Kaleidoscope of Shapes & Forms

Saint Laurent’un efsanevi ve kalıcı vizyonu, Musée Yves Saint Laurent Paris’in duvarları “Shapes and Forms” sergisiyle yankılanıyor ve YSL ve Claudia Wieser’ın eserlerine ve dekorlarına dair bir keşfe çağırıyor. Moda dehası, modern bir perspektifle tekrar hayata gözlerini açarken; ölümsüz ruh mekan, tekstil ve grafik sanatı arasında bir diyalogu beraberinde getiriyor.

Ölümsüz sanatçı ve moda tasarımcı Yves Saint Laurent’in hem haute couture hem de hazır giyim aksesuarlarının ve çizimlerinin yer aldığı “Shapes&Forms” sergisi sanatçı Claudia Wieser’ın detaylı ve özenli seçimleriyle kendi zamanımız ile 60’ların ve 70’leri buluşturarak bir zaman yolculuğuna doğru yolculuğa çıkarıyor.

Renkler herkes için birçok farklı anlama sahip olabilir. Ancak, Yves Saint Laurent için renkler yaratıcılık vizyonun tam kalbinde yatan kendini ifade etme aracının ta kendisiydi. Yeri geldiğinde bir protestonun sesi oldu YSL’in renkleri. Protesto diyoruz çünkü Laurent 60’larda başlatmış olduğu renkli ileri görüşlülük; modernlik ve şıklık arasında günümüze değinecek silüetlerin arkasındaki elin sahibiydi. Sadece renklerle bu modern dünyayı ele geçirmedi elbette. Kıyafetlerin ardında kullandığı formlar ve yarattığı şekiller onu tam da ait olduğu Pop Art dünyasına doğru yönlendirdi. Silüetlerindeki renkler ve şekiller arasında yarattığı bu zıtlık sarsıcı olduğu kadar kendine has bir tavıra da sahipti.

Zıtlıkların bir araya geldiği YSL evreninde zamansızlık ve modernlik vazgeçilmez bir parçasıydı. Siyah ve beyazın dansı her zaman Laurent için klasik bir şıklığa övgüydü: “İşte, bu yüzden kadınlarım hep siyah giyinirler. Çizim gibi aynı bir eskiz gibi görünmelerini seviyorum.” Siyahın ne kadar asi ve yere sağlam basan bir tavra sahipse; sadelik ve saflığı doğuran beyaz ile tutarlı bir ilişki kuran beyazı hep yan yana kullanıyor; silüetlerinde zarafetin bir resmini çiziyordu.

Kesim, çizgi veya renk. Her bir element Yves Saint Laurent’in moda ve sanat arasındaki sonsuzluğu uzandırdığı ‘şekli’ doğuruyordu. Geometri bir matematikten çok oyundu Laurent için. Sanki kübist bir resmin içindeymişsiniz gibi hissettiren çizgileri, renkleri, kumaş kombinasyonları ve aksesuar kullanımları silüetlerin üzerinde bir büyüdeymiş gibi buluşurdu. Zira, elinden geçen her tasarım bir kıyafetten de öte bir sanat eseri; moda dünyası için yaratıcılık ve estetikle bir köprüyü inşa eden bir mimarın kendisiydi.

Böylece, Claudia Wieser’ın enstelasyonlarının ve sanat eserlerinin yaratıcı yapısı, fiziksel formların sınırlarını daha da ileri taşıyan soyut kompozisyonlara dönüşerek “Shapes&Forms” sergisinde moda dünyası ile iç içe geçtiği bir sistemin kendisini oluşturken; Yves Saint Laurent’in tüm detayları geride bırakarak tasarladığı silüetler Wieser’ın geleceği selamladığı vizyonuyla aynı çizgide buluşuyor.