Aslında genel olarak hiçbir şey olmasa bile telaşlı ve heyecanlı bir insanım. Beni ‘sakin’ olarak nitelendirebilecek pek fazla insan olduğunu sanmıyorum. Ama ekstra telaşlı anlarımda panik sistemim baya elverişli çalışıyor diyebilirim. Adrenalini pratiklikle birleştirip hemen çözüme yöneliyorum. Telaşlıyken stres faktörü yüzünden potansiyelimin 100% unu sergileyemesem de verimli oluyorum diyebilirim.
İstanbul’un temposu baslı başına bir tez konusu bence. Başka herhangi bir şehirden gelen herkes bana katılacaktır. Aşırı kaotik ve hızlı hem enerji veren hem de enerji emen bir hali var. Buradayken hem aşırı enerjiğim hem de hep yorgunum. Daha sırrını çözemedim.
Eskiden dakikliğe obsesyon derecesinde takipliydim. Hala başka birini bekletme fikri beni çok strese sokar. Gecikeceksem de mutlaka haber veririm. Çok son dakika haber verilen programlar dışında ekstrem bir şey olmadıysa mutlaka maksimum 10- 15 dakika gecikmeyle oradayımdır. Buna itiraz edecek arkadaşlarım olacaktır; ama dediğim gibi ‘makul’ bir surede haber verilmiş olması gerek zira bazen hazırlık surecim gereğinden uzun sürebiliyordu
İstanbul’da en hızlı değişen şey yapılar. Sürekli yeni binalar peydah oluyor ya da gecen hafta orada duran şey yerinde olmuyor. Çocukken oynadığım Sim City oyununu andırıyor bana.
9 senedir burada yaşıyorum ama şehrin köprüden siluetini her gördüğümde ilk kez görmüşçesine heyecanlanıyorum. Küçük çocuklar gibi yanımdakileri dürtüp şuraya bak diye parmakla göstermekten asla vazgeçemedim. Sanırım o görkeme hiçbir zaman alışamayacağım. Şehre tepeden bakınca aklıma gelen o tarih, yaşanmışlık hissi hala sürreal geliyor.
“Zamansızlık” illa klasik demek değil. Çok eksantrik insanlar, kitaplar, parçalar, kıyafetler de zamansız olabilir. Zamansızlık bir nevi ölümsüzlük demek bana göre. Yasadığın donemi ne kadar şekillendirdiğin, etkilediğine göre zamansızdır yaptıkların. Yıllar sonra bile devrimsel, devrimsel kalacaktır.
Asya ve Avrupa kıtalarının ortasında arabanızda 2 saat boyunca mahsur kalmak sadece İstanbul’da normal bir günlük olay sanırım.