Kerem, dikkatini çeken insanları kişisel olarak tanımayı da deniyor; “Tabi bu durumun lokal olan sanatçılar için gerçekleşebilmesi daha olası haliyle.” Felix Gonzalez Torres, Modigliani, Kandinsky, Matisse, Tracey Emin, Caravaggio, Yıldız Tilbe, Miro, Walter Van Beirendonck, Basquiat, Baldessari, Barbara Kruger, Bülent Erkmen, Esen Karol, Cindy Sherman, Hale Tenger, Lawrence Weiner, Joseph Beuys, Gülsün Karamustafa, John Waters, Bruce La Bruce, Allison Zuckerman, Pierre et Gilles… Ve şu an muhtemelen bizimle paylaşmayı unuttuğu birçok ismi takip etmeye çalışıyor. Ve ekliyor: “Yapıtlar biçim itibariyle farklı zaman ve mekanlarda neredeyse aynı estetik algıyı oluştursa da yapan kişilerin ne kadar farklı kültür, eğitim ve nasıl bir duyguyla o yapıtı oluşturmuşlar kısmını incelediğiniz zaman, yapıta da sanatçısına da kendinize de fırsat vermiş oluyorsunuz.” İşlerini kendisinin bir yansıması olarak nitelendiren Kerem, işerini hiç görmemiş birine onları anlatırken, “Aşırı basitler, herkes yapabilir.’’ sözleriyle oldukça nükteli yaklaşıyor. Uzun zamandır planladığı bir grup şovuna hazırlandığı bu günlerde Mardin Bienali için de gün sayıyor.