Clémence Dru Fransız markası Côme-Editions’un bir yarısı; kardeşi Matthieu Dru ise öteki yarısı. Beraber, seyahatlerden ve yeni özel dikim + moda nosyonundan esinlenen parçalar yaratarak farkındalıkla ilerliyorlar.
Ailemizin bir kısmı Dakar’ın bir adası olan Gorée’de yaşıyordu, (ayrıca Afrika sanat ve zanaatları arasında CSAO isimli çok iyi bir Paris konsepti yarattılar) bu yüzden biz de çocukluğumuzda orada çok bulunduk.
Gorée Adası çok güzel ve büyülü bir yer, renkleri, kültürü ve mimarisiyle ilham verici… SS16 koleksiyonumuzun bir bölümünü orada çekmek bir rüyaydı.
Annem ve babam, Dakar’da sokakta yaşayan anneler ve çocuklarını kurtarmak için kurulan La Maison Rose isimli derneğin üyeleri. Gelecek yaz için bazı ceketlerimizi nakışla süslemeleri için onlarla işbirliği yapmaya karar verdik.
Gorée öyle küçük bir ada ki, herkes birbirini tanır, herkes birbirine güvenir…
Kardeşim ve ben çok küçükken, Gorée’ye vardığımız anda kendimizi dünyanın kralı gibi hissettik… Her yere koştururduk, geceleri çıplak ayakla dans ederdik, köylerde yaşayan çocuklarla oynardık… Tamamen bağımsızdık – bizi izleyen bir yetişkin olmadan… Benim için bu tam bir özgürlüktü.
Liseyi bitirdikten sonra, moda tasarımını keşfettiğim Kingston Üniversitesi’nde (Londra yakınlarında) ön lisans yapmaya karar verdim. Moda konusunda her zaman tutkulu olmuştum ama bir iş haline gelebileceğini düşünmemiştim…
İnsanlar, yerler… Etrafımdaki insanlardan çok ilham alıyorum. Annem ve babam, kardeşlerim, hepsi sanatsal yolları takip ettiler… Yaratıcı ve serbest fikirli bir ortamda yetiştirildim ve çoğu kez yaratımlarımın, geçmişimin bir parçasını yansıttığını fark ettim. Diğer yandan Japon kültürünü seviyorum, ve bana sık sık, giysilerimizin mimari ve düzenli ruhu altındaki Japon ilhamının hissedildiği söyleniyor.
Bugün, moda piyasasında talep o kadar geniş ki yaptığımız giysilere bir değer eklememiz gerektiğini düşünüyorum. Bir nesneyi kişiselleştirme, onu nadir ve eşsiz yapma fikrini seviyorum. Eğer Senegal’deki kadınlar tarafından işlenen ceketlerimizin ilk sürümü tutarsa, kesinlikle bu yolda ilerleyeceğiz…
Şimdiye kadar her şeyi Paris’te yaptık. Harika insanlarla çalıştığımız için üretimin bir bölümünü orada tutmak bizim için çok önemli. Ancak uluslararası satış için daha fazla sayıda üretmemiz gerektiğinden SS16 sezonunun bazı parçaları Portekiz’de yapılacak. Genel bir hikaye/fikir ile başlıyorum İlgili bir mood board yaratılıyor. Stil ve tasarımları çiziliyor. Bir modelci ile sayıları yaratılıyor. Bir prototip belirleniyor. Hikayeyi anlatan bir fotoğraf çekimi organize ediliyor. Üretimlere başlanıyor.
Kiliwatch rue Étienne Marcel.
Ferdi rue du Mont Habor – aynı zamanda bir restoran – mojitoları için!
Üzeri nakış kaplı yeşil ipek bir bomber ceket – 5 yıl önce Tokyo’dan aldım.
Çantamda her zaman bir anvelop Côme elbisesiyle yolculuk ederim, çünkü giymesi en kolay parçadır – gün içinde veya gece, hem gündelik hem de zarif bir stil için.
Evet ve öyle çok sevdim ki geri dönmek için dayanmıyorum…
Kotum…