DUYGU: Bu mesleğe seni yönlendiren, tetikleyici güç neydi?
UFUK: Oldukça analitik bir kişiyim. Eğitimimin de bunda büyük etkisi var. Ama aynı zamanda duygusal zekamın, kavramsal yetimin yüksek olduğu söylenir. Tüm bunları estetik ve işsel yaratıcılık ile birleştirebileğim bir yer buldum. İçinde rakam, strateji, ekip, community, yaratıcılık, lüks, estetik, teknoloji olan bir yer… Yani kendimde keşfettiğim çeşitliliği, benden bekleyen bir dünya, markalar ve insanlar bütünü beni tetikledi diye özetleyebilirim.
DUYGU: Marka yaratmak mı marka kalabilmek mi daha zor?
UFUK: İkisi de kendine özgü zorluklar içeriyor. Marka yaratmak için güçlü bir vizyon, yenilikçi bir yaklaşım ve pazarda fark yaratmak gerekiyor. Sıfırdan bir dünya kuruyorsunuz. Tüketicinin zihninde ve kalbinde yer edinmek için büyük bir çaba sarf etmeniz lazım. Ancak marka kalabilmek bambaşka bir mücadele. Çünkü dünya sürekli değişiyor.
Tüketici beklentileri, rekabet ortamı, teknolojik gelişmeler–hepsi bir dinamizm içinde. Markanızın temel değerlerine ve mirasına sadık kalırken, aynı zamanda bu değişime ayak uydurmanız gerekiyor. Esnek, çevik ve yaratıcı olmalısınız. Tüketiciyi her zaman merkeze koymalı, onun değişen ihtiyaçlarını anlamalı ve ona en iyi şekilde cevap vermelisiniz.
Marka yaratmak bir yükseliş mücadelesi, marka kalabilmek ise bir denge mücadelesi. Devamlılık için çeviklik, yaratıcılık ve tüketici odaklılık esas.
UFUK wears a coat by MAX&Co, a shirt and pants by Burberry and his shoes are Kundura.
DUYGU: Bir marka nasıl sınırları aşıp, bireylerin kararlarını etkileyebilir?
UFUK: Bir marka (hatta bir birey) etki yaratmak için öncelikle öncü olmalı. Daha önce yapılmayanı yapmalı, beklenmeyeni yapmalı. Cesur olmalı, ilk adımı atmalı. Statükoyu sorgulamalı, sınırları zorlamalı. Özellikle lüks segmentinde, benzersiz, kişiselleştirilmiş deneyimler sunmak çok önemli. Teknoloji ve yapay zekâ, bu noktada büyük bir rol oynuyor.
Artık bireylere özel, onların beklentilerini aşan, veriye dayalı kişiselleştirilmiş deneyimler yaratmak mümkün. Standart, sıradan deneyimler artık yetersiz kalıyor. Ve en önemlisi, bir marka bireylerin hayal gücünü harekete geçirmeli. Onları hayal ettirmeli, ilham vermeli. Arzu uyandırmalı, bir dünya yaratmalı. Sadece bir ürün değil, bir yaşam tarzı sunmalı.
DUYGU: Bir marka için yaratıcı olmak ne kadar önemlidir?
UFUK: Lüks güzellik dünyasında yaratıcılık her zaman önemlidir. Ürün tasarımından tüketici deneyimine, her dokunuşumuzda yaratıcılığın izi vardır. Çünkü lüks, sadece güzel ürünlerden ibaret değildir; arzu ve ilham veren bir dünyadır. Bu dünya, zanaat, bilim ve sanatı yaratıcı bir şekilde harmanlayarak geliştirdiğimiz ürünlerimizle hayat bulur.
İletişimimizde de yaratıcılık ön planda. Bugünün lüks tüketicisi özgün ve özgürlüğüne düşkün. Hayal gücünü harekete geçiren, duygularına dokunan, otantik bir bağ kuran yaratıcı markalar, bugünün lüks tanımını yazıyor.
