Minimalizm ve sıradan modadan sıkıldınız mı? Merak etmeyin, Diesel burada! Dieesl İlkbahar/Yaz 2025 koleksiyonu, baştan sona cesur ve tavizsiz bir moda manifestosu. Glenn Martens, Diesel’i trashcore estetiğinin derinliklerine doğru sürüklerken, kaotik ama bir o kadar da özenle planlanmış bir dünyayı karşımıza çıkarıyor. Gösteriden önceki üç günlük canlı yayın, Diesel’in merkez ofisine ve nefes kesici podyum hazırlıklarına sahne arkasından bakmamızı sağladı—gerçek zamanlı bir moda belgeseli formatında Martens’in gelişen vizyonuna çekildik. Şimdi perdeleri indiriyoruz, gösteri zamanı!
Koleksiyonda denim başroldeydi, üstelik tahmin edilemez biçimlerde. Martens, bir kasırgadan sonra mahalle ikinci el dükkanını yağmalamış olsa gerek—tüm denim parçalar yırtık, püsküllü ve yamalı bir biçimde bizlerle buluşuyor. Mad Max kafası, bir tık daha bile havalı. Abartılı silüetlere sahip dokulu ceketler, kullanılmış ve yamalanmış görünümlerde jean pantolonlar, rafine ve oversize silüetler içinde eforsuz bir görünüm sunuyor. Martens’in dekonstrükte edilmiş silüetleri Diesel’in imzası olan sert estetiği yeni bir seviyeye çıkarıyor — punk, Blade Runner ve Gen-Z bir masada buluşmuş gibi.
Makyaj ise işin bambaşka bir boyutuydu. Modeller, keskin hatlarla çekilmiş, adeta kedi gözü efekti veren göz makyajıyla podyumu adımladı. Gözlerde kullanılan buz beyazı lensler futuristik bir dokunuş da ekleyerek şova başka bir evrene ait bir aura kattı. Diesel’in sert estetiğiyle uyum içinde makyaj estetiği markanın vizyonuna future-forward bir stil yorumu sundu.
Ve gelelim asıl meseleye—podyumu gördünüz mü? Diesel, gösteri için sadece birkaç parça denim kullanmakla kalmadı; tam 15 ton denim atığı kullandı. Evet, yanlış okumadınız—tam 15 ton. Tüm podyum, bir denim fabrikası tarafından önce yerle bir edilmiş sonra tekrar inşa edilmiş gibi görünüyordu. Kaotik ve dokulu… Martens ve Diesel arasındaki muhteşem harmoninin bir göstergesiydi diyebiliriz. Zaten serserilik yapmak üzerine doğmuş bir marka, daha ne kadar yaramazlaştırabilir dersiniz? Bu konuda Marten’sin anlatacakları olmalı.