“Bir insana yapmak istediklerinin peşinden gitmek umut verir. Tökezleyebilirsin ama yine de vazgeçmezsin, devam edersin. Hayata, mutluluğa ve umuda sonuç odaklı bakmamaya çalışıyorum ben. Başaramadığın bir şey bir sonraki hedefine katkı yapar. Konu umut olunca sonuç gerekli değildir, sonuç odaklı yaşamamak gerekir. Onlarla beraber olmak, el ele tutmak ve her şeye karşı birlikte mücadele etmek büyük umut veriyor. Bir sürü hikaye dinliyorum. Kim birisinin hikayesini dinliyorsa orada kendine dair bir şey buluyor. Böylece orada yeni bir umut doğuyor. Bütün bu hikayelerin ortasında umutsuzluğa alışmamak bana umut veriyor. Bazen umutsuz hissediyorum. Uyanıyorum ve yapacak bir şeyim yok galiba diyorum ama sonra kalkınca karşıma mikrofonu ve kulaklığımı alınca ve ortada bir hikaye söz konusu olunca umut yeniden doğuyor. Umudun sürekli orada bir yerde olduğunu bilmek çok önemli”.
O hem başkalarının hikayelerini anlatıyor hem de kendi hikayelerine ses oluyor. O dinlemenin insanlara güven ve de umut verdiğine inanıyor. Yalnız olmadığını hissetmek ona göre bir umut tanımı. Dinletmenin bir umut aracı olduğunu söylüyor ve ekliyor: “İnsanlara bir alan açılması çok önemli. Olanakların ve alanların birlikte değerlendirilmesi üzerine düşünmeliyiz. Örnek vermek gerekirse Hope Alkazar hepimize umudun var olduğunu hatırlattı zira herkesi bir araya getirdi. Bir şey söylemek basit “kapımız herkese açık” demek kolay ama bunu eyleme dökebilmek zor olan. Kapıların herkese açık olması ve herkesin eşit bir şekilde görünebilmesi çok önemli ve özel. Bu bir dönüşüm aracı”.
FROM BASED ISTANBUL NO41: HOPE ISSUE