Beyrut, günde yaklaşık 10 defa sevip nefret ettiğiniz hayat dolu bir şehir. Etrafınızı saran enerji, bu yolda nasıl ilerlediğinize bağlı olarak sizi ya aşağıya çekiyor, ya da sonunda hiç var olduğunu bilmediğiniz kapıları açıyor. Bize göre kesin olan bir şey var, o da B, C, D planı olan diğer şehirlerle aynı kurallara sahip olmayan, dolayısıyla büyümenin sana daha çok seçenek sunduğu bir yer.
Gariptir ki, düşünce sürecinden yapıma, pazarlamadan yönetime birbirimizi hemen hemen her konuda tamamlıyoruz. Hedeflerimiz, amaçlarımız ve tutkumuz aynı; ilginç olanın ortak bir vizyon olduğunu düşünüyoruz, gerisi boş.
İşlerimiz daha çok iyi bir dinleyici olmakla ve etrafımızı tercüme ve filtre edebilmekle alakalı. Yaratıcılık birçok farklı işte var ve hayatınızdaki herhangi bir işle uğraşırken yaratıcı yöntemler bulmak için iyi bir gözlemci olmanız lazım. Aslında bizim yaptığımız müşterilerimize akıllarında olan tüm kriterlere uyan ama beklemedikleri şeyleri göstermek.
Tabii ki de değişmiyor, süreç aynı; sadece farklı malzemeler ile çalışıyoruz.
David: Nicolas’ın mükemmeliyetçiliği.
Nicolas: David’in fikir özgürlüğü.
Son kare; projelerimizde iyi ışık, bütünlük, zıtlık, konumlandırma ve ahenk olduğundan emin olup, anlik bir fotoğraf gibi kurgulayoruz.
Beyrut’ta yaptığımız restoran için inanılmaz heyecanlıyız. Burası bizim tasarladığımız ilk kamusal alan ve fayanslardan lambalara kadar projedeki her bir parçayı çizebilme şansına sahip olduk. Ocak sonunda açılıyor olmalı.