Müziği bir kaçış olarak mı yoksa gerçeklerle yüzleşmek için mi kullanıyorsunuz?
Charlotte Cardin: Müziği kesinlikle terapi olarak kullanıyorum, esasen pek çok şeyden kaçmanın sağlıklı bir yolu olarak görüyorum. Müzik benim için hep bir şeyleri hayali dünyalar yoluyla deneyimleme yolu olageldi. Onu hep hayal gücüme detay, doku ve iyileştirici imgeler ekleyen bir yol olarak gördüm. Her zaman canlı bir hayal gücüne sahip oldum ve müzik yaparak bu gücü terapötik bir şekilde kullanabildim. Özellikle bu albümde, müzik yapmak kesinlikle benim için gerçeklikten kaçış anlamı taşıdı. Kişisel seviyede uğraşmam gereken çok fazla şey olduğu için yaratıcı sürece girdim. Dolayısıyla stüdyoda olmak, o ana odaklanmak ve müziği sezgisel bir şekilde yapmak benim için çok sağlıklı bir terapi biçimi oldu.
Müzik sizi ve hayatınızı nasıl şekillendirdi?
Charlotte Cardin: Müzik her zaman hayatımın çok büyük bir parçası oldu. Benim ve kimliğimin çok önemli bir parçası. Çok müzik dinleyen, oldukça müzikal bir ailede büyüdüm ve her zaman, küçük bir çocukken bile müzik benim için bir tutku, üzerinde çalışabileceğim bir şey oldu. Bana ait bir şeydi ve kendimi, ben olduğum için iyi hissetmemi sağlıyordu. Ekinlerini hayatım boyunca biçebileceğimi bildiğim bir alandı ve hâlâ da müziği öyle görürüm. Hâlâ üzerinde çalıştığım, tutkunu olduğum, bitmeyecek bir proje gibi görüyorum çünkü müzik sonsuz. Her zaman yeni müzik yapabilirsiniz, her zaman daha iyi bir müzisyen olabilirsiniz, daha iyi şarkı söyleyebilir, sanatınızı geliştirebilir, daha iyi şarkı sözleri yazabilirsiniz. Bu yaklaşımı seviyorum çünkü bana sonsuz bir oyun parkındaymışım gibi hissettiriyor.
Bir şarkıcı olarak yolculuğunuzda zorluklarla karşılaşmış olmalısınız. Nasıl üstesinden geldiniz ve onlardan sanatsal gelişiminizde nasıl yararlandınız?
Charlotte Cardin: Kesinlikle zorlukları olan bir süreçti. Benim için en büyük zorluk turnelere bağlı yaşam tarzı değişikliği oldu çünkü ben ailem ve arkadaşlarımla zaman geçirmeyi seven biriyim. Kendim gibi hissedebilmek için sevdiklerimle kaliteli zaman geçirmeye ihtiyacım var. Dolayısıyla sevdiğim insanlardan uzakta olmak turnelere başladığımdan beri, yani yaklaşık 10 yıldır yaşadığım en büyük zorluk. Ama alıştım. Tüm turne süreçleri boyunca daha dengeli bir yaşam tarzı sürdürmenin kendimce yöntemlerini buldum. Tabii bu hâlâ üzerinde çalıştığım bir durum. Yaptığım şey, Montreal’deki evime gittiğim zaman ailem ve arkadaşlarımla mümkün olduğunca çok zaman geçirmek. Buna her şeyden çok öncelik atfediyorum çünkü yılın kalanında tüm bunları özleyeceğimi biliyorum.
Özüme sadık kalabilmek benim için çok önemli. Bunu da hayatımın belirli taraflarında mahremiyetimi bir parça koruyarak başarıyorum.
Charlotte Cardin
Kendini ifade etmek sizin için ne anlama geliyor?