DUYGU: Güzellik sektöründeki ivme markalaşmayı nasıl etkiliyor?
UFUK: Güzellik dünyasında sürekli yeni markalar ve ürünler çıkıyor, rekabet artıyor, tüketicinin dikkatini çekmek zorlaşıyor. Trendler hızla değişiyor, markalar sürekli kendini yenilemek zorunda. Bu ortamda, sadece trende dayalı markalar başarılı olamıyor. Önemli olan zamansız bir kimlik, sağlam değerler ve tüketiciyle gerçek bağ kurabilen markalar yaratmak. Devamlılık, güvenilirlik ve özgünlük öne çıkıyor. Bu dinamik dünya markalaşmayı daha dinamik, çevik ve tüketici odaklı hale getiriyor. Sadece hızlı koşmak yetmiyor; doğru yöne, maratonu bitirecek dayanıklılıkla koşmak gerekiyor
“Bir marka (hatta bir birey) etki yaratmak için öncelikle öncü olmalı. Daha önce yapılmayanı yapmalı, beklenmeyeni yapmalı. Cesur olmalı, ilk adımı atmalı. Statükoyu sorgulamalı, sınırları zorlamalı. Özellikle lüks segmentinde, benzersiz, kişiselleştirilmiş deneyimler sunmak çok önemli”
-Ufuk Batur
DUYGU: Yaratıcılığın üretimi ve iletişimi oldukça etkilediği bir sektörde bir markanın DNA’sını koruyarak büyümesi hangi hassasiyet noktalarını koruyarak mümkün?
UFUK: Markalar, günümüzde kültürel liderler olarak görülüyor. Bu nedenle, hem toplumsal değerlere hem de kendi miraslarına saygı göstermeleri gerekiyor. Lüks, özellikle kültür ve tarihten beslenir. Ürünlerimizde, markamızın tarihine ve mirasına olan bağlılığımızın yansımalarını görebilirsiniz. Örneğin, Valentino’nun ikonik ‘stud’ları, Prada’nın deri uzmanlığından rujlara yansıyan mirası, ya da Lancome’un Louvre ile yaptığı iş birliği gibi. Bu örnekler, markaların kültürel kodlarla nasıl yaratıcı bir şekilde oynayabileceğini ve tüketiciyi şaşırtabileceğini gösteriyor.
Ancak yenilikçilik peşinde koşarken, markanın özünden kopmamak çok önemli. Temel değerlerimize sahip çıkarak, mirasımızı modern bir dille yeniden yorumlamalıyız. Böylece, hem zamansız bir çekicilik sunabilir, hem de bugünün tüketicisiyle bağlantı kurabiliriz.
Büyüme ve yaratıcılık, markanın DNA’sına saygı duyulduğunda gerçek anlamını bulur. Geçmişimiz, geleceğimizi şekillendiren en önemli kaynağımızdır
DUYGU: Trendleri yakalayan değil yaratan olabilmek nasıl mümkün?
UFUK: Bunu başarmak için kültürel değişimlere açık olmak, tüketiciyle empati kurmak ve hayal gücünün sınırlarını zorlamak gibi üç temel unsuru bir araya getirmeliyiz. Dünyayı, toplumu, insanları anlamak; sadece bugünü değil, yarını okuyabilmek esastır. Teknoloji, sanat, her alandaki değişimin güzellik dünyasına etkisini görebilmeliyiz. Aynı zamanda verilerin ötesine geçip, tüketicinin kalbindeki arzuları, hayalleri keşfetmeliyiz. Gerçekten dinlemek, anlamak, hissetmek gerek. Ve son olarak, “Ya şöyle olsaydı?” diye sorabilmeli, cesaretle, tutkuyla yeni dünyalar yaratmalıyız. İşte inovasyonun ve yaratıcılığın sihri burada. Böylece, peşimizden gelen değil, yolu gösteren oluruz.
DUYGU: Bir marka en büyük etki alanına sahip unsurken, etkileyici personaları içeriğinin eksenine alma ihtiyacı neden duyar?
