İnsan olmayı deniyorum her gün.
Ataerkil bir toplumda kadın olmayı nasıl tanımlarsın?
Ataerkil sistemin parçası değilim ben. Hiçbir zaman içinde hissetmedim. Erkek olmadığım için dilediğim gibi yaşama hakkımı, eşitliği, ifade ve düşünce özgürlüğümü mücadele etmeden bulmam imkansızdı ve hala mücadele ediyorum. Bulduğum birkaç damla su ile çölde çiçek açmak gibi her sabah, yeniden, sıfırdan… Hop, başlıyoruz. Ya da GTA oynamak gibi. Bugün taciz edilme, tecavüze uğrama, bir erkeği memnun etmek zorunda olmadığını hatırla, maaş ve hak eşitliği için konuş, sesini çıkar, korkularınla yüzleş, seni takip eden bir heriften kaçarken araba altında kalma, öldürülme, çocukların elinden alınmasın, başka kadınların başına gelenleri takip et, dünyaya duyarlı ol, empati yap, sana kötülük edenleri bile anla ve affet… Mükemmel bir deneyim, öte yandan zor. Kimse kolay olacağını söylememişti zaten kadın doğmanın. Annem dört yaşında öğretmeye başlamıştı ne kadar zor olacağını, dünyanın bana ait bir yer olmadığını. Onun karamsar ve paranoyak olduğunu zannediyordum daha gençken ancak şimdi korkusunun, endişesinin, kırgınlığının sebeplerini anlıyor, birebir deneyimini paylaşıyorum. Dilerim bebolara ve gencolara mücadelesiz, ayrımsız, tecavüzsüz, ölümsüz bir düzen var edebiliriz kadın, erkek, nacins, trans birey, gay, panseksüel… Neysek o olarak hep birlikte, anlayışla, sevecenlikle.
Kendi kimliğinle barıştığının farkına vardığın zaman, senin için neler değişmişti? Bu süreç zorlayıcı oldu mu? Hangi öğretiler seni bu noktaya taşıdı?
İstemediğim şeyleri başkaları mutlu olsun, beni sevsin, onaylasın diye yaptığımı fark ettim 2017’de. Birilerine abi, baba, sevgili, eş rolleri biçebilmek; normal olabilmek, uyumlanabilmek ve geleneksel toplum yapısının parçası olmak; ait hissedebilmek adına her türlü fedakarlığı yapabildiğimi, kendi hayal ve isteklerimi geri plana atarak karşımdakini öncelik haline getirebildiğimi; mantığım, zekam, yeteneklerim ve başardıklarım gerçek değillermiş de birileri mutlaka benden iyi biliyormuş gibi davranabildiğimi; istemeyi, almayı, talep etmeyi, hakkımı aramayı, hayır demeyi bilmediğimi gördüm. Hala öğreniyorum. Hala dile, davranışlara, yaklaşımlara, öğretilere işlemiş derin manipülasyonları, yönlendirmeleri, çıkar ilişkilerini anlamaya çalışıyorum. Doğduğum toplumun öğretileri ve dayattıklarından, büyüdüğüm haneye, eğitim aldığım kurumlarda gördüklerimden iş ve aşk ilişkilerime, etkilendiğim sanatçıların hikayelerinden evrenin matematiğine kadar bir sürü unsurdan öğrene öğrene eleniyorum özüme doğru. Ölene kadar hayatın öğrencisiyim denebilir.
Zor zamanlardan geçiyoruz. Cinsel eşitsizlikler, salgın, doğal afetler, sosyal baskılar… İnsanın kendisiyle ve çevresiyle barışması çok zor süreç. Sen bu konuda kendine nasıl bir yol çiziyorsun?