Charlotte Cardin: Kendini ifade etmek benim için bir sürü anlama geliyor. Bence insan kendini farklı şekil ve yapılarda ifade edebilir. Benim için bu ifade daha çok şarkı sözü yazımım ve sesimle gerçekleşiyor. Kırıldığım ve normal konuşma yoluyla dile getiremediğim bir şeyleri iletmemi sağlıyor. Yani müzik hep tanımlayamadığım parçalarımı ortaya çıkarma yolum olageldi. Bazı insanlar kendilerini spor, dans veya şiirle ifade ederler, hatta bazı yöntemlerin sanatsal olması bile şart değil. Herkesin kendine göre bir yöntemi var ama benim en sevdiğim yöntem her zaman şarkı söylemek oldu.
Hayallerinizin gerçekleştiğini düşündüğünüz bir an?
Charlotte Cardin: Hayallerimin gerçekleştiğini düşündüğüm pek çok anım var. Bu anları düşündüğüm zamanı aklıma hemen gerçekleştirme şansı bulduğum muhteşem canlı performanslar geliyor. Geçen yaz Kanada’da, Quebec’te bir festivalde sahne aldım ve izleyen 75.000 kişi vardı. Çocukluğumdan beri bu festivalde sahne almayı istiyordum çünkü idolüm Celine Dion’un da o festivalde, hayatım boyunca DVD’den izlediğim, harika bir performansı olmuştu Bu nedenle inanılmazdı. İstanbul performansımı düşünüyorum, buraya son geldiğimde benim için orada olan üç ya da dört bin kişi vardı ve bu da bir hayalin gerçekleştiği andı. Daha önce hiç gitmediğim, yepyeni bir şehirde olmak, orada benimle şarkı söyleyen bir hayran kitlesiyle karşılaşmak, toplulukla böyle bir bağ kurabilmek… Bunların hepsi hayallerin gerçekleştiği anlar. Bu anlarda yaşadığım deneyim benim için çok çarpıcıydı. Dönüp dönüp o performanstan bahsediyorum çünkü gerçekten büyüleyiciydi. O kadar çok insanın gelmesi hepimiz için sürpriz oldu. Ben böyle anlar için çalışıyorum, önem verdiğim tek şey, muhteşem canlı anları hayranlarımla birlikte deneyimlemek. Bu nedenle bu anları paha biçilmez buluyorum.
Yakın zamanda kendinizle ve bir sanatçı olarak gelişiminizle ilgili gurur duymanızı sağlayan ne başardınız?
Charlotte Cardin: Bir sürü şey var. Mesela Jim Carrey isimli bir şarkı yazdım, sonra beni kendisi aradı. Şarkıyı sevdiğini, özellikle şarkının ardındaki mesajı beğendiğini söyledi. Bu benim için çok özeldi çünkü her ne kadar yaptığım işlerin ne kadar anlamlı ya da başarılı olduğunu böyle ölçmesem de kahramanlarınızdan birinin arayıp onun hakkında yazdığınız bir şarkıyı beğendiğini söylemesi çok özel bir şey. Bu kesinlikle hayatta bir kez başınıza gelebilecek bir şey, benim de şarkımla çok gurur duymamı sağladı. Yeni albümümdeki müzikle de büyük gurur duyuyorum ve onu herkesle paylaşmak için sabırsızlanıyorum.
Genç ve ilham veren bir sanatçı olarak, kendi seslerini, sanatsal dışavurum şekillerini ve kimliklerini bulmaya çalışan müzisyen adaylarına ne önerirsiniz?
Charlotte Cardin: Sanıyorum verebileceğim en iyi öneri, bir sanatçı olarak kendilerini bulmaya zaman ayırmaları olurdu. Ben bu zamanı ayırdım. Hâlâ sanatçı kimliğimin bazı kısımlarını bulmaya çalıştığımı düşünüyorum. Sürekli bazı parçalarıma yeni şekiller veriyorum. Daima değişirsin ve bu normaldir. Değişimi kucakla ve ne yapmak istediğini çözmeye zaman ayır. En büyük hata olaylara aceleyle dalmak, bir çeşit dalga üzerinde sörf yapmaya çalışmak ve ne istediğini ne demek istediğini gerçekten bulmak için biraz daha beklemek gerektiğini fark etmektir; ve bence aldığım, kendime de verebileceğim en iyi tavsiye bu.
