Oyun, can sıkıntısı, eksantriklik ve kırsal yaşamın ritüel yönlerini araştıran sanatçının tekinsiz ve heykelsi görüntüleri, on iki yıl boyunca memleketinde yaptığı çekimlerden oluşuyor. Küçük, tarım yapılan köyler zaman içinde sıkışıp kalmış veya yok olmaya yüz tutmuş gibi görünürken, Rousset, Praberians projesiyle bizleri fantastik, halüsinasyon dolu bir dünyaya fırlatıyor ve günlük köy yaşamına dair samimi portreler ve gözlemler arasında absürtlük anlarını artırıyor.
Rousset, Prabert sakinleriyle iş birliği yaparak köyün tuhaflıklarla dolu bir resmini oluştururken fotoğraflar, kırsal bir varoluşun olağan göstergelerinin tuhaf bir şekilde sunulduğu çeşitli sahneler içeriyor. Küçük bir kuzu, boynunda konfetilerle kaplı bir iple duruyor; iki adam bir masada oturuyor ve bir kadın bir tarlada uzanmış, parçalanmış bir toprağın altını inceliyor. İncelendikçe tuhaflaşan bu görüntüler, tuhaflığın bariz olduğu başka görüntülerle iç içe geçiyor.
Rousset, Fransa’nın Grenoble yakınlarındaki küçük bir dağ köyünden geliyor ve Lozan’daki ECAL’de fotoğrafçılık eğitimi alıyor. Projelerinde gündelik ritüelleri ve yaygın modern davranışları sorgulayan fotoğrafçı, doğup büyüdüğü ve etkisi altında kaldığı kültürünün ve kutsal geleneklerinin çağdaş dünyaya nasıl uyum sağladığını inceliyor.