Sürekli üretiyorum. Korktuğum, haberlerin etkisiyle melankoliye ve umutsuzluğa düştüğüm zaman hislerimin temelini keşfetmek için zaman ayırıyorum. Kendimce dua ediyor, meditasyon yapıyor, yürüyor, sevdiğim dostlarla zaman geçiriyorum. Siber kabadayıların kümelendiği sosyal medya mecralarından ve yalan haber üreten kuruluşlardan uzak duruyorum. Öfkemi ve nefretimi günlük olarak not alıyor, neden bu hallere büründüğümü analiz ediyor ve aynı durumlarda kalmamak için feyz alıyorum. İlham, fayda ve sevgi üreten ruhumu beslemek için doğayla ilişkileniyorum. Kitap okuyor, müzik dinliyor, film izliyorum. İnsan olmayı deniyorum her gün.
Müzik piyasasında herkes için eşit imkan olduğunu söyleyebilir miyiz?
Eşitliğin bulunan değil, elde edilen bir özgürleşme biçimi olduğunu gözlemliyorum kendi yolculuğumda. Herkes kendi alanını var edip orada kendiyle eşitlenebiliyor en fazla. Birbirimizle eşit olamayız. Temelden böyle bir gerçeklik yok çünkü.
Özgürlükle hayal kurmanın bağını yeni yeni oluşturuyorum hayatımda. Hayal kurmak, umutlanmak, ihtimallere inanmak, çocuk yanları koruyup sistemin ürettiği kalıplı yetişkinliğin içinde hapsolmamak…
Saygı tanınır mı kazanır mı?
Bazılarına tanınıyor, hiç hak etmedikleri halde; bazıları da ömürlerini saygı kazanmaya adıyor ve onca yeteneğe, akla, eğitime, donanıma karşın saygı göremeden bu alemden göçüp gidiyor. Saygıyla alakamı bireysel tutmaya ve beklentilerimi çok büyütmemeye özen gösteriyorum.
Mindfulness” senin için neyi ifade ediyor?
Nefes almayı öğrenmek, içimdeki ve dışımdaki sesleri duyabilmek, insanların hallerini, hikayelerini ve ruh durumlarını anlamayı seçebilmek, alçakgönüllü ve kalender olmayı öğrenebilmek, eşyadan ve mülkten değerli olan ruhani deneyimlerin peşinde olmak, hayatta ışığı takip edebilmek, bir arada var olan her şeyin uyumunda akışta kalmak ve kontrolcülüğü, gelecek kaygısını, geçmiş pişmanlıklarını, öfkeleri, nefretleri bırakıp evrenin güzelliğine teslim olmak…
Tepkilerini yüksek sesle söyleyebilmek kendini bastırmaktan kaçınmak hayatına ne kattı?
Cildim ve dişlerim parladı. Dökülen saçlarımın yerine bebek saçlar geldi. Vücudumdan ödem attım, süzüldüm. Reflüm iyileşti. Sesim güzelleşti. Daha dik durmaya başladım. Kendime ve etrafıma değer vermeyi, sevgiye dair sevecen hareketler yapmayı, kabullenmeyi, sakinleşmeyi öğrenme şansına eriştim. Ailemle ilişkilerim düzeldi. Anlamı olmayan insan temaslarından uzaklaştım. Şiddeti, ezberi, zorbalığı her türüyle hayatımdan çıkarmayı ödev gibi kabul ettim ve çalışkan bir öğrenci gibi her günü yeni bir macera olarak ele alıyorum. Tutarlı ve bütünlüklü hissediyorum. Eskiden organlarım düşüverecek, herkesin önünde çıplak kalacağım, sürekli aynı şeyi yapmak zorunda kalacağım, o evden asla kurtulamayacağım gibi hissederken şimdi yalnız olmadığımı, kocaman bir ailenin parçası olduğumu ve yalakalık, muniselik, terbiyelilik, cicilik, zariflik yapmadan da sevileceğimi bilmek çok mutlu ediyor beni. Özgür dilimin kemiksizliğinin ömrüme değer kattığını düşünüyorum çünkü beni harika insanlarla ve gerçek hikayelerle buluşturdu. Ben gerçek oldukça konuştukça korkmadıkça birlikte içimiz açıldı. Ne mutluluk.