UFUK: Bir marka, geniş bir etki alanına sahip olsa da, etkileyici personaları içeriğinin eksenine alması stratejik bir karardır. Çünkü markalar ne kadar büyük olursa olsun, insanlar insanlarla bağ kurar.
İşte bu noktada etkileyici personalar devreye giriyor. Toplumun bağ kurabileceği, güvendiği, örnek aldığı bu isimler, markanın mesajını daha samimi ve etkili bir şekilde iletebilir. Kendi hikayeleri ve deneyimleriyle ürünlere can katar, tüketiciyle duygusal bir bağ kurarlar.
Ayrıca, etkileyici personalar farklı komünitelere ve jenerasyonlara ulaşmamızı sağlar. Markanın tek sesli değil, çok sesli bir şekilde konuşmasını mümkün kılar. Çalıştığımız komüniteler, kültürün yapı taşlarıdır ve onlarla kurduğumuz iletişim markanın toplumsal etkisini artırır.
DUYGU: İçeriğin her şey olduğu bu dönemde bir marka ürününü nasıl içeriğe dönüştürebilir ve nasıl özgün kalabilir?
UFUK: İçerik her şeyse, ürünümüz içeriğin ta kendisi olmalı. Bunu da doğru bir hikaye anlatarak yapabilir. Ürün, hikayenin kahramanı olabilir, ama hikayenin tamamı olmamalı. Önemli olan, samimiyet. Tıpkı bir parfümün yaratım hikayesi gibi… Duygulara dokunan, izleyiciyle bağ kuran onlara hayal kurduran, geçmişe götüren bir hikaye.
Özgünlük içinse üç püf noktası: Gerçekçi olun, duygusal olun, kendiniz olun. Kendi sesinizi bulun. Başka bir deyişle, ürününüzü bir hikayeye dönüştürün, ama o hikaye sizin hikayeniz olsun.
DUYGU: Yaratıcılığını korumak için ne yapıyorsun?
UFUK: Yaratıcılığımı korumak için sürekli beslenmesi gerektiğine inanıyorum. Bu yüzden kendimi bir içerik gibi görüp sürekli yeni bilgilerle besliyorum. Bol bol okuyorum, dinliyorum, izliyorum, konuşuyorum, gözlemliyorum. Her türlü gündemi takip ediyorum, farklı sektörlerdeki gelişmeleri inceliyorum. Sadece güzellik dünyasıyla sınırlı kalmıyorum; iş dünyası, ekonomi, kreatif trendler, tüketici davranışları… Hepsi benim ilgi alanım. Rakamlara da yakından bakıyorum, çünkü verilerden çıkan içgörüler de yaratıcılığı tetikleyebiliyor.
DUYGU: Bir marka yaratıcı olabilmek için nasıl bir bakış açısına sahip olmalıdır?
UFUK: Yaratıcı bir marka olmak için, öncelikle açık fikirli olmak gerekir. Yeni fikirlere, farklı perspektiflere kucak açmak. Dünyayı meraklı gözlerle izlemek, sürekli öğrenmeye açık olmak. Ama sadece açık fikirli olmak yetmez. Risk almaktan da korkmamak gerekir. Çünkü yenilik yaratmak, bilinmeyene doğru bir adım atmaktır. Ve işte burada, geleceği görme vizyonu devreye giriyor. Neyin geleceğini, tüketicilerin ne isteyeceğini öngörebilmek. Tüm bunların birleşiminden doğar gerçek inovatif markalar.
DUYGU: İçerik üretimi kavramının pik yaptığı bir dönemde bir markanın sorumluluğu nasıl bir çerçevede artıyor?
UFUK: İçerik üretimi çağında, markaların sorumluluğu da artıyor. Artık sadece ürün satmak değil, değer yaratmak gerek. Toplumun değerlerini yansıtmak, kültürel hassasiyetlere saygı göstermek, dürüst ve şeffaf olmak… Mesela benim işimde bunun son örneği YSL MYSLF; erkeklik anlayışının statükosunu sorgulamak, değişimine öncülük etmek. Anlattığımız hikayelerin doğru, etik ve otantik olması çok önemli. Topluma ilham veren, pozitif değerler yaratan hikayeler.
