JACQUEMUS: LES 15 ANS — A MEMORY, CUT ON THE BIAS

On beş yıl sonra, Jacquemus artık genç bir marka değil. Hareket halindeki bir arşiv. Yeniden görülen bir imza. Bir döneme ruh veren silüetler, şimdi yeni bir amaçla geri dönüyor.

Les 15 Ans ile Simon Porte Jacquemus, geçmişini nostaljiyle değil, bir yapı taşı olarak ele alıyor—ikonik parçalarını sadece hatırlamak için değil, yeniden biçimlendirmek için geri çağırıyor. La Robe Saudade. La Robe Favola. La Robe Col U. Bunlar birebir yeniden yapımlar değil; yansımalar. Her form yeni oranlarla, her referans sessizce yeniden düzenlenmiş. Bu, ileriye dönük bir bakışla şekillenen içe dönük bir konuşma.

Bu bir “en iyiler” koleksiyonu değil. Daha çok, dönemler arasında bir diyalog. La Robe Castagna’nın (2024) drapeleri, La Robe Riviera’nın (2018) çizgileriyle yan yana duruyor—La Bomba’nın duyusal çizgilerini ve Les Sculptures’un heykelsi ritmini çağrıştırıyor. Sonuç bir zaman çizelgesi değil, bir sezgi haritası. Jacquemus’un dönüşen dili—geri dönen takıntılar, sabit kalan çizgiler.

Les 15 Ans bir koleksiyondan çok bir portre. Evet, değişim halinde bir markayı anlatıyor. Ama aynı zamanda stili zamanı takip etmeyen, zamanı yeniden yazan bir kadını da. Slip elbiseler, mikro etekler, 60’ların yakaları—hepsi daha büyük bir dilin parçaları: her zaman daha azla daha çok söyleyen bir dilin.

Paris’te Galeries Lafayette ve New York’ta Saks Fifth Avenue vitrinlerinde sergilenen koleksiyon, sadece mağazalarda değil, cam vitrinlerde de yaşıyor—yoldan geçenler için çerçevelenmiş şiirler gibi. Bu, Jacquemus’un geldiği yeri kutlayan bir koleksiyon. Ama belki de daha önemlisi, anlatacaklarının henüz yeni başladığını hatırlatıyor.