Hermès SS26: Whisper in a Season of Screams

Gösteriş ve yıkıcılıkla dolu bir erkek giyim sezonunda, Véronique Nichanian’ın Hermès İlkbahar/Yaz 2026 sunumu bağırmayı reddederek diğerlerinden ayrıldı. Ne bir tiyatro, ne bir viral hile, ne de yeni çağ manifestoları vardı. Bunun yerine, Nichanian’ın sessizce radikal vizyonunun emin bir devamıydı: sizinle birlikte hareket eden, sizinle birlikte nefes alan ve ikinci bir deri gibi hissettiren moda.

Paris’teki Place d’Iéna’da bir kez daha sahnelenen defile, fısıldayan nötr tonlarda yumuşak bir şekilde dikilmiş silüetlerle açıldı: arduvaz, karamel, zeytin ve güneşte solmuş mercan. İpek bluzlar sıvı gibi dökülürken, derin V yakalı örgüler ve yakasız dış giysiler keskin, faydacı alt tonlara ince bir duygusallık kattı. Terzilik esnek ama kasıtlıydı, en yapılandırılmış parçaların bile zahmetsiz görünmesini sağlıyordu.

Deri işçiliği – Hermès için şaşırtıcı olmayan bir şekilde – bozulmamıştı. Tereyağı yumuşaklığındaki pantolonlar, kemerli pilili şortlar ve safariden ilham alan ceketler, seriye yaşanmış bir lüks katarken, hikaye anlatma araçları olarak ikiye katlanan aksesuarlarla daha da yükseldi. Boyunlara gevşekçe bağlanan eşarplar esintili Akdeniz kaçamaklarını ima ederken, büyük boy kanvas ve deri çantalar sakin bir estetiğe hacim ve işlev kazandırdı.

Ayakkabılar koleksiyonun rahatlığını pekiştirdi. Deri tangalar ve açık parmaklı sandaletler, özellikle soluk griler ve güneşte yıkanmış boz tonlardaki kırpılmış pantolonlarla birlikte kullanıldığında, yalınayak giyinmek için ikna edici bir durum oluşturdu. Hermès’in ikonik karelerinin birçok görünümde yer alması, koleksiyonu markanın mirasına dayandırdı ve rahat silüetler arasında mirasın sessiz sinyallerini sundu.

Yine de, tüm bu sakinliğin ortasında, eğlenceli bozulmalar vardı. Parlak sarı bir örgü. Şarap rengi deri ceket. Cepleri ve her şeyiyle yenilenmiş bir Birkin çanta. Kelly bile Faubourg Saint-Honoré’den çok çöl yolculuğu hissi veren sağlam bir donanımla yeniden karıştırılarak batıya doğru bir yol aldı. Bu dokunuşlar aşırıya kaçmadı; noktaladı.

Otuz yılı aşkın bir süredir Hermès’in erkek giyimine yön veren Nichanian, zarafetin sertlik anlamına gelmediği ve maskülenliğin sertlikle tanımlanmadığı bir dili rafine etmeye devam ediyor. SS26 bir yeniden icat değil, bir yeniden onaylama: sizin için değil, sizinle birlikte yaşayan kıyafetler. Bağırmayan türden bir lüks – çünkü bağırmak zorunda değil.