Yeryüzünü hissediyor; ay ile güneş arasında tam merkezde duruyorsun, tam bu anda aklından neler geçiyor? Sen hangi tarafa daha yakınsın?
Hande Erçel: Her zaman gece insanı olmakla beraber gün doğumlarına ve gün batımlarına duyduğum hayranlığı gizleyemiyorum. Her gün doğumu beni aynı şekilde heyecanlandırıyor ve her gün batımında gördüğüm manzara karşısında büyüleniyorum. Aya ve güneşe, geceye ve gündüze, dolunayı izlerken dilek dilemeye gün doğumlarında hayal kurmaya bayılıyorum.
“Güçlü olmak” senin için ne anlama geliyor?
Hande Erçel: Hayatın getirdiği her duruma uyum sağlayarak esneklik kazanabilmek sanırım. Planlayamadığın hatta hayal dahi edemediğin sınavlardan geçerken hala ayakta durabildiğini ve umut edebildiğini gördükçe içindeki güce inanmaya başlıyorsun. Geçmez sandığın her sıkıntı öyle ya da böyle, bir şekilde geçtiğinde sende bıraktığı iz ve yaşanmışlık seni daha güçlü kılıyor.
Her şeyin mümkün olduğu bir dünyadan sen ne dilerdin?
Hande Erçel: Çocukların hep sağlıklı ve mutlu olduğu, ihtiyaç duydukları aile sevgisi ve ilgisi içinde büyüyebildikleri bir dünya dilerdim.
Farkındalığı nasıl tanımlarsın?
Hande Erçel: Yaş aldıkça, tecrübe kazandıkça, hata yaptıkça ve hatta en çok kırıldıkça gelişen bir şey farkındalık. Bazen farkında olmak iyi gelmezken bazen de seni kendine getiriyor, gözünü açıp kendi değerini hatırlatıyor. Bir sene önce çok yıkıcı gelen ve seni çok üzen o şeyin aslında ne kadar önemsiz olduğunu, yanında olması gereken herkesin yanında olduğunu ve daha da önemlisi her şeyin olması gerektiği gibi olduğunu kabul ettiğin ve kendine hakkettiğin değeri verdiğin bir hal.
Şanslı olmak mı, kendi şansını yaratmak mı?
Hande Erçel: Hayata çok şanslı başlayıp o şansını değerlendiremeyen, kıymetini anlamayan ve kendini şanssız kabul eden birçok insan varken hayata bir sıfır geride başlayan ama kendine inanan, gücünü fark eden, hayal eden ve hayallerinin peşinden giden, yılmayan, düşse de vazgeçmeyen insanlar da var. Hepimizin şanslı olduğu noktalar var ve yine hepimizin kendi şansımızı yaratmamız için önümüze çıkan fırsatlar var. Mesele fark edebilmek ve değerlendirebilmek bence.
Oyunculuğun nasıl bir evreden geçiyor?
Hande Erçel: Oyunculuk bitmeyen bir eğitim süreci bence. Her rol yeni bir dünya, her senaryo kendinle yeni bir mücadele. Her daim kendimi geliştirmeye, her eleştiriyi ciddiye alıp yoluma katkı sağlamaya çalışıyorum. Şan dersi alıyorum, oyuncu koçumla çalışıyorum. Kendime ve hayat vereceğim role dair araştırma yapıyorum, pozitif katkı sağlayabilecek her fırsatı değerlendirmeye çalışıyorum. Yaptığım işin hakkını vermeye ve elimden gelenin en iyisini yapmaya çabalıyorum, çabalamaya da devam edeceğim.
Oyuncu hangi durumlarda “cesur” olarak tanımlanır?
Hande Erçel: Oyunculuk zaten çok cesaret gerektiren bir meslek. Tüm oyuncular zaten cesur benim gözümde. Binlerce insanın önünde, ekran önünde performans sergilemek, işin için çoğu zaman özel hayatından vazgeçmek, beğenilmemeyi, eleştirilmeyi göze almak buna rağmen günlerini gecelerini o performansa, o işe harcamak cesaret gerektiren bir durum.
”Planlayamadığın hatta hayal dahi edemediğin sınavlardan geçerken hala ayakta durabildiğini ve umut edebildiğini gördükçe içindeki güce inanmaya başlıyorsun. Geçmez sandığın her sıkıntı öyle ya da böyle bir şekilde geçtiğinde sende bıraktığı iz ve yaşanmışlık seni daha güçlü kılıyor.”
– Hande Erçel
Dış görünümün ruhundan izler taşır mı?
Hande Erçel: Ben genelde hissettiğim gibi görünürüm. Mesela mutluysam herkes anlar çünkü kendimde başka bir parlaklık hissederim ve bu enerjiyi yayarım.