Özgürlüğe inanıyor musun?
Özgür olmanın yollarını aramaya, üretmeye ve özgürlüğü hem bireysel hem toplumsal olarak inşa etmeye inanıyorum. Özgürlüğü tanımlarken birbirimiz için ne kadar alan, hoşgörü, huzur, ilham ve mutluluk var ettiğimizi ciddiye almamız gerekli bana göre. O ciddiyet ve önemseme halinde özgürüz.
Hayal kurmak senin için neyi ifade ediyor?
Özgürlükle hayal kurmanın bağını yeni yeni oluşturuyorum hayatımda. Hayal kurmak, umutlanmak, ihtimallere inanmak, çocuk yanları koruyup sistemin ürettiği kalıplı yetişkinliğin içinde hapsolmamak…
Seni bugünlerde en çok ne mutlu ediyor?
Beni bugünlerde en mutlu eden şey evimde sakin ve sessiz oturup göğe bakmak.
Herhangi konuda mutsuzluğu olan birine vereceğin ilk tavsiye?
Tavsiye vermeden önce dinlemek isterim, acaba gerçekten mutsuz mu, yoksa bir hayali, isteği, korkuyu mutsuzlukla mı saklıyor?
Şu sıralar seni sahnede en güçlü ve mutlu hissettiren şarkı?
Seni Özlerim’e bayılıyorum.
Her şey mümkün, ne dilerdin?
Cinsiyet, renk, dil, inanç sistemi, sınıf gibi yapıların doğurduğu tüm ayrımcılığın, nefretin, savaşın sona ermesini…
Çalışan bir anneyle büyüdüm ama beni ne kadar özlediğini, nasıl aklının kaldığını şimdi anlıyorum. Oğlumun önünde çalışan, üreten bir kadın örneği olmasını önemsiyorum.
Ataerkil bir toplumda kadın olmayı nasıl tanımlarsın?
Her alanda, her konuda sonsuz bir mücadele.
Annelikle birlikte nasıl bir Hazal ortaya çıktı?
Korkunç organize, beklenmeyecek kadar soğukkanlı ve sabırlı bir Hazal.
Hangi duygular sana yeni geliyor ve kabul etmeye çalışıyorsun?
Kabul etmeye çalıştığım yeni bir duygum yok açıkçası ama benim için yeni olan hayatın akışına teslim olma halini sindirmeye çalışıyorum.
Fikret Ali için nasıl bir gelecek düşlüyorsun?
Onun kendini özgür ve mutlu hissettiği bir hayatı olsun diliyorum.
Bir birey yetiştirmek, ebeveyn olmak büyük bir sorumluluk. Bu seni hayata karşı hangi noktalarda daha hassas yaptı?
Hassas olduğum bütün noktalar derinleşti oğlumun doğumuyla.
Anne olduktan sonra “çalışan anne” kavramı senin için nasıl değişti?
Çalışan bir anneyle büyüdüm ama beni ne kadar özlediğini, nasıl aklının kaldığını şimdi anlıyorum. Oğlumun önünde çalışan, üreten bir kadın örneği olmasını önemsiyorum. Diğer yandan da çalışırken, hayal kurarken, hayatımda bu kadar büyük bir sevgi olması inanılmaz bir motivasyon.
Seni bugünlerde en çok ne mutlu ediyor?
Oğlumla oyun oynamak.
Çevreye ve doğanın korunmasına karşı fikirlerin nasıl şekilleniyor?
Sürdürülebilirlik çok peşine düştüğüm bir konu, elimden geldiğince öğrenip uygulamaya çalışıyorum. Şahane aktivist gençlerimiz var hem dünyada hem ülkemizde onlardan ve yaptıkları çalışmalardan çok etkileniyorum.
