Bu üretimin her aşamasını seven, hayal kuran ve tutku duyan birini düşünün. Onu dinleyenlerden istediği şey ise harika bir deneyim yaşamaları ve müziğiyle aktardığı farklı sesleri hissedebilmeleri. Ekin Beril ile müziğine dair gerçekten ilham veren şeyleri ve kendi gerçekliğini nasıl sürdürdüğünü konuştuk.
Yaratma arzusu benim hayatımın temelinde yer alıyor diyebilirim.
İlham, hayatın ta kendisi! Sadece üretim süreciyle alakalı değil. Yaptığımız her hareket; yaşayış tarzımızın, ilham aldığımız şeylerin birer yansıması. Farketmesek de hepimiz bir şeylerden ilham alarak kendi kimliğimizi oluşturuyoruz.
Müzik zaten senkronize seslerin bir bütün oluşturması… Benim özellikle loop yaptığım şarkıların videolarında, sesleri tek tek ekleyerek şarkıyı kurmam bu senkronizasyonu gözle görünür hale getiriyor. Bu şekilde izleyerek dinleyen kişi için hem daha ilginç hem de daha eğitici bir içerik ortaya çıkıyor. Yaratım sürecinin bununla bir alakası yok. Şarkı tamamen bittikten sonra çalmak için parçalıyorum. Bunu yapabilmek için birbiriyle sync/senkron olabilen enstrumanları kullanıyorum.
Kendini ifade etmek! Üretmeyi çok seviyorum. Bu sadece müzik için değil bir çok alanda fikirler üretmeye çalışmak hobim diyebilirim. Çok tüketen biri değilim. Yaşarken ve üretirken bana ilham olacak şeyleri tüketmeye gayret ediyorum. Yaratma arzusu benim hayatımın temelinde yer alıyor.
Farketmesek de bir şeylerden ilham alarak kendi kimliğimizi oluşturuyoruz.
Üretme süreci aslında uzun ve meşakkatli bir yol. Evimde üretmeye hazır şekilde stüdyom her zaman kurulu. Ancak üretim süreci esas olarak zihinde kurulan bir ortamla başlıyor. En önemli şey odaklanma ve fikir. Sonrasında stüdyoda çalışarak ya da sadece gitarla bazense hiç bir enstruman olmadan şarkıyı planlamaya başlıyorum. Sürekli izlediğim bir method yok. Tamamen içimden gelene göre değişiyor.
Kendi müziğimi tanımlayamıyorum. Tasarım çağında olduğumuzu düşünüyorum. Bu nedenle herhangi bir tarza ya da kalıba bağlı kalmadan, mümkün olduğunca özgün ve öznel müzikler üretmeye çalışıyorum. Kendimi sınırlamıyorum. Son albümde synthpop öğeleri ve bolca vokal kompozisyonu var . Ancak sadece bunları söylemek de tanımlamaya yeterli olmaz… Sanırım buna karar verecek olan dinleyenler.
Beni en çok etkileyen yaşadıklarım oluyor. Aslında tüm hikayeler kendimle ve deneyimlerimle ilgili. Bu noktada en zorlandığım şey de kendimi keşfedip, tanımaya çalışmak.
Kanye West – Lost in the World olabilir… Kanye, Bon Iver’ın Woods şarkısını coverlamış ve grubun solisti Justin Vernon’ın vokallerini sample olarak şarkıda kullanmış. Tasarımı, fikri ve sözleri nedeniyle kendime çok yakın hissettiğim bir şarkı .
Hayatımın geri kalanında tek bir şarkı dinleme düşüncesi çok korkunç geldi. (Gülüyor) Öyle olacaksa şarkı dinlemezdim herhalde .
Sevdiğim filmlerin hepsinin soundtrack’leri de gayet güzel! Bu nedenle henüz yapılmamış bir film olsun… Mesela Spike Jonze’un çekeceği bir filmin soundtrack’lerini yapmak isterdim.
Thom Yorke ile akşam yemeği yemek isterdim. Çocukluğumdan beri hayranıyım.