Röportajlarınızın birinde şarkı yazarken aklınızın bir köşesinde canlı performansı da sürekli tuttuğunuzu belirtmiştiniz. Bu yaratıcı süreci ve şarkılarınızı oluşturma sürecini nasıl etkilediğini biraz daha açar mısınız?
Charlotte Cardin: Müziği oluştururken canlı performans hep aklımın bir köşesinde olur çünkü bu, müziği hem yaratmanın hem de paylaşmanın kritik bir noktası. Bazı durumlarda bir prodüktör bana üzerine söz yazmam ve melodi eklemem için bir ritim verir. Bunu yaparken canlı versiyonu düşünmezsem, tersine mühendislik yaparken kendimi kapana kısılmış gibi hissediyorum. Kişisel olarak müzik bende en çok canlı deneyimlendiğinde yankı buluyor. Bu albüm için müzisyen arkadaşlarımla birlikte çalıştığım ve yaratıcı sürece daha fazla canlı öğe eklediğim, daha iş birlikçi bir yaklaşım benimsedim. Geçmişte bunun tersini yapıyordum ama öylesini tercih etmedim. Canlı performans için hazırlanma zamanı geldiğinde, stüdyoda da daha canlı ve organik duyulan bir parça üzerinde çalışmayı tercih ederim. Bunun akustik versiyonunu nasıl yapabileceğime, canlı versiyonunu nasıl yapabileceğime dair bir fikir edinip aranjmandan bağımsız bir şekilde, şarkının özünde güçlü olduğunu bildiğim zaman, post prodüksiyon sırasında yaratıcı olabilir ve çeşitli unsurlar ekleyebiliriz.
Kimlik sadece birey olmakla değil ait olmakla da ilgilidir. Şarkılarınızda kendini ifade etme ihtiyacını bir topluluk veya grupla bağlantı kurma arzusuyla nasıl dengeliyorsunuz?
Charlotte Cardin: Yazdığım parçalara dair fark ettiğim bir şey, başka insanlarla en çok bağ kurduğum şarkıların, içimdeki en kırılgan ya da dürüst yerden geldiği. Yani bir şarkı yazdığımda aklımda “Sanırım insanlar bunu sevecek” diyorum. Onları en çok bağlayan şarkı olması şart değil. Oysa içimdeki çok hassas bir noktaya dokunduğumu hissettiren bir şarkı yazdığımda, işte o zaman bağlantı kuruluyor. Müzik yaratma sürecimdeyken başka insanların beklentilerini düşünmemeye çalışıyorum. Hayran kitlemle aramdaki en özgün bağlantı bu şekilde gerçekleşiyor. Kendime ve dinleyicilerime karşı elimden geldiğince dürüst olmak, bu gerçekten önemli bağları kurmak, aslında stüdyoda da olabildiğince kırılgan, olabildiğince dürüst, oyuncu, açık ve yeni deneyimlere hevesli olmayı gerektiriyor. Müzik yazarken kendimi savunmasız bir duruma sokmak, sonunda insanlarla bağlantı kurmanın gerçekten iyi bir yolu çünkü bence bunu dinlerken hissedebiliyorsunuz. Müziksever biri olarak kendi kendime müzik dinlediğimde sanatçının gerçekten dürüst ve savunmasız olduğunu hissettiğim zaman duygulanıyorum ve işte o zaman daha derine inmek, bu sanatçıyla daha derin bağlar kurmak istiyorum. Bu nedenle ben de aynı şeyi yapmaya çalışıyorum.
Kendinizle ve aidiyet duygunuzla yeniden bağlantı kurmak için yaptığınız ve sonuçta şarkı yazmanıza ilham veren belirli ritüeller veya uygulamalar var mı?
