Eğer meselen yaşamak ise, kaçarak yaşamak niye?“
Ezhel rap yapıyor, trap yapıyor. Bütün araştırmalarımız ve sohbetimiz neticesinde şahidiz; elinde bağlama türkü de söylüyor, gitarıyla rock da yapıyor, reggae de. Reggea grubu Kökler Filizleniyor’la bir başka sevdasını da besliyor. Çokça farklı tür dinliyor, Orhan Gencebay’a da Fela Kuti’ye de hayran. Hem Ezhel’i, hem de Türkçe rap’in yükselişini beklediğimizden midir, yoksa ‘arabesk’siz isyan kabiliyetinden midir bilinmez ama Ezhel, ilk albümü “Müptezhel” ile yakaladığı başarısını devam ettirecek gibi gözüküyor. Günümüz için iddialı ve cüretkar denilebilecek sansürsüz sözlerin –en büyük eleştiriler buradan geliyor yeryüzünde-, kendi yaptığı beat’ler ve oldschool autotune ile bir araya gelişi yaratıcı. Ezhel’in ayrıca, Türkçe’de tam oturamayan rap ve kafiye denklemine getirdiği, kelime sonlarında ekli ve tınılı çözüm keyifli.
Bir Ankara şaheseri olarak “Şehrimin Tadı”, sahnede Ezhel; salonda kimsenin yerinde duramadığı “Alo”, erotik “Küvet”, stres topu “Nefret”, filmlik bar sahnesi “Benim Derdim” ve başrol ödüllü “Geceler”, “Müptezhel” albümünün, tekrar tekrar dinlenilme sebebi.
Ezhel’in büyük tabloda hissettirdiği samimiyet, ‘arabesk’siz bir isyan kabiliyetiyle tüm şarkıları bir şekilde geçiyor. Olanı, hissettiğini yazdığı belli. Zorlama değil, Ezhel’in dünyası ‘Müptezhel’.
Alçakgönüllüğü ve çok küçük yaşlardan benimsediği ‘müzisyenlik’ hikayesinin devamını heyecanla bekliyoruz. “Geceler”e selamlar!
Muhtemelen ilk yazdığım şarkı olduğu için aklıma ilk gelen şey hakkındaydı.
Trap aslında hiphop’un bir alt türü olduğundan, kesinlikle hiphop.
Güney Afrika’yı gezmek.