Kendini gerçekleştirme hallerinde, öze ulaşma çabası hayatın en çok çözümlenmek istenen parametreleri içinde ne pahasına olursa uğraş verilen birincil amaçlarından biri. Dünyanın gailesinden, şehirlerin kalabalığından, insanların ve düşünce yumaklarının baskısından sıyrıldığımız; kendimizle, zihnimizle baş başa kaldığımız an, sanatsal bir deneyim anından başkası olamazdı. İşte bu noktada Cem Güventürk yazı ve resmi bir araya getirdiği üslubunda; izleyiciye bazen bir sorgulama, bazen bir gülümsetme bazen de kendini bulma-kaybetme deneyimi sunma arzusuyla yola çıkıyor. Bir sanatçı olarak sanatın yegane amaçlarından birinin işaret etmek olduğunu düşünüyor ve hep birlikte bizi kendimize ulaşmaya gayret ettiğimiz o yolda; kendimizi kaybetmemizi, arayışımızı, buluşumuzu ve değişimimizi kendine has üslubuyla işaret ediyor. Modern dünya içinde çeşitli yollar üzerinden arzularına, hedeflerine, tutkularına kısacası özünde otantik kendine ulaşmaya çalışan insan, bunu bazen bir yoga matında rahatlamaya çalışırken, bazen bir metro istasyonunda beklerken, bazen boş bir duvara bakarken ama en çok da kendini yakaladığı o mikro şaşkınlık anlarında fark eder ve yakalamaya çalışır ve bazen de bırakır.
“İnsan arzu ettiği gibi yaşayabilir ama arzu ettiği gibi arzu edemez.” Schopenhauer’in bu sözü tam da bizi sergi ismine sürüklüyor. Cem Güventürk bir sanatçı olarak sanatın yegane amaçlarından birinin işaret etmek olduğunu düşünüyor ve hep birlikte bizi kendimize ulaşmaya gayret ettiğimiz o yolda; kendimizi kaybetmemizi, arayışımızı, buluşumuzu ve değişimimizi kendine has üslubuyla işaret ediyor. Küratörlüğünü Banu Seyhan’ın üstlendiği ‘Kendime Ulaşacağım ama Hangi Yoldan?’ Cem Güventürk’ün ilk kişisel sergisi olarak 30 Ekim’e kadar HopeAlkazar’da ziyaret edilebilecek.