Schneemann’ın çalışmaları genel hatlarıyla, cinsel ifade ve kadınların nesneleştirilmesinden, insanların çektiği acılara ve savaşın şiddetine kadar kritik konuları ele alıyor. İnsanların ve hayvanların güven ortamından uzak yaşadıkları deneyimlere şahit olmamızı sağlıyor. Sergi, izlerken düşündüren, düşünürken sizi bambaşka noktalara taşıyıp o hisleri filizlendiren bir etkiye sahip.
Resim, kolaj, film ve enstalasyon üzerinde çalışan Schneemann’ın, cinsel ifadeye ve cinsiyete yönelik radikal yaklaşımı, onun çeşitli pratiğinin artık öncü olarak kabul edildiği anlamına geliyor. Disiplinlerarası yaklaşımını, feminizmle ilişkisini ve daha geniş sanatsal topluluklarla olan bağlantılarını keşfetmemizi sağlayan sempozyum, Schneemann’ın kutsal mirasını her açıdan ele alıyor. Barbican Sanat Galerisi’nin, sanatçının 2019’daki ölümünden bu yana ilk büyük sergisi olacak olan ve altmış yıllık eserini barındıran sempozyum, her tabuya nasıl meydan okudunğunu inceliyor. Bu sergi, onun uzun kariyerini ve biçimle ilgili yenilikçi deneylerinin yanı sıra, çalıştığı tarihsel ve sanatsal bağlamları da ele alıyor.
Sergide çoğunlukla sanatçının erken dönem resimleri yer alıyor; deneysel heykel toplulukları ve kinetik çalışmaları; kendi bedenini medyum olarak kullandığı öncü performans çalışması; çığır açan grup performansları… 200’den fazla nesne ile bu sergi, Schneemann’ı yirminci ve yirmi birinci yüzyılın en kışkırtıcı ve ilham verici sanatçılarından biri olarak konumlandırıyor.