Disiplinler Arası Bir Deneyim: Grace The Stage

UnframedDecember 24, 2023
Disiplinler Arası Bir Deneyim: Grace The Stage

Hareket, sanat, spor, kültür, tutku ve stil… Tüm bu duyguları uyandıran herkesi ortak noktada buluşturan dans ana konumuz. Nike’ın kıtaların ve kültürlerin buluştuğu İstanbul’da, dansın harekete geçirici ve özgürleştirici ritmini kutlamak için gerçekleştirdiği “Grace The Stage” sahnesinden kulise doğru adım atıyoruz. Dünya çapında ün kazanmış dansçı Natalie Bebko, Ekin Bernay ve Ömer Yeşilbaş tarafından hazırlanan üç farklı koreografi için 27 dansçı yüksek bir tempoda hazırlanıyor. Moda ve tasarımda öncü bir Türk markası olan Cult Form’un kurucusu Merve Abedan; bu performans serisi özelinde Nike ürünlerini kendi tasarım dilinde dönüştürdüğü 30 parçalık özel bir koleksiyon hazırlamış. Tamamı ileri dönüştürülmüş parçaların yer aldığı bu koleksiyonda form ve fonksiyon dengesinin kusursuz birlikteliği ilk dikkat çeken unsur.

Ve tasarımlarını Merve’den dinlemek, bu hikayeye ortak olmak için sabırsızız!

Birlikte üretmek Cult Form için neyi ifade ediyor?

Merve Abedan: Birlikte üretmek Cult Form için farklı perspektifleri bir araya getirerek birleştiren bir süreç. Nike ile yaptığımız iş birliği, her iki markanın da kendi özgünlüklerini korurken ortak bir vizyonu gerçekleştirmeye odaklandı. Cult Form, geleneksel el işçiliği ve modern tasarım arasında bir köprü kurmayı hedefleyen bir marka. Bu yüzden, collabrative üretimlerde olabildiğince kendi DNA’mızı bir diğer markanın DNA’sı ile uyum içerisinde birleştirmek oluyor.

“Herkesin neden dans ettiğini hatırladığı bir iş olmasını istedim. Bizim için yaşamda kalma şekli dans ve hareket. Yaşadığımızı hissettiren, bizi iyileştiren, yola sokan amaç veren şey… O yüzden atan içeriden dışarıya düşünerek bunu o gün sahnede izlediğiniz yaratıcı dansçılarla birlikte çıkardık. Herkes kendi cümlesini ekledi. Biz birlikte konuşuyoruz bu şekilde.” 

-Ekin Bernay

Upcycled olarak kurgulanan bu koleksiyonun matematiğinden bahseder misin?

Merve Abedan: Nike ile Grace The Stage konseptli dans projesinin koleksiyon üretimine başlarken çıkış noktamız koleksiyonu; Cult Form’da uygulamaya çalıştığımız “zero waste” bakış açısını Nike’ın “move to zero” bakış açısıyla birleştirmekti. Bu süreçte ilk olarak malzeme kullanımında, Nike’ın sezon sonu ve defective olarak adlandırdığı ürünler arasından bir seçki yaparak başladık. Daha sonra bunlar arasından önceliğimiz dansçıları engellemeyecek esneklikteki ürünleri seçerek devam etti. Son olarak da üç ayrı koreografinin temalarını seçerek ürünler arasından 3 ayrı renkte kullanabileceğimiz ürün grupları oluşturarak koleksiyonumuzu üretmeye başladık. 

“Nike x Cult Form koleksiyonumuzda daha çok swooshları puffy görüntlere getirirken aslında swoosh logosunun boyut kazandığında çok daha etkileyici bir görüntü olduğunu keşfettik.” 

-Merve Abedan

Tasarımlarda çıkış noktan ne oldu? Dans ile modayı birleştiren -figürleri stilize etmeye odaklanan- bu yolculuğun ana odağında ne vardı?

Merve Abedan: Tasarımlarda çıkış noktam her koleksiyon için doğanın dikkat çekilmemiş yönlerinden ilham almak oldu. Bataklık ve karlı tepelerin yanı sıra dağ tepesindeki nadir pembe çiçeklerin çarpıcı görünümünü bir araya getirmek isteğim 3 ayrı koleksiyondan oluşuyor. 

“Yıllardır dans ederek dünyayı dolaşıyorum ve dansta bir arayış bir sorgu içerisindeydim. Bu arayışı her zaman Türkiye’den Dünya’ya, yurtdışına olarak baktım ama sonra fark ettim ki aradığımız şey Türkiye’de İstanbul’da bizim kültürümüzün içerisinde. Çok güçlü ve köklü bir kültüre sahibiz. İstanbul çok büyülü bir şehir o büyüyü herkes dışarıda arıyor. Aslında aradığımız her şey bu topraklarda. Bütün deneyimlerimi, gezdiklerimi ve gördüklerimi kendi ülkemde birleştirmeyi düşündüm ve bunu İstanbul kadar muazzam bir yerde dansın buluşma noktası olarak bir araya getirdim. Tıpkı Grace The Stage etkinliğinin dansın buluşma noktası olması gibi.” 

-Ömer Yeşilbaş

Çalışma sürecini biraz daha yakından dinlemek isteriz; “Grace The Stage” dansçılarının kombinlerini tasarlama süreci nasıl ilerledi? Zorlandığınız aşamalar nelerdi?

