Geceyi gündüzden nasıl ayırırsın?
Bence ikisininde modu birbirinden farklı… Ben hem çok gündüz hemde gece insanıyım… Enerjik bir insan olduğum için hayatımın hareketli ve dolu olmasını seviyorum. Aslında ben gece de gündüz de aynı tarz yaşıyorum. Ruh olarak değil, belki stil olarak bir değişim gösteriyorumdur. Gündüzleri çok daha rahat ve sportif yaşarken geceleri biraz daha şık ve ışıltılı bir tarza bürünüyorum.
Senin için gece nasıl başlar?
Müziğin ritmini duymamla başlar.
Kendini “cesur” olarak tanımlıyor musun?
Yeteri kadar cesur olduğumu düşünmüyorum, evet korkak değilim. Bazı insanlara cesurca gelebilecek riskler alırım ama çekingen kaldığım durumlar da oluyor. Her insanın hayatında belirli bir noktada kendi sınırları çerçevesinde cesurca bir şeyler yaptığına inanıyorum. Koşullar çerçevesinde hepimiz kendi cesaretimizi test ediyoruz.
Hava kararıyor, sen sokaklara karışıyorsun; fonda ne çalıyor?
Love Tonight’s House
Kendini hangi “an”larda daha mutlu hissedersin?
Benim için müzik hayatın merkezinde. Tüm ruh halimi etkiliyor. Dengemi değiştiriyor ve beni başka bir zamandan diğerine götürüyor. Müziğe dans eşlik etmeye başladığında ise o anlar anıya dönüşebilir ve ben kesinlikle daha mutluyumdur.
Geceyi nasıl tanımlarsın?
Gecenin müzik – insanlar – dans arasındaki kozmik bağına inanıyorum. Bir tuşla her şeyin ritmi değişiyor sanki anlar anıya dönüşüyor.
Paylaşmak senin için neyi ifade ediyor?
Her şeyi! Hayatımızdaki her anın paylaştıkça değerlendiğine inanıyorum. Ben gördüklerimi, deneyimlerimi, yaptıklarımı etrafımdakilerle paylaşmaktan çok keyif alan bir insanım. Paylaşmak yaşamak demek… Bizi birbirimize bağlıyor.