Senin için dönüm noktası neydi?
Hayatımda birden fazla dönüm noktası olduğunu söyleyebilirim. Her biri beni bugünkü benliğe dönüştüren önemli bir rol oynadı.
İlk dönüm noktam, üniversitede Amerika’ya eğitim almaya gitmemdi. Bu deneyim bana farklı bir bakış açısı kazandırdı ve dünyayı daha geniş bir çerçevede görmemi sağladı. Farklı kültürleri tanımak ve kendi ayaklarımın üzerinde durmak bana özgüven verdi ve kendimi keşfetmemi sağladı.
İkinci dönüm noktam ise Manc’ı kurmamızdı. Kendi markamı yaratmak ve hayallerimi gerçeğe dönüştürmek en büyük dönüm noktamdı.
Hayatta ne olarak var olmak istediğini nasıl anladın, mesleki kararların kişiliğinle ne kadar paslaşır?
Hayatta ne olarak var olmak istediğimi anlamam uzun bir süreçti. Genç yaşlarımdan itibaren farklı deneyimler edindim, çeşitli ilgi alanlarımı keşfettim ve yeteneklerimi geliştirdim. Ancak, gerçekten ne yapmak istediğimi ve hangi alanda var olmak istediğimi anlamak için zaman aldı. Bu süreçte kendi değerlerimi, tutkularımı ve hedeflerimi tanımlamak önemliydi. Hayatta yaratıcı ve üretken bir birey olarak var olmak istiyorum. Kendi fikirlerimi gerçeğe dönüştürmek ve insanlara değer katacak ürünler yaratmak beni motive ediyor. Kişiliğim girişimci, özgüvenli ve çalışkan olmamı sağlıyor ve bu özelliklerimi markamı kurarken ve büyütürken de kullanıyorum. Tutkularımı takip etmek ve değerlerime sadık kalmak, işimi daha anlamlı ve keyifli hale getirdi ve beni başarıya daha yakınlaştırdı. Bu nedenle, mesleki kararlarımın kişiliğimle uyumlu olmasına özen gösterdim ve bu benim için önemli bir kriter oldu.
Gelecek senin için neyi ifade ediyor?
Gelecek benim için yeni fırsatlar ve olasılıklar ile dolu aynı zamanda büyüme ve potansiyel dolu bir yolculuk anlamına geliyor. Markamızı geliştirmeye ve büyütmeye devam etmek istiyorum. Aynı zamanda belirsizliklerle de dolu olabilir, bu da beni bazen endişelendirse bile heyecan ve macera dolu bir potansiyel taşıması umutsuzluğa kapılmamı engelliyor.
Kazanma- kaybetme duyguları hayatında nasıl bir alan kaplıyor?
Her iki duyguyu da kabul etmek, benim için önemli bir öğrenme sürecinin parçası. Kazanma anlarında, başarının getirdiği mutluluk ve gururun yanı sıra, bu başarıya ulaşmamda emeği geçenleri takdir etme fırsatı buluyorum. Ancak, aynı zamanda kazanma anlarında bile, hatalarımı ve eksikliklerimi gözden geçirip kendimi daha da geliştirmek için yeni hedefler belirliyorum.
Öte yandan, kaybetme deneyimleri benim için birer öğrenme fırsatı. Her kayıp, yanlış yapılan bir seçimin veya geliştirilmesi gereken bir becerinin farkına varmamı sağlıyor. Kaybetme anlarında, daha güçlü ve dirençli olmayı öğreniyor, zayıf noktalarımı keşfediyor ve bunları geliştirmek için çaba harcıyorum. Her kayıp, beni daha iyi bir versiyonum olma yolunda ilerlemem için birer adım olarak görüyorum.
Böylece, hayatın getirdiği her deneyimi bir öğrenme fırsatı olarak kabul ediyor ve her kazanma veya kaybetme anından bir şeyler öğrenerek kendimi geliştirmeye devam ediyorum. Bu yaklaşım, hem kişisel hem de profesyonel hayatımda daha tatmin edici ve başarılı olmamı sağlıyor.
Ne gerçekleştiğinde kendini “kazanmış” olarak tanımlayabilirsin?
Bu yaklaşımı anlıyorum ve saygı duyuyorum fakat sanırım bu çok bana göre bir yaklaşım değil çünkü kendimi hiç bir zaman kazanmış olarak görebileceğimi düşünmüyorum. Sürekli farklı hedeflerin peşindeyim o yüzden kendimi böyle bir kalıbın içine sokmak istemem o zaman işin heyecanı benim için tamamen kaçar. “kazanmış” olarak tanımlanabilecek bir nokta aslında benim için sürekli yeni bir hedefe dönüşür. O yüzden de hayatımda hiç bitmeyecek ve beni sürekli ileri taşımaya motive edecek bir döngüdeyim aslında.
Creative Direction and Interview by Duygu Bengi
Fashiıon Direction by Burak Sanuk
Photography by Mesut Adlin
Fashiıon Editor Murat Şentürk
Make Up by Birce Selcik
Hair by Rıdvan Deniz
Creative Production by BI Creative
Creative Team Belgin Demirhan, Şevval Küçüktır, Tunga Yankı Tan, Umutcan Öncü
Hair & Make Up Assistant Hatice Sayın