NoLaB’in “Made in Türkiye” sergisi için güzel ve yoğun bir süreç geçti. Farklı disiplinlerde çalışmalar yaptım. Şimdi yeni bir mekan için duvar resmi tasarımı üzerine çalışıyorum. Çalışmaya devam yani.
Kitsch kavramının gücünün nereden geldiğini sorgulayan Kulka; Kitsch’in yüksek duygusal yoğunluğa sahip nesnelerden oluşması ve çaba sarf edilmeden ayırt edilebilmesi gibi özellikleri sayesinde geniş kitlelere hitap edebildiğini belirtir. Buna bağlı olarak, günlük hayatta kullanılan kitsch objeleri kelimeler ve cümlelerle bütünleştirmek istedim.
Ben sergiyi çok sevdim. Çalışmaların birbirlerine çok yakıştığını düşünüyorum. Hasköy Yün İplik Fabrikası’nın eski dokusu konuyla çok uyumlu. Bu konuda NoLaB çok başarılı ve ilham verici benim için.
Yaratım sürecini zıtlıklardan oluşan bir süreç olarak adlandırırsak sanatçı için heyecanlandırıcı bir ülke burası.
Masumiyet, ütopya ve zıtlıklar.
Rembrandt’ın yaptığı Dr. Nicolaes Tulp’un Anatomi Dersi, Diego Velázquez’in Las Meninas’ı, Johannes Vermeer’in Young Women Sleeping’i, Matisse’in The Sheaf’i (La Gerbe), Marc Quinn’in The Origin of the World’ü… Bunlar sadece birkaçı.
Bana ilham veren ikon Jeff Koons diyebilirim. Koons kitsch, plastik resim ve heykel çağdaş sanatçısı. Çalışmalarını popüler kültürden yola çıkarak oluşturması, kitsch kavramını çok iyi kullanması ve bunu büyük prodüksiyonlarla yapması beni çok etkiliyor.
Cervantes’ten Don Kişot. Toplumun Don Kişot’a deli gözüyle bakmasını ve aslında o delinin toplum olduğunu anlatıyor bize. Onun bütün erdemli ve yüce davranışları aslında bir süre sonra bizde delilik imajı uyandırıyor ve toplumla uyuşmuyor. Bence günümüzde her zaman var olacak bir durum.
Çok istediğim fakat bir türlü gidemediğim Louvre Müzesi var aklımda. Bu yaz yapmayı umuyorum.