Annelerin hepsi sağlık konusunda hassas bir hale dönüşüyor. Bu anlamda sen de bir değişim oldu mu? Beslenme ve spor konularına bakışın değişti mi?
Beslenme ve spor konusuyla uzun yıllardır haşır neşirim. Sırf bu yüzden ilaç kullanmıyorum yıllardır, esas ilacın yediklerimiz olduğunu düşünüyorum. Kendi sağlığımla ilgili sıkıntılar yaşayınca hassas hale geldim aslında, annelikle çok ilgisi yok.
Bedeninle barışık olmak, ona vakit harcamak ve onu tanımak sen de nasıl ruhsal değişiklikler getirdi?
Tabi ki özgüveni yükseliyor insanın. Kendi bedenine hakim olmaktan,ihtiyaçlarını iyi bilmekten bahsediyorum, güzellik standartlarına uygun hale gelmekten değil. Kendine günde 1 saat, 5 dakika her ne kadarsa vakit ayırmak insanın özdeğerini yükseltiyor ki bence en önemlisi bu.
İki kişilik yaşadığını hissediyor musun?
İki kişilik yaşamak doğru gelmedi hiç kulağıma, tuhaf bir bağımlılık hali gibi sanki iki kişilik yaşamak dediğin, tehlikeli. Sadece yaşarken en az kendim kadar düşündüğüm birisi daha var artık. O kadar.
İçerisinde olduğumuz dönemde tek bir şeyi değiştirme şansın olsaydı neyden yana kullanırdın?
Pandemi sürecinin en başında, karantinanın ilk zamanlarında insanlığın bir çeşit yüzleşme yaşayacağını,sistemin acımasızlığının değişeceğini düşünüyordum. Yanılmışım.K eşke değişseydi gerçekten.
Hayal kurmak senin için neyi ifade ediyor?
Büyük motivasyon!
Saygı tanınır mı kazanır mı?
Kazanılır.
Varmaktan mutluluk duyduğum bir noktadayım kişisel, içsel olarak, çok emek verdim bunun için.
Herhangi konuda mutsuzluğu olan birine vereceğin ilk tavsiye?
Mutsuzluğu dibine kadar yaşamakta bir sakınca yok ama bitince de mutlu olmak için ne çok sebebin var bir dön bak.
Şu sıralar seni en güçlü ve mutlu hissettiren şey ne?
Varmaktan mutluluk duyduğum bir noktadayım kişisel, içsel olarak, çok emek verdim bunun için. Tam olarak bu güçlü ve mutlu hissetme sebebim.
Sesimi ve sessizlik içinde kalmış birilerinin sesini duyurmak, buna vesile olmak harika!
Ataerkil bir toplumda kadın olmayı nasıl tanımlarsın?
Ataerkil toplumda kadın olmayı, eşitsiz bakışlar altında dimdik ayakta kalmaya çalışan, mücadelelere hep bir sıfır geriden başlayan, ama güçsüzlüklerden de güç toplayan cümleleriyle tanımlayabilirim.
Fikirlerini yüksek sesle korkusuzca söyleyen biri miydin hep?
Fikirlerimi hep sessiz sessiz içimden yaşadım, hayatımın bir döneminde de korkusuzca dışa vurdum.
Tabu olarak kabul edilen konularla ilgili paylaşmaya başladıkça etrafında oluşan topluluğun etkisini üzerinde nasıl hissediyorsun?
Kendimi güçlü hissediyorum. Söylediklerim etkili oluyorsa son derece gururluyum. Ve bağırdığım her konu bir sonraki bağırışıma kadar beni geliştiren, yerinde saydırmayan bir durum yaşatıyor.
Toplumumuzun cinsiyetçi bakış açısına paralel olarak biçtiği basma – kalıp önyargılardan ilk aklına gelenler?
