bir yerden çatı oluyor diyebilirim.

“Dışarıda Yakınlık” fotoğrafın cismaniliği üzerinden gerçekleşen ontolojik bir tartışma alanını gündeme alıyor. Fotoğrafın ontolojik boyutu senin için ne kadar önemli?
Berk Kır:
Fotoğrafın aşkın bir tarafı olduğunu düşünüyorum. Bahsettiğim aşkın taraf, dünyaya dünyanın dışından bakabilmenin alternatiflerini söylemesi. Fotoğrafın işgalci yanıyla kapladığı yüzeylerle, önerdiği anlamlar ile ilgileniyorum. Burada imajın diğer bir nesne ile kuracağı ilişkiyi önceliklendiriyorum ve bu karşılaşmalar için fotoğrafa kendi bedenselliğini atfediyorum.


Fotoğrafın kendi nesnesine dönüşme ihtimallerini arayan fikirlerinin ilk çıktılarına bahsi yüzeylerden ürettiğin sesler de eşlik ediyor. Serginde fotoğraf ve teknoloji nasıl bir birliktelik sağlıyor? 

Berk Kır: Sesi ayrı bir nesne olarak görmekle beraber sergide, nesne içerisinden üreyen bir diğer nesne olarak konumlandırıyorum. Bu sesler, fotoğraf yüzeylerini tarayarak elde ettiğim imajların değerlerini açık eden frekanslardan oluşuyor. Yüzeydeki parlaklık, renk vb. değerlerin yaydığı ısıyı frekansa dönüştürerek duyulabilir kılıyorum. Teknoloji ile olan ilişkisi buna imkan veren programları kullanıyor oluşum. Geçmişte de yer bilim uzmanlarının kullandığı veri tespitleri, spektrogramlar hakkında bir takım araştırmalarım ve denemelerim oldu.

Hem kendi hayatımda hem de sanat pratiği olarak karşılaştığım şeylerin ardındaki potansiyeller hakkında düşünmeye karşı eğilimim var.

– Berk Kır

Üretimin şeklin gereği şehirle iç içesin. Sana göre şehir ve Berk nasıl bir uyum içinde?
Berk Kır
: Yürümek ve rastgelelik benim hayatımda çok temel ve öncelikli bir yere sahip. Hem kendi hayatında hem de sanat pratiği olarak karşılaştığım şeylerin ardındaki potansiyeller hakkında düşünmeye karşı eğilimim var. Bu yüzden şehirle kurduğum temel ilişki buradan geliyor, iyi anlaşıyoruz.

Serginin oluşum sürecinde ve genel olarak sanatsal kariyerinde seni etkileyen ya da ilham veren kaynaklar neler?
Berk Kır:
Kendisiyle kurduğu ilişkiyi önemseyen biri oldum. 2023, dış dünyada yürüdüğüm kadar iç dünyamda da adımladığım bir yıldı. Temel motivasyonumu buradan aldığımı söyleyebilirim. Bir fikirle karşılaştığım herhangi bir şeyin varlığından ilham alabilirim, her an her şeyden. Nesne yönelimli ontolojiyi çalışma alanı olarak sıkıca benimseyip, idrak etmekten; onunla, belki de onun gibi düşünebilmekten heyecan duyuyorum.

Senin için “Dışarıda Yakınlık” neyi ifade ediyor?
Berk Kır:
Gözün sokakta gördüğü her şeye yayılıp, kendine ait olanı seçerek -ikna olarak- getirmesi beni de dışarıyla kurduğum yakınlığa götürüyor. Dışarısı ile en derin içerisi, ruhun dışı ve en içi, dış dünya ve en iç arasında bir yeri ifade ediyor diyebilirim.

Author: Yiğitcan Genç

RELATED POSTS