Maria Grazia Chiuri finds inspiration in the grace and strength of the Roman Goddess of Hunting
Maria Grazia Chiuri, Musée Rodin’in muhteşem bahçesinde Dior’un İlkbahar/Yaz 2025 koleksiyonunu gerçekten muhteşem bir şekilde sundu! Chiuri defile için pisti, İtalyan performans sanatçısı Sagg Napoli’nin modellerle birlikte ok attığı 70 metre uzunluğunda bir okçuluk atış poligonuna dönüştürdü. Napoli, her bir ok atışında Chiuri’nin etkilendiği kadın savaşçıları cesurca canlandırdı ve ortaya görülmeye değer inanılmaz bir manzara çıktı!
Defile için hazırlanan heyecan verici yeni bir teaser’da, tarih boyunca zorlu kadınlardan ilham almakta usta olan Chiuri, saygın küratörü Ludovic Laugier ile birlikte muhteşem Musée du Louvre’u keşfetti. Roma Av Tanrıçası’nın çarpıcı mermer heykeli Versailles’lı Diana’nın üzerine geldiğinde, kreatif direktörün bir sonraki ilham perisini bulduğu açıktı!
Diana -ya da bilinen adıyla Artemis- bir koruyucu ve sağlayıcıdır ve bunu yaparken harika görünmektedir! Geniş bir bakışla tasvir edilen Diana, aynı anda bir geyiği dizginlerken ve sadağından bir oka uzanırken ileriye doğru koşuyor. Chiuri ve Laugier onun önemi hakkında sohbet ederken, giysilerinin çok yönlülüğüne ve tarihsel önemine de dikkat çektiler, bu nedenle koleksiyonda sarılmış siluetlerin öne çıkması sürpriz olmadı ve harika görünüyorlardı!
Bununla birlikte, podyumda referans alınan sadece geleneksel kıyafetleri değil, aynı zamanda vahşi doğal atletizmiydi! Paris Olimpiyatları hala hafızalarımızda tazeyken, Maison’un spor dünyasıyla uzun süredir devam eden bağlantısı – sportif binici ceketleri Dior’un ilk teklifinin bir ayağıydı – lüks athleisure ve spor motifleriyle dolu bir koleksiyonda hayat buldu.
Terzilik ve gece kıyafetleri hala tüm ihtişamıyla oradaydı, ancak bu sezon rahat kesimlere doğru hoş bir kayma görüldü. Formula 1 etkisi, koşum takımları, moto ceketler, sürüş eldivenleri ve tek renkli renk paletine canlı bir enerji katan ekose baskılar gibi diğer detaylarda da belirgindi.
Defile notlarına göre Chiuri “modayı kökenlerine geri götürmek ve vücut ile giydiği şey arasındaki ilişkiyi vurgulamak istedi. Bu düşünceyle Dior, ilk olarak Christian Dior tarafından 1951-1952 sonbahar/kış sezonunda tasarlanan “Amazone” elbisesinden başlayarak arşivindeki kesimleri bir araya getirdi ve yeniden yorumladı.
Chiuri’ye göre, bu özerk, cesur zarafet örneklerine atıfta bulunmaya devam etme tutkusunu ateşleyen şey, güç ve kadınlık arasındaki sıklıkla göz ardı edilen ortak yaşamdır. Bu ikisinin taban tabana zıt olduğunu duymak yaygın olsa da, tarih ve efsane bunun aksini ateşli bir şekilde kanıtlayan kadınlarla dolu ve bunu görmek büyük bir keyif!
