Geleceğin sanat anlayışı üzerinde köklü değişiklikler yaratacağına inanan Kaan Sofuoğlu ile gaming dünyası, sanat anlayışı ve ütopik dünya kavramı üzerine konuşurken, içinde bulunduğumuz bu psikolojik ve sosyolojik değişimin hayatın her alanında izlerini bıraktığına eminiz.
Nerelere eğilimim olacağını hiç düşünmedim. Kendime ve üretimlerime bir sıfat bile düşünmedim. Yaptığım ve yapacağım şeyleri bir “bahane” olarak görüyorum. Bu fotoğraf ta ola-bilir, video oyun da vs…
Üretim sürecinden biraz bahsedebilir misin? Öncelikle Game-Art beni heyecanlandıran ve inandığım bir alan. Geleceğin sanat anlayışında köklü değişiklikler yaratacağı kanaatindeyim. Bu nedenle geleneksel sanatın ikonlarından David’i oyunun içerisine yerleştirdim. Dijital oyun piyasasında çokça rastladığımız militarist öğeler ile zamansız ve “yarı-mekan” bir alanda, bir tür “son” hissi uyandırmaya çalıştım.
İsterseniz dans edebiliyorsunuz. Küçük bir çılgınlığa davet gibi.
David’i seçmiş olmamın bir başka bir nedeni daha var: “Teknik kusursuzluk”. Bana göre “teknik” mükemmel olmaktan daha önemli bir şeyi hak ediyor, o da anlaşılmak. Teknik, şu an dijital Davidler üretebilir, benim üzerinde durmak istediğim, gelecekte Michelangelolar üretebilme ihtimalidir. O zaman neyin gerçek neyin sanal olduğu da önemini yitirir ve başa döneriz.
İnsan doğasında hiçbir gerçeğin kurgu kadar değeri yoktur. Çünkü her kurgu, bir gerçeği kat-lanılabilir kılar. Gelecek ne kadar katlanılabilir olursa olsun sanat yine de alışacaktır. Yeter ki “her şey” olsun. Kendi yerini alan gerçek kadar insana uzak olmasın yeter.
Bir şeyin sanat olabilmesi için, bir sanatçısının olmuş olması yeterli sanıyorum. Şeyler, yüzeyde sanat olabilirler. Bana göre, derinde yalnızca seyircisini ilgilendiren bir süreç. İlk bakışta; sanat eseri olarak video-oyun kullanımı, deneyim farkından dolayı diğer metotlardan pratikte ayrılır. Seyirciyi “pasif” olmaktan çıkaran bir koşulu var. Ancak inanıyorum ki geleneksel metotların aksine dijital tekniğin değeri, üsluptan çok tanımlarda yaratacağı yeni görüşlerde gerçek kazanım olacak.
Buna net bir açıklama getirebilecek kişi ben değilim. Ancak bilim çevrelerinde, meselenin tartışıldığı biliniyor. Bazı makale ve tezlere ulaştım. En kaba haliyle hemfikir olunan; savaş ve şiddetin dijital oyunlar vasıtasıyla eğlence amaçlı tecrübe edilmesi, gerçek şiddete karşı duyarsızlaştırma potansiyeli taşıdığıdır.
Deep Web’in kesinlikle daha iyi niyetli ve entelektüel bir alternatifi olabilir. Gerçeğin ve sanalın tanımlanamadığı tam anlamıyla hazcı ve özgür bir varoluş. Ne uyku ne uyanıklık. Derin bir uyuşukluğu yeğlerim. Herkesin kaliteli tembelliklerinin olduğu bir dünya, ama asla işlevsel değil.
Mamut’ta bir tür dijital performans bekliyor izleyiciyi. Video oyun olduğu söylenemez, içerisinde herhangi bir senaryo, rekabet veya oyun içi karakter gelişimini amaçlayan kabiliyet ağacı veya puanlama sistemi kasti olarak bulunmuyor. Ancak seyirciyi pasif olmaktan çıkarıp, deneyime mecbur bırakan bir amacı var.