13 yaşındayken ailemle Filipinler’e bir aylığına tatile gitmiştim. Bir adam bana yarım yamalak İngilizcesiyle “Denizdeki insanlar cahil” dedi. Ne demek istediğini asla anlayamamış olsam da bu cümle yıllarca zihnimde dönüp durdu. Güneş ve kumda insanları transa sokan bir özellik var. Belki de demek istediği buydu.
Bondi’de yaşarken ve her sabah kordonda koşuya çıkıyordum. Plajda bu ilginç şekilleri görüp duruyordum. Bir gün fotoğraf makinemi de yanıma aldım ve her şey bu şekilde başladı. Kimse fotoğrafının çekildiğini bilmiyordu ve bu nedenle kareler çok spontaneydi. İlginç bir şey ya da birini gördüğümde plajın arka kısmına geçip yavaşça onlara yaklaşırdım. Avlanmaya benzer bir hissi vardı. Onlarla aranıza mesafe koyup onları heykel olarak düşünmek tuhaf bir histi. Aramızda bir bağ kurmamak önemli bir noktaydı.
Fotoğraflar altı aylık bir sürede çekildi. Terra Incognita, Latince’de “bilinmeyen arazi” demek. Biraz ironik bir isim bu çünkü Bondi Plajı dünyanın en ünlü plajlarından biri.