Üstelik, tüm bunları yaparken bir de uzun vadeli düşünmek gerekiyor. Bugünün trendlerine kapılıp gitmeden, markanın geleceğini de göz önünde bulundurmak. Sürdürülebilirlik, hem çevresel hem de sosyal açıdan, markaların vazgeçemeyeceği bir sorumluluk.
DUYGU: Her şeyin birbirine benzetildiği bir dünya düzeninde; özgünlüğü korumak nasıl mümkün?
UFUK: Markalarımızın temel değerleri ve güçlü mirası, bizim için yol gösterici. Bu temelden güç alarak, zamansız şıklığı modern bir anlayışla yorumluyor ve güçlü bir inovasyon ajandasıyla zenginleştiriyoruz. Araştırma ve geliştirmeye yatırım yaparak yeni teknolojiler ve formüller keşfediyoruz ve böylelikle zamanın ötesinde olan ürünler ve teknoloji ile birleşmiş deneyimler sunabiliyoruz. Bu da aslında bizi farklılaştıran
en önemli nokta oluyor: çağın ötesinde olan ürünlerimizi, tüketicilerimizi şaşırtan deneyimsel işlerle her daim birleştirmek. Çünkü lüks, bir üründen ziyade bir deneyim.
DUYGU: Yayıncılığın korunmasında ve gelişiminde sektörel sorumluluğunuzu ne oranda taşıyorsunuz; bir mecranın içerik üreticisi değil kreatif gelişime alan sağlayan bir ilham noktası olarak konumlanması sizin markalarınız ve onun tanıtım faaliyetleri için ne derece önem taşıyor?
UFUK: Yayıncılığın korunması ve gelişiminde sektörel sorumluluğumuzu taşıyoruz çünkü güçlü bir yayıncılık ekosistemi, hepimiz için önemli. Ancak bu sadece maddi destek sağlamakla sınırlı değil. Bizim için asıl önemli olan, yayıncılığın kreatif gelişimine katkıda bulunmak, bir ilham noktası olmak. Markalarımızın güçlü global reklam filmleri var. Ancak bizim lokaldeki ihtiyacımız bunların bir benzerini çekmek değil. Hedefimiz, tüketicilerimizle derinlemesine bağ kuran, lokal olarak ilham veren ve kültürel kodlara uygun içerikler üretmek.
Özellikle lükste, bir ürünün hikayesini anlatmak, onu bir deneyime dönüştürmek çok önemli. İşte bu noktada bağımsız yayıncıların katkısı paha biçilmez. Onların özgün bakış açısı, yaratıcılığı ve kültürel birikimi, markalarımızın mesajını daha etkileyici ve akılda kalıcı hale getiriyor.
Birlikte yaratarak, hem yayıncılığın gelişimine katkıda bulunuyor, hem de markalarımızın başarısına katkı sağlıyoruz. Bu, kazan- kazan bir yaklaşım.
From Based Istanbul N°44 – Confessions Issue. “World is basically a “dynamic” mess of jiggling things. You need to confess your messy parts first.” Buy your copy now!
In conversation with Ufuk Batur
Creative Direction and Words by Duygu Bengi
Fashiıon Direction by Burak Sanuk
Photographed by Burcu Karademir
Fashiıon Editor Birce Naz Köş, Murat Şentürk
Hair by Mustafa Akgül
Make Up by Zeynep Dombaycıoğlu
Creative Team Belgin Demirhan, Melike Duman, Tunga Yankı Tan, Umutcan Öncü
Photogtaphy Assistant Furkan Irmak
Styling Assistantants Can Demirkıran, Melek Kaya, Zeynep Naz Gümrükçü
Hair Team Enes Sakızcı, Yiğithan Yılmaz
Gaffer Ömer Rauf Aksoy
Gaffer Assistants Halil Demircan, Harun Ateş
Best Boy Taner Altundaş