Fethiye’de sıcak ancak hafif meltemli bir yaz hatırasında buluşmak istersen Aftersun’ı yeniden açıp boğazının düğümlenmesi için güzel bir sebep olabilir bu yaz mevsimi. Belki de o günün sıcak akşamında uzaklara dalarken arkada Candan Erçetin’den Gamsız Hayat çalması hiç de kötü olmaz? Sonuçta yazın gelmesiyle birlikte, Paul Mescal ve güzeller güzeli Fethiye’mizin aynı karede yer aldığı Aftersun’a kendini bırakmanız için daha fazla bahaneniz kalmamalı.
Eric Rohmer denilince yaz mevsimini hatırlamamak çok zor. Öyle ki, sıcak sahil atmosferi ve karakterlerin vakit geçirdiği etkinliklerle beraber tam bir yaz havasını hissettiren Pauline at the Beach filmi genç aşkın, kendini keşfin ve yaz ilişkilerinin neşe dolu yanlarının yanı sıra karmaşıklıklarını da ustalıkla anlatarak; yaz tatillerinin ruhuna hızlıca kapılmanı sağlayacak.
Eğer, “Hayır, ben eğlence ve gerçek bir yaz aşkı istiyorum!” diyecek olursanız; yazın kültleşen ve favorilerimizden biri olan Dirty Dancing‘le seni biraz dansa davet ediyoruz! 1987 yapımı kült bir romantik dram filmi olan Dirty Dancing sadece hikayesiyle kalplerimizi ısıtıp gelip geçebilecek yaz anlamına gelmiyor değil! Filminde yer alan birbirinden başarılı ve eğlenceli müziklerle de kendinizi dansın kollarına bırakabilirsin.
Müzik demişken… Yaz denilince müzikler neden daha farklı hissettirir ki? Belki de Dalida gibi aşkı Portofino’da bulmalıyızdır… Kültleşen aşk şarkısı Love in Portofino’yu müzik listenizde çaldıktan sonra Seda Erciyes’in Yabani şarkısıyla ‘hot girl summer’a doğru ufak bir adım atıp; bu yaz listelerden çıkmayacağı kesinleşen Beyoncé’nin yeni albümü RENAISSANCE’la yaz havasını iliklerine kadar hissedebilirsin. Hazır yaza yeni girmişken; sıcak havalara ve seni yaz enerjisine hızlıca sokacak olan playlistimizi dinlemeye davet ediyoruz.
Yaz demek bir anlamda dolabında kışlıkları kaldırırken yeni bir alışveriş listesi oluşturmak demek. Barbiecore trendini en sonunda geride bırakabildiğimiz şu günlerde Prada, Burberry ve daha nice defilelerin yeni taht sahibi bebek mavisini dolabınızda yer verdikten sonra kendimizi Côte d’Azur’un kıyılarında Jacquemus’un rafyalı devasa hasır şapkasıyla romantik bir günbatımı hayal etmeden kendimizi alamıyoruz! Hasır şapkanla vintage bir esintili yazın hayaliyle birlikte şimdiden giyebileceğin Miu Miu imzalı sandaletler her an her yerde sana yazın geldiğini hissettirebilir.
Bizler dışında enerjisini ve ilhamını yazdan alan isimlerden Dua Lipa ve Versace iş birliğine özel çıkardığı koleksiyon da bu yaz favorilerimizden biri! Tasarımlarının her birinde yaza dair izler taşıdığını belirten Donatella Versace ve Dua Lipa öyle ki adını dahi ‘La Vacanza’ diye kararlaştırmışlar. Versace’nin 1995 Bahar koleksiyonundan ilham alan bu koleksiyon, Lipa’nın disco esintili dokunuşlarıyla size İtalya kıyılarında vintage bir yaz hissini verecek. Havuz kenarında uzanıp depolarını bolca D Vitamini ile doldururken veya sıcacık bir akşam yemeğine hazırlanmaya başlarken güneşin enerjisini Dua Lipa x Versace ile iyiden iyiye hissetmeye başlayabilirsin!
Bembeyaz tenimizi güneş hafifçe yakıp tatlı bir bronzluk verirken yazın geldiğini sahile götürdüğümüz kitaplar hissettirmez mi biraz da? Okuduktan sonra sahilde derin düşüncelere dalmanızı sağlayacak olan Toshikazu Kawaguchi’nin kitabı “Before the Coffee Gets Cold” uluslararası çok satanlar arasındadır. Bir Tokyo sokağının arkasındaki 100 yıldan eski küçük bir kafede geçen hikayede yaz boyunca dört müşteri sadece kahve yudumlamakla kalmaz, aynı zamanda zamanda yolculuk yapma şansı da yakalar. İnsan ilişkilerini, zamanı ve kaçırılan fırsatları araştıran büyüleyici bu kitap sahil kenarında bir çırpıda bitirip kendinizi düşünceleri dalacağınız mükemmel bir tatil okuması olabilir!