Neslihan Atagül Doğulu: Oyunculuğun bana cazip gelmesinin sebebi, kendimden uzaklaştırdığı içindi. Artık oyunculuk vesilesiyle kendime yakınlaşıyorum. Kendime yakın oldukça insanı daha yakından tanımaya başlıyorum. İnsanın kendini tanıması, kendiyle birlikte “insanı” tanıması heyecan verici ve cesaretlendirici.
”Hayal kurmak, ‘olmayacak’ diye kabul edilen şeyi isteme hali gibi geliyor bana.”
Neslihan Atagül Doğulu: Hayal kurduğumu zannederdim çocukken. Ben zaten olacakların öngörüsünde bulunuyormuşum. O sebeple hayal kurmuyorum. Gönlüme düşürdüğüm ne varsa, çabaladığım ve kalbimden çıkarmadığım taktirde tam vaktinde olacağını biliyorum. Hayal kurmak, ‘olmayacak’ diye kabul edilen şeyi isteme hali gibi geliyor bana.
Neslihan Atagül Doğulu: Hayatımın belli dönemlerinde bedenime, yaşadığım şehre, bulunduğum dünyaya hatta kainata sığamaz hissederdim kendimi. Bu hissin ne olduğunu ve sebebini çözümlemeye çalıştım içimde. Sonrasında gönülden gönüle çizilen sınırlar, insandan insana, şehirler arası, ülkeler arası, bilgi paylaşımına konulan sınırlar olmasa nasıl olurdu diye yola çıktım. Özellikle dünya insanı kolektif biçimde evlerinde aynı eylemlerde bulunuyorken. Harekete geçmem gerektiğini düşündüm. Devamında “hadsiz” oldu. Had : sınır, hadsiz : sınırsız demek. İnsanların genel kullanımı; cehalet, başkalarının işine karışmak olsa da biz bu kavramı kimya etme çabasındayız. Kimya etmeye çalıştığımız “hadsizlik” fütursuzca insanların alanını işgal etmek kesinlikle değil. Koyduğumuz sınırlar sebebiyle hallerimizden memnun değiliz toplum olarak. Sınırımızı görüp, bilip, aşmalıyız. Bizlere biçilenin dışına çıkan ya da bunun için çaba gösterenlerle muhabbet ediyoruz. Hadsiz gördüklerimizle ve hadsizliği atfettiklerimizle muhabbet ediyoruz. İlham olsun diye. Hadsiz olsun diye.
“Şahıslardan çıkarıp olaylara daha geniş açılardan bakmak gerektiğini düşünüyorum.”
Neslihan Atagül Doğulu: İnsan hala evriliyor. Dünya da evriliyor. O sebeple tüm bu olanlara şaşırmıyorum açıkçası. Müthiş bir kolektif bilinç halinde olduğumuzu gördüm. Şahıslardan çıkarıp olaylara daha geniş açılardan bakmak gerektiğini düşünüyorum. Bize biçilenin dışına çıkmalı ve haklarımızı bilip sıkı sıkıya sahip çıkmalıyız. Öğretilenleri unutup bildiklerimizi hatırlamalıyız! Bazen yaşanan baskılar bizi genişletir. Nahoş gibi görünen ne kadar mesele varsa bizi daha bilinçli ve daha hazır kıldığı kesin. İnsan evladı olarak ilk defa yaşadığımız meseleler değil bunlar. Unutmuşuz ya da bize doğru şekilde aktarılamamış. Bizden sonraki nesillere bilgiyi ideal şekilde aktarabilirsek, onlar çok daha bilinçli olurlar ve daha az etkilenir hayatlarına devam ederler.
Neslihan Atagül Doğulu: Konumumdan rahatsız değilim. Kadının konumundan da rahatsız değilim. Kadınların konumlanmasından ne tür bir rahatsızlık duyabilirim ki? Kadın olmak sorun ya da dert olarak görülmemeli. Kadının “algıdaki” konumu sıkıntı bence. Kadının erkek algısındaki konumunun bir an önce değiştirilmesi gerek. Bununla ilgili toplumun bir kısmı çok duyarlı ve gerekeni yapıyorlar. Algıdaki konumu değiştirmek de ıslahla mümkün iyileştirmek gerek insanları. Aynı zamanda geleceğin sahibi olacak bugünün çocuklarını gerektiği gibi eğitebilirsek en medeni hareketi yapmış oluruz. Kökten bir çözüme yaklaşmak için çocuklara ve gençlere yönelmek gerektiğine inanıyorum.
Neslihan Atagül Doğulu: İrade dışındaki coşku.
Neslihan Atagül Doğulu: İkisi de. İstediğimi hayat bana sunuyor. Hayatın sunduklarını ben istiyorum.
“Yaşamak başlı başına bir “güç” değil mi? Yapmak istediklerini hayata geçirmek mi güçlü olmak? Bence var olan şartları dönüştürme çabası ve uyumlanmak.”
Neslihan Atagül Doğulu: Güç ne demektir? Güce niye ihtiyaç vardır? Plazada çalışan bir üst düzey yönetici güçlü, köyde tarım yapan insan güçsüz mü? Ya da tam tersi? Yaşamak başlı başına bir “güç” değil mi? Yapmak istediklerini hayata geçirmek mi güçlü olmak? Bence var olan şartları dönüştürme çabası ve uyumlanmak. Uyumlanırken idrakının ve kalbinin eş zamanlı hükmü. Herkesin gücünün potansiyelleri farklıdır. Böylelikle herkes zaten güçlü demektir. Amacımız olmalı ve o amaç için çabalamalıyız. Şüpheyi bir kenara bırakıp cesaretle yola devam etmeliyiz.
Neslihan Atagül Doğulu: Medeniyet.
Videoyu izlemek için tıklayın.