Dağınık saçlar, astarsız eteğin altından gözüken külotlu çorap detayı ve pantolonsuz olmasına rağmen yangın çıksa umrunda olmayacak tavırlar… İşte, Miu Miu yeniden eğlenceli ve alaycı ruhunu 60’lar ve 70’lere ait bir retro estetiğinde buluşturuyor.
Farklı fikirler için ortaya çıkan ön yargıyı kırmayı ve sorgulatmayı hedefleyen Miuccia Prada, giysilerin ve fikirlerin değişime uğrayabileceğini ve modayı sınırların içinden adım adım kurtarmak için tam teşekküllü savaşıyor. Kapüşonlu sweatshirt, diz boyu etekler, hırkalar gibi bilindik görünümlerin farklı bir yorumlaması olarak değişik kumaşları ve promosyonları bir arada kullanarak Prada yine en iyi bildiği dozunda karmaşıklığı podyuma taşıdı. Kat kat giyilen kıyafetlerin karmaşıklığını çözmek için, bunları yakından incelemek, sorgulamak ve merak etmek gerekiyor ki Miu Miu’nun da tam olarak değindiği nokta burada başlıyor. Artık günümüzde sıkça kullanılan, hatta bazılarımızın sıkıcı bile bulabileceği, kıyafet kesimlerini, örneğin, oldukça resmi kesimdeki kazak-hırka setleri renkli transparan ve satenlerle yeni bir dünyaya gözünü açarken; midi etekleri rengarenk fakat yine koleksiyonun renk paletiyle uyumlu olan taytlar ve çoraplarla canlandırdı.
Ayrıca, defile boyunca, Güney Koreli sanatçı Geumhyung Jeong’un özel olarak tasarladığı bir enstalasyon defileye eşlik ediyor. Jeong’un çalışması, kendi vücudu ve kıyafetleri arasındaki ilişkiyi inceliyor ve defilede yer alan ekranlarda sergilendi.