Reading Between the Lines – Contextually conceptual

Bazen büyük resmi görmek, gözlerini kısmanı gerektirir. Detayların arasında, satırların arasında en çok da hayatın arasında… Mimar ikili Gijs Van Vaerenbergh’in deneysel kilisesi Belçika’nın açıklarında, tüm somutluğu ve kavramsallığıyla karşımızda.

Nerden baktığımız, neye baktığımıza doğrudan etki etmez mi? Her şey perspektif ile ilgili. İhtişamlı bir yapı ya da peyzaja karışan bir enstelasyon. ‘Reading between the Lines’ projesi kuramsal çizgilerin bir araya gelmesinden ortaya çıkıyor. Yüz katlı bir metal konstrüksiyon içinde iki bini aşan metal plaka, on metre uzunluğunda olabildiğine göz alıcı bir yapıyı oluşturmak için bir arada. Yapı, doğası gereği gözlemciyi kendisini tecrübe etmeye davet ediyor. Klasik metodlar ve motivasyonların aksine projenin sanatsal bir niyet taşıyarak kurgulandığı çok açık. Başlığın da göz kırptığı gibi, satırların arasını okumak gerek.

Gijs Van Vaerenbergh, Belçikalı mimar Pieterjan Gijs ve Arnout Van Vaerenbergh’in bir araya gelmesiyle oluşuyor. İkili mimari altyapılarını sanat niyetleriyle bir araya getirip, gündelik hayatın içindeki alanlara dokunuşlarını bırakıyor. İşleri alışılagelmiş, normatif olana karşı koyarcasına; yeni, deneysel ve dışavurumcu yaklaşımlar benimseyerek kültür öncüsü yapıtlara dönüşüyor. Işık demir plakaların arasında dans ederken, kilisenin atmosferine kendimizi kaptırıyoruz.