“Bu marka bir insan olsaydı nasıl olurdu?” akıllarımızda yankılanan bir soru. Bu kez ilgi odağımıza Collina Strada oturdu. Soru kafamızdaki sesini yükseltirken, “Cevabı Hillary Taymour’dan başka kim verebilir ki?” dedik. Sorulacak ve cevaplanacak pek çok soruya yönelik büyük bir beklentiyle ilerliyoruz.
Kesin olan şu ki, motivasyon ve ilham bulaşıcıdır. Hillary bir isyana önderlik ediyor ve bu isyan son moda! Fikirler biçimleniyor, notalar akıllıca bir şekilde geride bırakılıyor ve güçlü mesajlar özgün bir oyunculukla aktarılıyor. Her giysi bir iddia, her kıyafet bir kazanım. Tüm bu unsurlar kumaşlarla iç içe geçiyor, zımbalar veya renkli şeritler ardına gizleniyor, hatta grafiklerde dile geliyor. Ah, gözlerimizi alamadığımız parçalar… Collina Strada sunum şekliyle öne çıkıyor, 70’lerin Londra punk sahnesini yeniden şekillendirerek kendine mal ediyor. Bu edinilmiş DNA, avangart bir estetiğe öncülük ediyor, moda ve müziği çok dışavurumcu bir varoluş haline yönlendiriyor. Kendi doğrularını ve temel değerlerini dile getirmekten çekinmeyen Collina Strada ile moda, çarpıcı bir sanat formu olma yolunda.
Ne yapması gerektiğinin söylenmesi kimin hoşuna gider ki? Hillary Taymour kendisi dışında kimseye kulak asmıyor. Collina Strada’nın avangart, sürdürülebilir, New Yorklu annesi sadece kendi isteklerine odaklanıyor. Kendine özgü tavrını koruyan Hillary şöyle açıklıyor: “Sadece sevdiğim ve giymek istediğim kıyafetler yapıyorum. Bence tasarlarken, giymek istediğiniz kıyafetleri yaptığınızdan emin olmak son derece önemli.” Collina Strada kendi kurallarını koyan, sınırları zorlamayı seven ve bir şeyleri bir parça farklı yapan bir yer. Tam bir anarşist!
Hillary kalıpların dışına bakmaya zaman ayırıyor. Markasının temelini oluşturan kıyafetler ve insanlar için deneyimler yaratıyor. Kalıpların dışında olma yaklaşımı, Colllina Strada’ya dair her şeyin merkezinde yer alıyor. Podyumdaki görünümler insan merkezli tasarlanıyor, konseptler kıyafetlerin çevresinde gerçekleştiriliyor… Hillary tasarım sürecini, “İşe fabrika imalatı ve üretimin yerelleştirilmesiyle başlıyorum, henüz kalıp ve modele geçmeden önce bir ürünü sürdürülebilir bir şekilde imal edebileceğimden emin oluyorum” şeklinde açıklıyor. Modayı bir ifade biçimi, kendini dünyaya göstermenin bir yolu olarak görüyor.
Değerler yaratan, kültüre ayna tutan ve sokakların hatıralarının karmaşık dokusuna bağlanan Collina Strada, yerelliğini koruyor. Sürdürülebilirlik yaklaşımıyla yerel zanaatkarlığı destekleyen Hillary’nin üretim merkezi, kendi köklerinin de bulunduğu New York. Varlığının özüne ve kendine sadık kalan Hillary’nin dünyasında gerçek özgünlük, “dürüst olmak.”
Interview by Murat Şentürk
From Based Istanbul N°43 – The Winners Club Issue. “For us, winning is deciding to embark on a journey. Ask yourself aloud: If this is a race, who else but me can make the rules? Welcome to the winners club!” Buy your copy now!