Through the Lens of Eva Losada

Arts & CultureMay 15, 2023
Through the Lens of Eva Losada

Günlerini televizyonun başında Dior defileleri izleyerek geçiren Küçük Eva’ya, Kim Jones’un ilk Dior şovuna tam erişimi olan tek fotoğrafçı olacağını söyleseniz, muhtemelen size inanmazdı. İspanyol fotoğrafçı ve kreatif direktör Eva Losada, her adımda büyüyerek ve öğrenerek başarı merdivenlerini tırmandı. Yakın zamanda da durmayı düşünmüyor… Gelin onun merceğinden yaklaşan projelerine, bir sanatçı olarak büyüme yolculuğuna ve daha fazlasına göz atalım.

Biraz kendinden bahseder misin? Fotoğrafçılık ve yaratıcı medyaya olan ilgin ne zaman başladı?

Eva Losada: Ben İspanyol’um, çocukluğumdan beri giyinme ve kendimi ifade etme biçimimde her zaman yaratıcı ve farklıydım. Kısa bir süre önce, boynumda asılı bir kamerayla çocukluğumdan hiç haberim olmayan bir fotoğraf buldum. Babam amatör bir fotoğrafçıydı, bu yüzden etrafım hep kameralarla çevriliydi. Çoğu insanı şaşırtsa da Mühendislik ve Gıda Bilimleri ve Teknolojileri okudum. Bence bu aslında bugünlerde organizasyon becerilerimde de bana yardımcı oluyor.

Kendimi bildim bileli moda her zaman benim için bir tutkuydu. Zihnimde televizyonda Galliano’nun Dior şovlarını izlerken net anılarım var. Defiledeki gösterilerin yaratıcılığı ve teatralliği beni büyüledi ve gençken moda tasarımı okumak istedim. Hatta o zamandan kalma eskizlerim hala duruyor. 2011 yılında Londra’ya taşındım ve farklı moda üniversitelerinde bazı kurslara katıldım. 2014 yılında, ilk kez moda haftasının atmosferini deneyimleme şansı buldum (tabii ki davetiyesiz). Her zaman farklı giyindiğim için o gün sokak stili fotoğrafçıları tarafından fotoğraflandım ve ertesi gün tüm önemli yayınlarda yer aldım. Bu konuda pek bilgim olmamasına rağmen ertesi gün fotoğraf makinemi de götürdüm ve insanların fotoğraflarını çekmeye başladım. Ben oldukça utangaç biriyim, o zamanlar daha da utangaçtım. Bu yüzden hep görünmediğim zamanlarda çekim yapıyordum, bu da kendi tarzımı oluşturmama yardımcı oldu diye düşünüyorum. Kısa bir süre sonra İngiltere’den bir dergi fotoğraflarımla ilgilendi ve her şey o zaman başladı, insanlar kim olduğumu sormaya ve fotoğraflarımı beğendiklerini söylemeye başladılar, ben de fırsatları görmeye başladım. Hala çok küçük ve bu alanda yeniyken, Highsnobiety’ye ulaştım. Bir cevap beklemiyordum ama şaşırtıcı bir şekilde, o zamanki kreatif direktör Edward bana birkaç saat içinde cevap verdi. En başından beri bana inandı ve aslında her şey böyle başladı. Daha sonra yol ve ekipman masraflarımı karşılayan “Gıda Güvenliği ve Kalite Denetçiliği” görevimden ayrıldım. Onlarla sokak stilinden kulise, basılı ve internet editorial çekimlerinden, reklamlara, röportajlara, kitaplara kadar çok şey yaptım… 8 yıl boyunca dergiye katkıda bulundum. Sokak giyiminin high fashiona yükselmesinde birlikte büyük bir etkimiz olduğu birkaç kez söylendi, ki bu çok ödüllendirici bir his. Olağan sokak stili figürleriyle ilgilenmiyordum ve bence asıl başarım buydu. Fotoğrafçılık kariyerimin daha geniş bölümlerine odaklanmak için 2018’de sokak stili fotoğrafçılığı yapmayı bıraktım. Oradan sonra, yaratıcılığın keşfedilecek çok şeyin olduğu akışkan, açık, uçsuz bucaksız bir okyanus olduğuna inandığım için, yaratıcı sürecimi genişleterek gelişiyorum. Covid sırasında, becerilerimi yansıtmak ve geliştirmek ve her zaman karanlık ve yaratıcı bir şekilde high fashiona daha fazla yönelmek için zamanım oldu. Tüm kariyerim çok organik ilerledi ve hiç planlı değildi. Hayata geliş amacımın moda endüstrisinin bir parçası olmak olduğuna inanıyorum.