Evdeki ve sosyal hayattaki iş bölümü, toplumun cinsiyetlere biçmiş olduğu roller ve bunun dile yansıması. Kadın kısmı, erkek adamla başlayan cümlelerin tamamı! Sadece mangal yapan salataya limon sıkan baba figürü.
Evlenen kadın çalışmaz.
Biriyle tartışırken kadın laf yetiştirirse karı gibi dırdır etme, sen git erkeğin gelsin demeler.
Hijyenik pedin siyah poşete koyulması
Elinin hamuruyla bla bla…
Erkekler ağlamaz, kadınlar insan içinde kahkaha atmaz
“Saçı uzun aklı kısa”
“Yiğidin malı ortadadır”
Saygı tanınır mı kazanır mı?
Saygı tanındıkça kazanılır. Saygı duydukça, saygı görürsün. Senin saygıdan ne anladığın kavramı nasıl tanımladığın ve nasıl yaşadığın oldukça önemli.
Oluşturduğun bu platform kadınları ve genç kızları nasıl etkiliyor?
Yaşadıklarımızın ve konuşamadıklarımızın başkaları tarafından dile getirilmesi, tüm bu bağırdığımız cümlelerin kadınlara, genç kızlara, kadınlara ulaşmaya çalışan erkeklere, biseksüellere, cinsiyetsizlere ulaşarak kendinden bir şeyler bulmalarını sağlıyor. Aslında herkesin içinde, kalbinde, hayat tecrübelerinde bir yerlere dokunuyoruz.
Özgürlüğe inanıyor musun?
Bulunduğumuz sistemde ve yapıda son derece özgür olmakla birlikte bolca sınırlandırıldığımızı düşünüyorum. Baskılar ve sansür içinde özgürlük savunmak ne kadar zorsa bi o kadar da haz veriyor. O özgürlüğü isteseniz de istemeseniz de yaşayacağım ve üzgünüm susmayacağım.
O özgürlüğü isteseniz de istemeseniz de yaşayacağım ve üzgünüm susmayacağım.
Seni bugünlerde en çok ne mutlu ediyor?
Bir gün uyandım ve bu programı kaydetmeye karar verdim. Aradan aylar geçti. Tek başıma aylar geçirdim. Tek bağırabildiğim, kendime duyurabildiğim yer öylesine konuşmaya başladığım podcast’imdi. Sesimi ve sessizlik içinde kalmış birilerinin sesini duyurmak, buna vesile olmak harika!
Herhangi konuda mutsuzluğu olan birine vereceğin ilk tavsiye?
Mutsuzluğunuza mutsuzluk katacak binlerce tavsiye verebilirim ama kendimizi mutlu edecek şey içimizde bir yerlerde, o tavsiye kesinlikle bende değil.
Şu sıralar seni en güçlü ve mutlu hissettiren şey ne?
En güçsüz, en sıradan ve en dip anlarımın hemen ardından kendimi güçlü, ayaklanmış ve koşarken bulurum. Güçsüzlüklerim ve kaygılarım beni besleyen bir adım öteye taşıyan duygular. Mutluluk kavramını somut bir şekilde anlatmam mümkün değil ama deneyeyim; özgür ve kendi yönettiğim hür hayatımın kendi belirlediğim eksende ilerlemesi benim yegane mutluluğumdur.
Senin kadar özgürce fikirlerini paylaşamayanlar için tavsiyen?
Hepimizin attığı binlerce sessiz çığlık gerek bağırarak gerek çizerek gerek resmederek, şarkı söyleyerek mutlaka yerini bulacaktır. Tavsiyeler herkesin kendi içinde bir yerlerde.
Hayal kurmak senin için neyi ifade ediyor?
Hayalperestlik asla vazgeçmeyeceğim bi görev gibi, sabah kalkıp işe gitmek gibi, maaşımın yattığı mesleğim gibi. Sonsuza kadar uzaklara bakıp dünyadan kopmak dileğiyle.