Ritüellerin var mıdır?
Hande Erçel: Uyandığımda kendimi iyi hissetmiyorsam ağırlık hissediyorsam adaçayı yakarım evimin, bulunduğum yerin enerjisini temizlediğine inanırım ve hep de iyi gelir ruhuma. Yine bazı özel mekanlarım vardır. Güzel anılarla eşleştirdiğim, kendimle kalmak için gittiğim, sakinleşmeye dinginleşmeye ihtiyaç duyduğumda kendimi kaçırdığım mekanlar var.
Moda ile ilişkini nasıl tanımlıyorsun?
Hande Erçel: Moda ile özel bir ilişkim yok. Her sezon herkesin giydiği popüler parçaları giymek gibi bir merakım da yok. Genel olarak hissettiğim gibi giyinmeye çalışırım. Rahat ama şık diye tabir edebileceğim parçaları seçerim. Sürekli alışveriş etmektense zamansız parçalar alarak sürdürülebilir bir gardırop yaratmaya çalışırım. Nocturne’le de bu sezon yapmaya çalıştığımız şey zamansız, rahat ve şık parçalarla dolu bir koleksiyon oldu.
Sence bir insan ne zaman hayata kendi ışıltısını katmaya başlar?
Hande Erçel: Ben çok erken yaşta kayıp yaşayarak hayatın ve sahip olduğum şeylerin kıymetini çok iyi anlamış biri olarak her anın değerine inanarak, hayatımın her gününe ışıltı katmaya çalışıyorum. Çok zor geçen bir günde bile küçük de olsa mutlu bir an yaratmaya minnettar kalmaya çabalıyorum.
Gündüzden geceye uzanan bir hikaye içerisindeyiz; senin hikayen ne zaman başlıyor?
Hande Erçel: Ben hep gece hikayelerine inanırım. Gecenin sihrine, büyüsüne, karanlığın içindeki ışığa heyecanlanırım.
Hata yapmaktan korkar mısın?
Hande Erçel: Aslında çok gözü kara biriyimdir. Sonuçları sadece kendi hayatımı etkileyecek hataları yapmaktan korkmam. İnandığım ve içime sinen her durum, hata dahi olsa sonucuna katlanırım ve pişmanlık duymam. Sadece işimi, ekibimi ya da sevdiklerimi etkileyebileceğini düşündüğüm sonuçlar varsa daha detaylı düşünürüm, kimseyi zor durumda bırakmamak için ölçer, tartarım.
Mükemmeliyetçi bir tavrın var; bu durum hayatını nasıl etkiliyor? Bazen her şeyin daha zor olduğunu hissediyor musun?
Hande Erçel: İşimdeki mükemmeliyetçiliğim kendimi daha çok hırpalamama neden oluyor. Kolay beğenmiyor, içime sindiremiyorum. Her zaman daha iyisini yapabileceğime dair olan o his bazen yaptığım işteki güzelliği ya da gelişimimi görmeme bile engel oluyor. İş hayatımda kendim için her şeyi daha zorlaştıran bu tavrım, özel hayatımda tam tersi: hep olanla memnun olan bir tavır içinde oluyorum ve akışta keyif almaya odaklanıyorum. Mükemmel olmayan plansız getirilerin güzelliğinden daha da etkileniyorum son zamanlarda.
Bize bir hayalini anlat!
Hande Erçel: Beni en çok heyecanlandıran hayalim bu aralar: dünya çapında tüm sanat severlerle buluşturabileceğim bir koleksiyon hazırlamışım, eserlerimi dünyanın sevdiğim şehirlerinde sergileme fırsatım olmuş ve dünyanın farklı yerlerinde farklı sanat severlerin en sevdikleri köşelerinde benim eserlerim duruyor.
”Ben hep gece hikayelerine inanırım. Gecenin sihrine, büyüsüne karanlığın içindeki ışığa heyecanlanırım.”
– Hande Erçel
”Ben çok erken yaşta kayıp yaşayarak hayatın ve sahip olduğum şeylerin kıymetini çok iyi anlamış biri olarak her anın değerine inanarak hayatımın her gününe ışıltı katmaya çalışıyorum.”
– Hande Erçel
Talent Hande Erçel
Creative Direction & Interview by Duygu Bengi
Fashion Director Burak Sanuk
Photographer Ergin Turunç
Art Director Ecem Tungaz
Hair by Nuri Şekerci / Mood Mode
Make-up By Ali Rıza Özdemir
Editor Yağmur Yıldız
Production by Zeynep Aldemir
Gaffer Okan Ataş
Key Grip Gripin Film
Creative Team Ceydanur Demir
Fashion Team Murat Kıvık, Samiye Seda Korkmaz
Photographer Assistant Şimal Demiroğlu, İzgi Yılmaz