Geçmişi kucaklayan bir koleksiyona imzasını atan Blumarine, Joan of Arc hikayesinden ilham alarak, tehlikeli fakat seksi bir savaşçı siluetini andıran kıyafetleri ile, alevler içindeki B harfinin çevresinde kendinden emin adımlarla Gen-Z’lere doğru ilerliyor.

Spring koleksiyonunu geride bırakan Blumarine, yeni koleksiyonunda farklı bir tasarım anlayışını benimseyerek deniz kızı referanslarını geride bırakıyor ve ateşli, tehlikeli bir manzaraya doğru adımını atıyor. Bu değişiklik, markanın yeni bir yöne, hatta belki de bir yeni bir ‘era’ya giriş yaptığının kanıtı olabiliyorken; koleksiyon yeni nesilin zevkine yönelik, ‘giyilebilirlik’ üzerine bir anlayışını temsil ediyor. Modaya yön veren genç sosyal medya kullanıcıları hedefine alan Blumarine, Gen-Z’nin modada görmek istediği stili ve tavrı defileye tam anlamıyla getiriyor.

Gösteri, taşlık bir arazi görünümündeki alanda, dev bir Blumarine’in B harfi ateşler içindeyken başlıyor. Karanlık, fakat oldukça muntazam bir ambiyans yaratan gösteride, dar drapeli mini elbiseler, leopar desenli elbise, kürkler ve sivri burunlu topuklular; gümüş veya altın metalik kumaşlarla buluşturarak gösterisini daha seksi ve tehlikeli bir rüzgara kendisini bırakıyor. Metalik görünümlü parçalara, bazen shearling bir ceket bazen de kahverengi bir çanta ile eşleştiriliyor. İlerleyen dakikalarda gittikçe punklaşan aksesuarlarla birlikte kırmızı, sarı ve kiremit turuncusu gibi renkler kullanılıyor. Modellerin üstündeki giysilerin stilleri, savaş alanında çıkmış savaşçıları andıran kalın, zımbalı kahverengi veya siyah kemerler ve önü derin kesimli bluzlar ve gömleklerle birlikte Joan of Arc’a bir atıfta bulunuyor.