Bizim kadar mum seven iki kişiyle karşılaşacağımızı kim bilebilirdi ki? Sadece mum da değil, bu ikili NYKS’te cam ve bakırlı nikel kullanarak, itina ile martini bardaklarından tutun tepsilere, eşi benzeri olmayan ürünler çıkartıyor.
NYKS’i oluşturma fikri nasıl doğdu?
İkimiz de başka sektörlerde çalışıyorduk fakat hep yeteri kadar üretemediğimizden ve o gün bulunduğumuz şartlardan memnun olmadığımızı konuşurduk. Bir akşam yine bilindik sohbetimizi yaparken sohbetin yönünün değiştiğini ve daha ciddi ve bizi heyecanlandıran bir şeylerden bahsettiğimizi fark ettik; mum yapmak! Fakat bunu tamamen kendi ürettiğimiz ve tasarladığımız kapların içinde ve doğal & el yapımı yani artizan bir şeyler olması konusundaki hem fikirdik. 1 seneye yakın bir araştırma süreci sonrasında 3 sene önce ilk dükkanımızı açarak NYKS’i hayata geçirmiş olduk.
Yakın bir zaman önce Serdar-ı Ekrem’deki dükkanımızı yeni yerine taşıdık. Artık bizi Tom Tom Mahallesi’ndeki yeni dükkanımızda bulabilirsiniz. Aynı zamanda yeni yerimizde artık bir mum atölyemiz de var. Mum ve mum dökümünü tüm müşterilerimiz izleyebilecek, ilgilendikleri ve bilmek istedikleri her soruya atölyemizde cevap bulabilecekler. Yeni dükkanımızda yakın zamanda workshoplara da başlayacağız.
Based ofisinde yanmayan bir mumsuz bir dakika bile geçmiyor, mum yakmanın sizdeki karşılığı nedir?
Mumun, daha doğrusu ateşin, büyüleyici bir özelliği var; ateş her zaman toplumlarda çok büyük bir meditasyon tekniği olmuştur. NYKS; Yunan mitolojisinde bir gece tanrıçasının ismi. Bizim ve markamızın ruhuyla birebir örtüştüğüne inandığımız için bu ismi verdik markamıza. Bir mumu, ateşin verdiği sıcaklığı ve doğal kokusunun verdiği sakinlik ve huzur hissini düşününce, bizim de vazgeçilmezimiz.
Merve / Deniz NYKS denince ilk hangi mum kokusu aklına gelir?
Merve: Kesinlikle limonotu. Mevsimsel değişen kokular yaptığımız için bazı kokularımız dışında her dönem dükkanda yeni bir koku oluyor ama sanırım hiçbiri limonotunun yerini tutamaz.
Deniz: Biberiye. İlk eve gidip yaktığında 3 gün anlata anlata bitiremedi.
Yoğun bir iş gününde ilk paydosu vermek isteyecek olan hanginiz olurdu?
Merve: Ben!
Deniz: Hangimiz ilk acıkırsa!
Tasarım sürecinizde size ilham veren şeyler neler oluyor?
Aslında biz en çok günlük hayattan ilhamımızı alıyoruz. Bu yüzden de hem yaşadığımız hem de ofis/dükkanın olduğu semt/mahallenin bizim için çok önemi var. Kalabalık yaşayan mahalleler vazgeçilmezlerimizden. Dükkana giren herhangi biri bile görsel olarak bize ilham verebiliyor. Bir de tabi ki seyahatler. Seyahatlerdeki yeni yerler, keşiflerimiz ve gittiğimiz her yerde en lokal takılmamız da bizim için en büyük ilham kaynağı.
Ofisinizde en son birbirinize bakıp kahkaha krizine girdiğiniz hikaye ne oldu?
Merve: Yeni dükkanımıza taşınırken, eski dükkanımızda karşımıza tekrar çıkan unuttuğumuz tüm parçalar; hatta ilk yaptığımız ürünlerin numuneleri görünce ikimiz de inanamadık ve gülme krizine girdik.
Merve / Deniz bir application çıkartacak olsaydı, ne işlevli bir application olurdu?
Merve: Eminim daily horoscope ya da one benzer bir şey olurdu ve kesinlikle her gün takip edilmesini isterdi.
Deniz: Büyük ihtimalle evlere günlük çiçek servis eden bir app yapardı.
Merve / Deniz’in işten koptuğu bir an onu çalışmaya geri çekecek cümle?
Merve: Deniz’i kendi haline bırakıp geri gelmesini beklemek daha faydalı oluyor. Sakin ve sessiz kalıp başka bir şeylerle ilgilendikten sonra Deniz zaten kendi kendine geri dönüyor.
Deniz: Merve işe girdiği zaman tamamen kendini ve dikkatini işe veriyor. 10 saatte yapılacak işleri 2 saatte bitiriyor. İşten koptuğu zaman da geçmiş olsun geri getirmek zor!
Bir film kurgusunda yaşayacak olsanız hangisi olurdu?
Merve: Sliding Doors.
Deniz: Avatar.