Sürekli ütülenen gömlekler, bacak boyları bitmek bilmeyen modeller, çantaları renk patlamaları ile dolu makyözler, topukların asfaltta yorumadan çıkarttıkları sesler, araçlardan sahne arkasına taşınan askılarda giysiler, ilk sefer katılanlar ve kendini kanıtlayan tasarımcıların son dakika değişiklikleri… Mercedes-Benz Moda Haftası İstanbul başlamak üzere.
“Tasarımcıların karakteristik dokunuşlarını değiştirip, ‘’Türk tasarımcılardan çok yabancı markalara daha çok para ödemeyi tercih ederim’’ gibi yerel inançları aşan bir takipçi kitlesi yaratmaları zorunlu oldu.”
Evet, İstanbul Moda Haftası’nın bazen bu hayatta ihtiyacımız olmayan ama yine de istediğimiz (tartışılabilir) parçaları yücelttiği doğrudur; ponponlardan yapılmış ayakkabılar, 5 metrelik elbise kuyrukları, belki de kadınlar için daha uygun olan erkek giysileri. Ama moda politika, ve savaş,
ve fakirlik, ve açlık yerine zevkleri, ve yeteneği, ve sanatı,
ve tasarımı, ve çizgileri, ve renkleri övmek üzere konularla ilgileniyor. Ve gelin dürüst olalım; bugünlerde bizi sıkıntıya sokan her şeyden uzaklaşmak için oyalanmaya ihtiyacımız yok mu?
Aşırı klişe olmanın riskiyle söyleyelim, terziliğe dair inanılmaz bir potansiyel taşıyan bir şehir için İstanbul nedense kendini şık olmaktan alıkoyuyor. Tasarımcıların karakteristik dokunuşlarını değiştirip, ‘’Türk tasarımcılardan çok yabancı markalara daha çok para ödemeyi tercih ederim’’ gibi yerel inançları aşan bir takipçi kitlesi yaratmaları zorunlu oldu. Bu, hepimizin de bildiği gibi, çabucak aşması zor olan bir bariyer. Ancak moda sahnesindeki değişikliklerin yaratıcılığı alkışlamak için bir neden olduğunu gözlemleyebiliyoruz.
Peki şimdi ne olacak? Bir kaç şeyi açığa kavuşturmak isteriz; evet, Mercedes-Benz Moda Haftası İstanbul hayat kurtarmıyor. Evet, elimizde daha büyük meseleler var. Ama bir çok yerel grup moda karşıtı duruşunu o kadar sağlam tutuyor ki, bu organizasyonun güzelliği atlanıyor. Kendini ifade etmek isteyen yeni isimlerin podyumdaki bir kaç dakikasından, sanat eserleri gibi etkileyici işlenmiş elbiselerden ve izleyicinin dikkatini yaşanan dertlerden uzak tutmak için didinen bir ekipten zevk almak bir seçim. Bu organizasyonu küçük görmek, eleştirmek ve hem kendinizin hem de başka- larının yaşam tarzına olumsuzluk getirmek de bir seçim. Bu sefer hangisini seçeceksiniz?