Verdiği röportajlar ve söylemleriyle feminist kimliğini kanıtlamış olsa da, bu konuda aldığı aksiyonları burada kalmayan Geena Davis, kendi adıyla kurduğu Geena Davis Institute on Gender in Media organizasyonuyla, medyadaki cinsiyet temsili hakkında araştırma yürütürken, kadınların haklarının savunuculuğunu yapıyor. Bu oluşumu kurulum süreci, bir gün kızıyla çocuk programları izlerken, kadın karakterler konusunda büyük bir eksiklik olduğunu farketmesiyle başlıyor. Çocukların günün uzun bir saatini, televizyon izleyerek geçirdiklerini düşününce, kadın kahramanlar izliyor olmaları, genç kızların özgüveninde büyük bir etkiye sahip olur şüphesiz. Sektördeki gücünü bu alana kanalize eden Davis, kadın görünürlülüğünün, eksikliğinin sadece ekranla sınırlı olmadığını da söylemekten geri kalmıyor. 2015’de kadınların ve azınlıkların sesi olması için kurduğu Bentonville Film Festivali dünyanın dört bir yanından anlatacak hikayeleri olan insanlar için alan sağlıyor. Katılabilmek için gerekli olan tek koşul, kamera arkasında bir kadın ya da azınlık grubu mensubunun liderlik ediyor olması. Bütün bu cesur adımları atabilmek her zaman çok kolay değil, ama bu derece ünlü bir ikonun bu bakış açısında olması oyunun kurallarını değiştirmek için gerekiyor.
Son projesi, samimi bir şekilde, hayatı ve Hollywood kariyerini kaleme aldığı otobiyografisi Dying of Politeness. Kitabı hakkında verdiği bir röportajda adındaki nezaketi ilk andan itibaren ailesinden öğrendiğini ama zamanla acı da olsa dezavantajlarını gördüğün söylüyor. Çocukken gittiği bir evde şeker uzattıldığında hayır deme zorunluluğu hissettiğini, bunun kısıtlayıcılığından ve sanki insanların duygularına masaj yapıyormuş gibi hissettirdiğini bahsediyor. Davis kitabında çocukluk korkularından, yetişkinlik zamanını etkileyen travmalarından, oyunculuğa başladığından beri cinsel istismara uğradığı, iş ortakları, romantik ilişkide olduğu ve arkadaşları hakkında her zaman olduğu gibi çokça cömert ve cesur davranmış!