Istanbul nefesini yaratıcılarından çekiyor ve Bengi Apak onun çıkardığı en yüksek seslerden. Onun dünyası olduğu gibi gerçekleşmekten korkmayan, plastik ve zorlama gizemlerden arınmış bir gerçeklik. Bu alanda netlik karmaşadan üstün, kültür ise trendlerin ötesinde. Bengi yaratıcılığa çok net bir tavırda yaklaşıyor, “Uçlarla işim yok. Benim için yazdığım yarattığım her şeyin anlaşılır ve hafif olması çok önemli.” Şüphelerinin oluşturduğu o fikirden duvara tırmanmanın gerginliğinde değil, duvara sırtını dönmüş onun gölgesinin keyfini çıkarıyor. Hayat istediği kadar tuğla fırlatsın, Bengi’nin zihin sarayı sarsılmıyor.
Recording Istanbul_______ bir kayıt daha alıyor. Bu sefer objektifimizi Bengi Apak’ın İstanbul’una çeviriyoruz; netliğin yaratıcılığa yön verdiği, zorlukların özgüvene dönüştüğü ve kendine farkındalığın en büyük ilham kaynağı olduğu bir evrene doğru. Bir yere gidiyor muyuz bilinmez, ama kesinlikle yol alıyoruz.
Bizi dünyana götür! Seni sen yapan temel değerler neler?
Hemen! Benim dünyam çok anlaşılır bir yerde. Plastik, zorlama bir gizemden kaçındım hep. Uçlarla işim yok. Benim için yazdığım yarattığım her şeyin anlaşılır ve hafif olması çok önemli. Temel değer yargıları konusunda geleneksel biriyim. Aile terbiyesine inanırım, sevgiyi opsiyonel, saygıyı zaruri bulurum.
Bengi için “kendine özgü” olmak ne anlam ifade ediyor?
Fedakar biriyim. Gerektiği zaman değer verdiğim insanları gözeterek esneyebilir, şekillenebilirim. Büyüdükçe bunu kendim için de yapmaya başladım. Aklımdan geçenleri anksiyete sebebi yapmıyorum artık. Beni kendine özgü yapan şey zihin sarayımla barışmam, onu ciddiye almam ve nihayetinde ondan özgürce faydalanmam oldu.
Dijital dünyada var olmak seni yaratıcı olarak nasıl etkiliyor, insanların düşüncelerini önemser misin?
Mobesem hep açıktır. İnsanların düşüncelerini gereğinden fazla önemserim. Her birimiz dijital dünyanın geldiği son noktada belli oranda etkileşimin heveslisi olduk. Katalizörümüz her daim beğenilmekti ve dijital dünya bunu çok ulaşılabilir çok kolay bir hale getirdi. Eskiden yoruma açık olmak benim için korkunç bir şeydi ve fakat geldiğim noktada o durumu da büyütmüyorum. Pozitifi de negatifi de aynı aralıkta karşılıyor çok fazla kapılmıyorum.
İşin kendinle ilgili neleri keşfetmeni sağladı?
Komplekslerimizin altında gizli bir kibir yattığına inanıyorum. Bu işe başlamasaydım evde yazdığım hiçbir şeyi yeterli bulmayacak, kusursuzu yaratma uğruna sonum hiçbir şey yaratamamak, kendim yüzümden var olamamak olacaktı. Yarısı bilinçli, yarısı kader öyle dinamik bir yola girdim ki. Kendime rağmen kendimi gerçekleştirdim. Yolumun her detayına ayrı ayrı müteşekkirim.
Yaratıcılıkla ilgili bir itiraf.
Tasvir edildiği kadar büyülü değil.
Şu andaki hayatının soundtrack’i ne olurdu?
Crane/White Lightning
The RZA/Charles Bernstein
“Hikaye olmadan stilin de bir anlamı yok. Stil, aslında senin ve yaşadıklarının dışa vurumu. Kendi hikayenle şekillenmeyen bir stil, sadece bir görüntüden ibaret.”
-Bengi Apak
In conversation with Sude Belkıs
Editor ın Chief Duygu Bengi
Art Direction by Yağız Yeşilkaya
Videography by Umutcan Öncü, Melike Duman
Edited by Melike Duman
Fashiıon Editors Birce Naz Köş, Murat Şentürk
Interview by Tunga Yankı Tan
Hair Team Enes Sakızcı, Yiğithan Yılmaz
Make Up by Melisa Deniz Aslanboğa
Make up Assistant Zeynep Naz Akoğlan
FashionAssistantants Melek Kaya, Zeynep Naz Gümrükçü