Charlotte Cardin: Ailem ve arkadaşlarımla vakit geçirmek benim için gerçekten çok önemli. Ayaklarımı sağlam zemine basmamı sağlıyor. Küçük ama güvendiğim, inandığım, bana çok iyi tavsiyeler veren bir topluluğa sahip olduğum için çok şanslıyım. O insanlarla vakit geçirmek yaratıcılığımı besliyor. Ama aynı zamanda yaratıcılığımı beslemek için dışarıdan yaratıcı etkenlere ihtiyacım olduğunu hissettiğimde canlı konserlere gitmek benim için çok değerli oluyor. Ve yeteri kadar gitmediğimin de farkındayım. Konserlere daha fazla gitmeliyim çünkü onları son derece ilham verici buluyorum. Başka sanatçıların müziklerini en çok canlı performanslarda dinliyorum, bir de sinemalarda. Hayal dünyamı beslemek için film izlemeyi seviyorum. Bahsettiğim gibi, şarkı yazımımın büyük bir kısmının hayatımın hayali tarafından geldiğini düşünüyorum. Bunun ekinlerini biçmem gerek, zihnimde yeşeren şeyleri yetiştirmem gerek. Farklı sanat formlarını tüketmek, bunu başarmamı sağlayan en önemli etkenlerden biri.
Bir sanatçı ve birey olarak özgün benliğinize en çok hangi anlarda veya hangi koşullar altında temas ettiğinizi hissediyorsunuz?
Charlotte Cardin: Kesinlikle yakın arkadaşlarımla birlikte müzik yaparken. Küçük arkadaş grubum, özellikle de Montreal’de edindiğim küçük topluluğumla. Onları çok iyi tanıyorum, onlara karşı tamamen dürüst olabilirim, yanlarında çok kötü bir fikri dile getirmeye cesaret edebilirim, gülüp geçer ve devam ederiz. Onların yanında kendimi tamamen savunmasız bırakabileceğimi bilmek, müziğime ve şarkı yazımıma daha çok bağlanmamı sağlıyor. Bir şeyler deneyebilirim ve sonuç iyi olmasa da önemsemem çünkü güvenli bir alanda olduğumu bilirim, bir şarkıya ya da projeye farklı açılardan yaklaşmayı deneyebilirim. Bu da yine yaratıcılığımı ve hayal dünyamı besler. Belki üzerinde çalıştığım parçada iyi sonuç vermez ama bana sonunda başka bir parçayı çok iyi yapacak fikri bana verebilir.
Yaşam deneyiminiz arttıkça ve seçtiğiniz yolu takip ettikçe, hayata genel yaklaşımınızın ve sanatsal yolculuğunuzun nasıl geliştiğini ve olgunlaştığını hissediyorsunuz?
Charlotte Cardin: Şarkı yazarlığıma ve sanatıma dair özgüven kazanıp sürekli öğrenmenin getirdiği sahtekarlık sendromundan yavaş yavaş kurtuluyorum. Bu albüm benim için stüdyodaki ham, yaratıcı dürtüleri muhafaza eden kişisel bir günlük gibi. Hayranlarımın da bu albümü dinlerken o ilk büyülü anı hissetmeleri benim için önemli.
Deneyim bana daha fazla güven, esneklik ve farklı tarzlara yönelik bir açık fikirlilik getirdi. Projeme giderek daha fazla bağlanıyorum, inandığım dürtüsel kararlar veriyorum ama bu yine de bir öğrenme süreci. Her gün gelişiyorum ve bir sanatçı olarak evrimimi sürdürdükçe, gelecekteki albümlerimin daha da iyi olacağına inanıyorum. Bu yolculuğu paylaşmak benim için değerli.
Dinlediğiniz anda bağlandığınız, sizi bir birey olarak bütünüyle yansıttığını düşündüğünüz bir şarkı var mı?
Charlotte Cardin: Derinden bağlandığım ve olağanüstü güzel olduğunu düşündüğüm bir şarkı var – Crosby, Stills and Nash’ten ‘Helplessly Hoping’. Armonisi, yumuşak tonu, şairane sözleri her dinlediğimde beni başka bir dünyaya götürüyor. Sık sık “Keşke bu şarkıyı ben yazmış olsaydım” diye düşünüyorum. Mükemmel müziği olan mükemmel bir şiir gibi ve onu neredeyse her gün dinliyorum.
