Disko çağının cazibesi, grafik ağırlıklı desenleri ve kaosun sofistike bir hale dönüşümünü kullanan Kim Jones, koleksiyonu yaratırken aynı zamanda Karl’ın yarattığı FENDI mirasına da bir saygı duruşunda bulunmak istiyor. Bu doğrultuda da, Studio 54’u merkezine alan koleksiyonun çıkışının ilk ilhamını Karl’ın arkadaşı olan Antonio Lopez’in elle çizdiği logodan alıyor.
Koleksiyonda krem rengi kaftanlar ve ipeksi gömleklerde fırça darbeleriyle yapılan soyutlamalar öne çıkarken deri parçalarda ise figüratif çizimler ağırlıklı. Lopez’in bakış açısından ilhamla hareket eden Jones koleksiyondaki gökkuşağı renklerinde örülmüş Baugette ve Peakaboo’ları bir grafik sanat eserine dönüştürüyor. Aksesuarlar içinse yine açıklayıcı motif ve canlandırıcı detayları ön plana alan Jones, Pleksiglas halkalar ve degrade metaller ile parçalara çarpıcı hatlar kazandırıyor.
Moda ve pek çok sanat mecrası için devrimsel dönüştürücü bir nitelik taşıyan dönemin izlerini günümüzle harmanlayarak modern bir çerçevede ele alan koleksiyon FENDI’nin her zaman temele aldığı kadınsı güce ışık tutma misyonunu da devam ettiriyor. FENDI için ilk fiziksel şovunu gerçekleştiren Jones, bunun FENDI kadınının uzun sürenin ardından dışarı çıkıyor oluşunun ve özgür kalmasının bir kutlaması olarak nitelendiriyor.
1927’de Gallo Opera binası olarak ilk açılışından sonra varlığını sürdürdüğü her dönemde kültür sanat tarihinin en önemli isimlerinin uğrak mekanı olan ve asla gözden düşmeyen Studio 54’a 70’lerde bulabildiğiniz herhangi bir giriş bileti karşınıza Al Pacino’dan Bowie’ya, Warhol’dan Halston’a pek çok ismi çıkarabilirdi. Bu yüzdendir ki, skandal dolu geçmişinde pek çok insan içeri girebilmek için havalandırma borularına sızmak kadar tehlikeli deneyimleri göze alıyordu…
Gece kulübüne dönüşümünün ardından 70’ler ve 80’lerin sınırsız özgürlükçü duruşu ve mekanın sanat, moda, müzik, sinema dünyasından ikonik isimlerin ikinci evi haline gelmesiyle Studio 54 dönemin moda anlayışına yön veren ve etkileyen en büyük unsurlardan biri haline geldi. Fakat bu etki tabii ki dönemle sınırlı kalmayıp günümüze kadar geldi.
Stil geri dönüşlerinin ve nostaljinin en sevdiğimiz parçalarına sahip olan 70’ler 22 Eylül’de FENDI’nin Milano’da gerçekleşen 2022 İlkbahar-Yaz defilesinin de ana hatlarını besledi. Disko çağının cazibesi, grafik ağırlıklı desenleri ve kaosun sofistike bir hale dönüşümünü kullanan Kim Jones koleksiyonu yaratırken aynı zamanda Karl’ın yarattığı FENDI mirasına da bir saygı duruşunda bulunmak istiyor. Bu doğrultuda da, Studio 54’u merkezine alan koleksiyonun çıkışının ilk ilhamını Karl’ın arkadaşı olan Antonio Lopez’in elle çizdiği logodan alıyor.
Moda ve pek çok sanat mecrası için devrimsel dönüştürücü bir nitelik taşıyan dönemin izlerini günümüzle harmanlayarak modern bir çerçevede ele alan koleksiyon FENDI’nin her zaman temele aldığı kadınsı güce ışık tutma misyonunu da devam ettiriyor. FENDI için ilk fiziksel şovunu gerçekleştiren Jones, bunun FENDI kadınının uzun sürenin ardından dışarı çıkıyor oluşunun ve özgür kalmasının bir kutlaması olarak nitelendiriyor.