Serge Gainsbourg, ‘Le Mot Exact’ Exhibition

Arts & CultureMarch 5, 2023
Serge Gainsbourg, ‘Le Mot Exact’ Exhibition

Serge Gainsbourg’un evinden zihnine açılan bir pencere, Serge Gainsbourg, Le Mot Exact adındaki sergiyle Le Centre Pompidou’da değerli yazıları, kişisel eşyaları ve kütüphanesinden özenle seçilmiş kitaplarını içerdiği zengin bir koleksiyonuyla müzik dehasını görme şansı sunuyor.

1928 yılında doğan Gainsbourg, hayatta olduğu dönem boyunca dolup taşan edebiyat sevgisiyle elini attığı her alanda unutulmaz bir etki yaratıyordu. Zira, Fransız Pop müziğin ve kültürünün unutulmaz yapı taşlarından biri haline gelen Gainsbourg’un şarkı yazarlığından film yapımcılığına uzanan başarılı kariyer hayatı onu tam anlamıyla bir 19. yüzyıl adamı olmasına dayandırıyordu. Hem 19. yüzyıla ait büyük bir arşive sahip olmasıyla hem de eşsiz zekası, yaratıcılığıyla birlikte, Gainsbourg’un kelimleri Rue Verneuil’deki çalışma odasının ötesine geçerek Le Centre Pompidou’da bir sergiye dönüşmesinin nedeni oluyor.

Gainsbourg 1950’lerde başlayan şarkı bestecilik kabiliyeti, şiirsel sözleri ve kendine has tarzı sayesinde kısa bir süre içinde tanındı. Rock’tan pop’a, reggea’den jazz’a kadar müzik türleri arasında korkusuzca sayısız albüme adını yazdırdı. Sevgilisi Jane Birkin ile “Je t’aime… moi non plus” düetinden fırtınalı bir ilişkiye sahip olduğu Bridgette Bardot’la olan “Initials B.B.” düetine kadar star isimlerle en hit şarkılarını 1960’larda hızlıca duyurdu. Hatta, ünlü Amerikan kanun kaçakçıları ‘Bonnie and Clyde’tan esinlendiği orkestral aranjmanlarla pop müziğini harmanlayan şarkısı yine o dönemde listelerde zirveye çıktı. 

Hayatını baskılara meydan okumaya adayan Gainsbourg dönemi şoke edicek müstehcen sözler ve provokatif davranışları kullanarak tartışmaların içinde olmaktan asla çekinmedi. Keskin zekası, üretkenliği ve yaptığı işlerdeki sanata bağlılığı 1991 yılındaki ölümünden sonra bile günümüzde bir ilham kaynağı olmasını sağladı. Gecesini gündüzüne katmadan bir çalışma temposuna sahipti Gainsbourg. En azından 12 yıl süren tutkulu aşkı Jane Birkin öyle söylüyor. Evde bir kere bile çalıştığını görmediğini ancak çalışma odasında olağanüstü bir üretkenlikle çalıştığında rahat edebildiğini ikonik isim Birkin ekliyor. Zira, yüzleri aşkın el yazılı çalışmalarını içeren arşiv değerindeki belgeler; yaratıcı bir beynin nasıl çalıştığını ve müthiş üretkenliğini göstermeyi başarabilmek ancak bir sergiyle gerçekleşebilirdi. 

Bugün, Serge Gainsbourg’un mirasını odağımıza alıyorsak sadece bestelediği müzikleri sayesinde değil, aynı zamanda, geleneklere meydan okuyan sanat ve kültür anlayışı ile sınırları zorlamasından kaynaklanıyor. Döneminde daha önce hiç görülmemiş ileri görüşlü söz yazarlığı ve cesur müzik tarzıyla şu anda bile unutulması imkansız bir isim olarak hafızalarımıza kazınıyor. 

Paris’te Le Center Pompidou bulunan Public Information Library (Bpi)’de tüm sanatseverlerini bekleyen sergi, Oscar Wilde’ın Dorian Gray’in Portresi’nden Guy de Maupassant’ın Horla’sına kadar Gainsbourg’un kütüphanesindeki geniş bir seçkisini de gün yüzüne çıkarıyor. Böylesine değerli belgelerin ve Serge Gainsbourg’un yazılarının müzikal bir sanat eserine evrimi; 8 Mayıs’a kadar gezme şansı sunuyor. 

Author: Ceydanur Demir

RELATED POSTS