Bazen insanın kendisine gelmek için bir “reality check” şart olur ya, işte o anların davetsiz misafiri David Shrigley. Kırılgan doğamıza usulca yaklaşan Shirgley, absürt sanatıyla yaşamın çatlaklarından kendine bir alan yaratıyor; onun dünyasında, sadece var olmanın bile bir tür özgürlük olduğu ve absürdün katmanlarında dans edebildiğimiz bir evren var…
Absürdün, kara mizahın ve trajedinin çarpışma noktası olan David Shrigley günlük hayatın sıradanlığını şiirsel bir üslupla yeniden yorumluyor. Onun çizimleri, animasyonları, ilk bakışta basit ve naif bir estetik sunarken, alt metinlerinde derin bir eleştiri ve sarsıcı bir gerçeklik barındırıyor. Shrigley’nin çalışmaları, bizi çocuksu merakın renkli dünyasına davet ederken, yetişkinliğin karmaşıklığını da içinde barındırıyor. Aslında bu, sanatçının usulca kalbimize dokunarak yaşam deneyimlerimiz arasında yarattığı bir oyun alanı.
Shrigley’nin eserlerinde karşılaştığımız mizahi dil, trajikomik bir şekilde insana dair en derin duygusal çatışmaları açığa çıkarıyor. Çizimlerinde sıkça rastladığımız o masum ve tekinsiz figürler, yalnızca bir eğlence olmaktan öte; o, insana ait tüm kırılganlıkları, tutkuları ve hüzünleri barındıran birer imgeye dönüşür.
Hayatın en derin yaralarından, en beklenmedik sevinçlerine kadar her iz, bu mizahın içinde saklı–sanki dünyayı hem gülerek hem de ağlayarak, kırık dökük bir aşkla yeniden keşfetmeye davet eder bizi. Shrigley, her çiziminde hem çocuksu bir neşe hem de derin bir varoluşsal hüzün barındırır ve bu ikiliyi bir araya getirerek, hayatın bize sunduğu incelikli güzellikleri ve acıları bir arada yaşama biçimini anlatır.
David Shrigley’nin dünyası, bir yandan cesur ve provokatif bir romantizm taşırken, diğer yandan insanın kendi çelişkilerini kucaklamasına teşvik ediyor. İçimizdeki çocukla yüzleşirken aynı anda hayatın yoğun gerçekliklerinin altında kalmanın ağırlığını tek bir çerçevede ele alıyoruz.
Etrafınıza baktığınızda kayda değer bir şey olmuyor, ilhamın leyleklerle gelip sizi bulan bir şey olduğunu düşünüyorsanız David Shrigley bu yanılgılarınız kül oluncaya kadar alay etmek için burada. ADHD dolu kafamızın içine davetsiz bir misafir olarak girip hayat puzzle’mızı karman çorman etme göreviyle üstelik! Tabi, bunları kötü niyetinden yapmıyor. Karmaşıklığın dağınık dinginliğinde, en kırılgan yanlarımızın aslında ne kadar bize benzediğini hatırlatmak için Shrigley; renkleri, fikirleri ve yazıları karıştırıyor ve karıştırıyor…