Her şeyin birbiriyle bağlantılı olduğu günümüzde sosyal medya ve dijital platformlar, sanatçıları ve topluluklarla bir araya getirme konusunda önemli bir rol üstleniyor. Bu platformlarda var olurken özünüze nasıl sadık kalabiliyorsunuz?
Charlotte Cardin: Sosyal medyanın dinleyicilerimle böylesine doğrudan bir ilişki kurmamı sağlamasını muhteşem buluyorum, en sevdiğim yanı da bu. Geçmişte topluluklarımızla iletişim kurmak için müzik yapım şirketleri ve pazarlama ekipleriyle çalışmak zorundaydık ama şimdi her şey doğrudan bağlantı üzerine kurulu. Bir şey paylaştığım zaman takipçilerim bunu görüyor, yanıt veriyor ve ortaya güzel, açık bir iletişim hattı çıkıyor.
Özüme sadık kalabilmek benim için çok önemli. Bunu da hayatımın belirli taraflarında mahremiyetimi bir parça koruyarak başarıyorum. Yolculuğumun bazı kısımlarını paylaşmayı seviyorum, bazılarındıysa kendime saklamayı tercih ediyorum. Yaptığım her şeyi sosyal medyada ya da hikayelerimde belgelemeye gerek duymuyorum. Hayatımın sadece bana özel, belirli projelerde ya da özel durumlarda küçük parçalarını paylaşabileceğim bir diliminin olmasını çok seviyorum.
Bu yaklaşım, gereken dengeyi yakalamama yardımcı oluyor ve hayranlarımın karşısına da en iyi halimle çıkabilmemi sağlıyor. Bunun yanı sıra müziğimle kendime dair pek çok bilgi verdiğimi düşünüyorum. Sosyal medyada olabildiğince özgün, dürtüsel ve özüme sadık kalırken mahremiyetimi biraz koruyabilmek benim için önemli. Tek yapmam gereken, olduğum kişiye sadık kalmak için o dengeyi bulmak.
Charlotte Cardin için bir sonraki adım ne?
Charlotte Cardin: Sıradaki adımım, bu albümün turnesine çıkmak. Bu albümde uzun bir turnemiz olacak, başlamasını sabırsızlıkla bekliyorum. Dinleyicilerimle o anları, müziğimi ve kendimi paylaşmak için sabırsızlanıyorum. Bu şarkıları canlı olarak nasıl aktaracağımı öğrenmek de çok eğlenceli çünkü henüz onları gerçekten çalmadım. Yani bununla ilgili her şey bana yeni geliyor çünkü bu yeni bir proje, yeni bir bölüm. Bu her zaman çok özel bir şey.
Günlük neşe ve memnuniyet ihtiyacınızı karşılayan bir aktivite?
Charlotte Cardin: Kitap okumayı seviyorum, özellikle de seyahat ederken. Yanımda bir kitap bulundurmak güzel zihinsel imgeler yaratmama yardımcı oluyor, bu da şarkılarımı yazarken bana ilham veriyor. Bu aynı zamanda zihnimi sakinleştirmenin de yolu; telefonumu bir kenara bırakıp okumaya odaklanıyorum. Çok okurdum ama pandemi sırasında bıraktım ve okumayı gerçekten çok özledim. Şimdi yavaş yavaş yeniden başlıyorum. Bir kası yeniden çalıştırmaya başlamak gibi. O kadar çok okurdum ki hemen aklımdaki düşünceyi bırakıp bir kitaba dalabilirdim. Şimdi tamamen dalmadan önce birkaç dakika odaklanmam gerekiyor. Okuma kasımı yeniden güçlendirmeye ve kaldığım yere dönmeye çalışıyorum.
From Based Istanbul N°42 – me, myself & I Issue. “Talk to yourself like someone you love. Perhaps then, the balance might change. This time ask yourself: “If I am not for myself, who will be for me?” Buy your copy now!