İşinde heyecanı barındıran biri o. İnsanların hayatlarında bakış açılarını değiştiren kayda değer anlar vardır. Yılmaz kendi hayat yolunu görüntülerinin hareketleri yoluyla anlatıyor. Onun için özgünlük, işlerinin ulaştığı insanlar üzerinde görsel etkiyi artırmak ve beklenmedik bir şeyle birleştirmek için kullanmak demek. Gerçeklik algısıyla oynayarak yerkürede gerçeküstü bir his yaratan Yılmaz Şen ile ilham veren bir söyleşi gerçekleştirdik.
Bana göre gerçeklik oldukça öznel, zira tamamiyle bizim algımız üzerine kurulu.
Yılmaz Şen: Küçük yaşta çizgi film karakterleri ve karikatürler çizmeye başladım. Bu bir başlangıç oldu. Okulda notlarım gittikçe düşerken görüntü yaratımı hayatımda gitgide daha çok yer edinmeye başladı. Bu da kariyer seçiminde beni görüntü yaratımı ve tasarıma götürdü.
Yılmaz Şen: Dönüm noktası hayatımda oldukça zor bir dönemdi aslında. Birlikte olduğum kişiyle kötü bir ayrılık yaşamıştım ve çalıştığım bölümden mutlu değildim. Bu da bende hayatta tutku duyduğum şeyi aramama yol açtı. Hep animasyon yapmak istemiştim, bu yüzden online kurslarla kendi kendime 2D ve 3D animasyon öğrenmeye başladım. Zaman içinde tutkum zaten elimde olanlarla birleşmeye başladı ve profesyonel olarak animasyonlar yapmaya başladım.
Yılmaz Şen: Bana göre gerçeklik oldukça öznel, zira tamamiyle bizim algımız üzerine kurulu. Ruh halimize de bağlı olarak ‘gerçek’ bir insandan başkasına oldukça değişim gösterebilir. Yani benim için gerçek, algıladıklarımız ve bu algıları kişisel olarak nasıl yorumladığımızın bir birleşimi.
Yılmaz Şen: Şu sıralar sanatsal yaratım sürecimde bu ikisi arasındaki dengede gidip geliyorum. Kişisel olarak yeğlediğim şey, bir özgünlük düzeyini korumak ve bunu beklenmeyen ve ‘orjinal’ ile birleştirmek. Bu sebepten özgünlüğü işlerimin ulaştığı insanlar üzerindeki görsel etkiyi artırmak için kullanıyorum.
Yılmaz Şen: Dünyayı şekillendirmek ya da buna benzer bir fikir üzerine pek düşündüğümü söyleyemem. Özel hayatımdaki şeylerden kolay sıkılırım. Bu yüzden de motivasyonum daha çok yaptığım şeyden sıkılmamak üzerine. Kişisel olarak heyecan duyduğum şeyleri yapmaya çalışıyorum. Daha önce yapmadığım ve görmediğim şeyler. Beni harekete geçiren şey bu.
Yılmaz Şen: Evet, rahatlıkla. Bence o yöne doğru ilerliyoruz. İyi VR ve AR deneyimleri yaratmada ustalaştıkça, bunların ardındaki teknolojiyi iyileştirdikçe hepsi oldukça popüler araçlar olacaklar. Kesinlikle dijitalin gerçeğin yerini aldığını görebiliyorum.
Bana göre ‘gerçek’, algıladıklarımız ile bu algıları kişisel olarak nasıl yorumladığımızın bir birleşimi.
Yılmaz Şen: Geçtiğimiz 1-2 senede yaptığım eski işlerim ve taslaklarım üzerinden bana ulaştılar. Benzer tatta bir iş yapmakla ilgilenip ilgilenmediğimi sordular. Ben de üç farklı fikirle geldim ve biri üzerinden devam ettik.
Yılmaz Şen: Sonsuz çeşitlilik var bence, bu yüzden de bu soruya verebileceğim net bir cevap yok. Ayrıca bu benim de işlerimle araştırmaya çalıştığım bir şey halihazırda.
Yılmaz Şen: Yeni ve keşfedilmemiş olana her daim bir ilginin olacağı görüşündeyim. Günümüzde bu bilgisayar-üretimi (CG) görüntülere kayıyor. CG görüntüler kullanan bir sanatçı olarak bu benim için elbette heyecan verici. Pek çok insan için sindirilebilir bir proje olduğu için de bunu değerli buluyorum. İnsanlara alışmadıkları bir şeye alışmalarına yardımcı oluyor.
Yılmaz Şen: Öncelikle şunu söyleyeyim: daha önce bir marka için böylesine büyük ölçekli bir iş yapmamıştım. Bu da beraberinde pek çok duyguyu getiriyor. Daha çok mutlu ve aynı zamanda biraz da şanslı hissediyorum. Bana bu projede inandılar ve güvendiler. Sonuçta onlardan harika bir geridönüş aldım ve ben de sonuçtan memnun kaldım. Tüm bunlar başarması kolay olmayan şeylerdi.
Yılmaz Şen: Gerçeklik algısı ile oynadığımı ve gerçeküstü videolar yarattığımı söylerim. Dijital sanatla ilgili hiçbir şey duymamış birine söyleyeceğim şey bu olur. Ve muhtemelen bu söylediğimden pek bir şey anlamamış olurlar. Bunu pek çok kere denedim. Mutlaka işi görmeleri gerekiyor.
Yılmaz Şen: Pekala, şu sıralar rutinim biraz şuna benziyor: güne eşimle birlikte limon çayı ve yulaf lapası yiyerek başlıyorum. Bisikletime atlayıp stüdyoma gidiyorum. Takvimimi kontrol edip o günün yapılacaklarına bakıyorum. Her gün 5 ile 30 dakika arasında yeni müzik keşifleri yapıyorum. Öğlen yemeğini çavdar ekmeğiyle geçiriyorum. Çalışma saatlerinin sona ermesiyle eve dönüp eşimle akşam yemeği yiyorum. Ardından da sadece dinleniyorum. Bu sıralar günüm böyle.
Yılmaz Şen: Rave partileri seviyorum. Bu yüzden de cevabım Berlin.