Hail Satan?

Penny Lane tarafından yönetilen, dini ve politik aktivist bir örgüt The Satanic Temple’ın inançlarını ve aktivizmini araştıran belgesel film, din, aktivizm ve sosyal değişim üzerine benzersiz bir bakış açısı sunarak “Hail Satan!” bağrışları arasında, dinlerin toplumdaki rollerine meydan okuyor ve seslerini duyurmaya çalışıyor.

Hail Satan? dinin dünyada iyilik için bir güç olması ve baskıcı yapılarına meydan okumak, sosyal adaleti desteklemek için kullanılması gerektiği fikrini seyircilerle paylaşıyor. Devletin yapısının laik olduğunu savunan Anayasa’nın devlet kurumları tarafından nasıl çiğnendiğini alaycı bir bakış açısıyla gün yüzüne çıkarıyor. Kirli çamaşırların tek tek döküldüğü bu belgesel filminde, ne de olsa, şeytan da ancak tanrıya böyle alaycı bir tavırla yaklaşabilirdi. 

The Satanic Temple, statükoya meydan okumak için mücadele etmeyi hedefleyen; kendilerini satanizm ile bağdaştıran inançları ve sembolleri kullanan bir grup aktivist olarak tasvir ettikten sonra giderek büyüyen bir topluluk haline geliyor. 

Aynı zamanda aktivizmin sosyal değişim yaratmak için güçlü bir araç olabileceği fikrini de araştırırken; sosyal yardımlar yapmak, eleştirel düşüncenin kapısını aralayacağı sosyal klüpler kurmak gibi etkinliklerle de Amerika’da büyük bir kitleye sahip oluyor. The Satanic Temple, aktivizmi ve halkın katılımıyla dünyada gerçek bir fark yaratan etkili bir grup olarak, baskıcı dini ve siyasi sistemlere meydan okuma ve daha fazla dine mensup insanların devlet içerisinde bulunmasını, bireylerin ifade özgürlüğünü savunma çabalarına Penny Lane ortaklık ediyor.

Ayrıca, Hail Satan? sadece The Satanic Temple ve üyeleri hakkında bir film değil, aynı zamanda ABD Anayasası’ndaki İlk Maddesinin ve ifade özgürlüğünün bir kutlamasıdır. Belgesel, Birinci Maddenin popüler olmayan veya azınlık bakış açılarını korumanın önemini ve insan haklarını savunmada nasıl önemli bir rol oynadığını direkt olarak grubun deneyimleri üzerinden seyircilerle buluşturuyor. Zira, şu ana kadar toplum içinde yargılanmaya maruz kalmamış bireylerin, farklı kesimlerdeki azınlığı oluşturan vatandaşların nasıl hissettiklerini ve nasıl bir dışlanmaya, ön yargıya maruz kaldıklarının ilk elden tanıkları olmuş oluyorlar. Devlet kurumlarındaki Hristiyan dualarından, dolar üzerindeki ‘In God We Trust’ mottosuna kadar diğer inanıştan insanların ayrıştırılmasına dair bir ayna görevini sırtlıyorlar. 

Hail Satan?, The Satanic Temple’ın aktivizminin ciddiyetini mizah ve hicivle dengeliyor. Böylece, hiciv kullanımı, özellikle doğrudan yüzleşmenin en iyi hareket tarzı olmayabileceği durumlarda, baskıcı güç yapılarıyla savaşmak için güçlü bir araç olduğunun altını da çizmiş oluyorlar. 

Kendinize ‘Yoksa ben bir Satanist miyim?’ sorusunu sorup şeytanla cehennemde selamlaşmadan önce, Hail Satan? belgesel filmindeki alaycı ve asi ruhlu iblisle el ele vererek hazırladığımız playlist’le birlikte sizleri aktivizmi ve insan haklarını kesiştiren Satanizm’in iyilik dolu ateşine çağırıyoruz.