Merve Abedan: Koleksiyonu tasarlama surecimiz oldukça kısa bir süreydi. Nike ile birlikte defective ve sezon sonu ürünler arasından bir seçki yaptıktan sonra hızlı bir şekilde tasarımlarımızı şekillendirip, üretim sürecine başladık. Aynı zamanda 3 haftalık bir süreçte Onaranlar Klubü ile birlikte Nike İstinyepark mağazasında gerçekleştirdiğimiz atölyelerle birlikte de katılımcılar eşliğinde her hafta bir koleksiyonumuz için tasarımlarımızın üstüne ekleyebileceğimiz materyaller ürettik. Tasarım sürecimizi güçlendiren bir süreç oldu ve aynı zamanda gerçekleşecek etkinliğimiz için de daha fazla insanla iletişim kurmuş olduk. 

Bu süreci doğru yönetmek çok önemliydi. Bu yüzden ekibime, özverili çalışmalarından ötürü teşekkür ediyorum. Bu aşamada en zorlandığımız kısım; tasarımların dansçılar üzerinde sorunsuz bir şekilde fit olmasıydı. Çünkü her dansçımızın kendine has bir dans stili yani dışa vurumu vardı. Bu dışa vurumları tasarımlarla güçlendirmek en zorlayıcı kısımlarından biriydi.

Nike koleksiyonlarından Cult Form imzası taşıyan parçalar yaratırken hem kendi DNA’nda hem de Nike DNA’sında keşfettiğin yeni form ve materyallerden bahseder misin? Nasıl sürprizlerle karşılaştınız?

“İlham kaynağım müzik ve dışarı çıkıp dans etme isteğiydi. Performansın, dansçılar ve izleyen izleyiciler için heyecan, iyi enerji ve genel olarak eğlenceli bir deneyim vermesini istedim.” 

-Natalie Bebko

Merve Abedan: Cult Form imzası taşıyan Nike parçalarımızı yaratırken fark ettiğim en güzel detay, Nike’in tamamen konfor odaklı yarattığı ürünlerin Cult Form’un yaratım süreciyle aynı hizmeti sağladığı oldu. Biz de Cult Form’da kalıplaşmış formları yani herkesin taşımaya aşina olduğu ve kendini güvende hissettiği basit formları tasarıma çeviriyoruz. Aslında ikimizinde çıkış noktası konfor. Ayrıca Nike x Cult Form koleksiyonumuzda daha çok swooshları puffy görüntlere getirirken aslında swoosh logosunun boyut kazandığında çok daha etkileyici bir görüntü olduğunu keşfettik. Bu yüzden koleksiyonumuzda her grup için farklı boyut farklı renk ve farklı tekniklerle kıyafetler üzerlerine swoosh’lar ekleyerek tasarımlarımızı gerçekleştirdik.

Merve için ilham nasıl somutlaşıyor?

Merve Abedan: Benim için ilham, geleneksel el işçiliği ve modern tasarım arasındaki dengeyi bulma çabasından somutlaşma tohumlarını atıyor. İstanbul ve Berlin’in farklı atmosferleri ve kültürleri, markanın koleksiyonlarına yansıyan çeşitlilik yaklaşımlarla somutlaştırıyorum.

“Nike ile Grace The Stage konseptli dans projesinin koleksiyon üretimine başlarken çıkış noktamız koleksiyonu; Cult Form’da uygulamaya çalıştığımız “zero waste” bakış açısını Nike’ın “move to zero” bakış açısıyla birleştirmekti.”

-Merve Abadan

Koleksiyonlarında ana çıkış noktası ne oluyor? 

Merve Abedan: Koleksiyonlarımda çıkış noktam sezonsal olarak benim ruh halimle çok bağlantılı oluyor. Tabi ki her sezon Cult Form’da korumaya çalıştığımız bazı karakteristik tasarımlar ve özgün değerleri kaybetmeden. Genel olarak o dönemin bana hissettirdiği toplumsal, siyasi, sanatsal birçok gelişim ve değişim benim, koleksiyon temamı oluştururken ana çıkış noktam oluyor. Ve ayrıca her sezon geleneksel ya da ilginç bulduğum bir tekstil tekniğini uygulamak da ana çıkış noktalarımdan biri.

Form ve fonksiyon arasındaki ilişki bir koleksiyona dönüşünce senin olmazsa olmazların? 

Merve Abedan: Koleksiyonda estetik ve pratik kullanım arasında denge önemli bir noktadır. Aynı zamanda, tasarımın işlevselliği desteklemesi ve kullanıcının ihtiyaçlarını karşılaması da benim için önemli unsurlardan biridir.

Grace The Stage sahnesinde koleksiyonun dansçılarla ve seyircilerle buluştuğu an ne hissettin?

Merve Abedan: Benim için o an çok özeldi. Daha önce Cult Form’da 3 kez runway deneyimim olmuştu fakat bu heyecan çok farklıydı. Tasarımlarımın estetik bir hareket içerisinde görünüşü dışında başka şekiller alarak tekrardan da aynı forma dönebilmesi, tasarımlarımın bir konuşma içerisinde olduğu hissini verdi. 

“Her dansçımızın kendine has bir dans stili yani dışa vurumu vardı. Bu dışa vurumları tasarımlarla güçlendirmek koleksiyonun en zorlayıcı kısımlarından biriydi.” 

-Merve Abedan

Senin için sırada ne var?

Merve Abedan: Sırada tabi ki FW24-25 koleksiyonum var. Önümüzdeki aylarda koleksiyonumun tanıtımı için Paris’te olacağım. Bunun dışında 2024 için heyecan verici birkaç projemiz daha olacak. Cult Form’u başka disiplinlerle başka şeyler anlatmaya devam ederken göreceksiniz.

Creative Direction & Interview by Duygu Bengi

Photographed by Zafer Tektaş

Art Direction by Şevval Küçüktür, Umutcan Öncü, Ayşegül Eroğlu

Creative Team Belgin Demirhan, Ceydanur Demir, Tunga Yankı Tan

Edited by Umutcan Öncü

DOP Öznur Öztürk

Author: Based Istanbul

RELATED POSTS