Photo Credit: Eva Losada / A Better Mistake Campaign

”Hatalar yapın ve onlardan öğrenin, bazen hatalar ilk fikirden daha iyi görünür. Kişisel olarak ‘hata’ olan fotoğrafları severim.”

– Eva Losada

Yaratıcı birikiminizi nasıl tanımlarsınız?

Eva Losada: Her zaman oldukça yaratıcı ve çok meraklı olmuşumdur. Çocukken fotoğraf çekmenin yanı sıra (çok fazla hatırlamasam da) çok resim çizerdim. Her zaman diğer çocuklardan oldukça farklı bir şekilde giyinmek istedim ve annem buna izin verdi. Bence özgürlük çok önemliydi. Sinemanın da güçlü bir etkisi var, Fransız ve Asya yer altı filmlerine bayılırım. Yavaş, güçlü diyalogları seviyorum ya da hiç diyalog yok ama güçlü görsel, filmin estetiği benim için çok önemli. İyi bir renklendirme, stil, müzik ve özellikle fotoğrafçılığı takdir ediyorum. Moda alanında çalıştığım için farklı yaratıcı alanlar denedim. Kamera karşısına geçtim, biraz styling yaptım, yaratıcı yönetmenlik yaptım. Bütün olarak yaratmayı seviyorum, sadece fotoğrafı görmüyorum, her çekim için istediğim saç, makyaj, stil yönlerini görüyorum. Ve, bahsettiğim gibi ilk tasarım işbirliğimi de Reflect gözlükleriyle yaptım ve daha fazlasını yapmayı planlıyorum.

Moda fotoğrafçılığının büyük bir kısmı, fotoğrafladığın kişinin kendini iyi ve kendinden emin hissetmesini sağlamaktır – bunu işinde nasıl başarıyorsun?

Eva Losada: Bu gerçekten birlikte çalıştığınız kişiye bağlı oluyor; bazen anında enerji doğal olarak akıyor. Onlar hazırlanırken ben hep biraz sohbet etmeye çalışırım, moodboard’ları gösteririm, müzik çalarım.. Bu enerji doğal olarak orada olmadığında biraz daha zor olabiliyor, ama hepimiz insanız; aradaki bağlantı her zaman orada olmayabiliyor, ancak dahil olan herkes proje hakkında heyecanlıysa her şey daha kolay oluyor. Bence asıl önemli olan casting, role veya konsepte uygun modeli seçmek, onlara normalde yaptıklarından tamamen farklı bir rol verirseniz, daha garip hale gelir. Ama eğer onlar projede kendilerini rahat hissederlerse, bu size de geçiyor ve her şey kendiliğinden akıp gidiyor.

Görsellerini organik tutmak için sahne arkasında çalışırken göz önünde bulundurduğun temel faktörler nedir?

Eva Losada: Sahne arkasında elinizde olana göre oynamak zorundasınız. Nesnelerin arasından fotoğraf çekmeyi ve bir “gözlemci” hissi yaratmayı seviyorum. Bu çok kolay değil, çoğu zaman alan çok sınırlı ve iyi bir aydınlatma yok, bu yüzden yaratıcı ve çok hızlı olmanız gerekiyor.

Bir çekim günü için olmazsa olmazların nelerdir? Kamera çantanda ne var?

Eva Losada: Aslında işin türüne bağlı; stüdyo farklı, açık havada farklı.. Hiçbir şeyi unutmamak için ihtiyaç duyacağınız ekipmanları önceden planlamak ve her bir parça için bir kontrol listesi yapmak çok önemli (sanırım bu beynimin mühendis kısmından geliyor). Çekimlerden önce, yanımda taşıdığım birşeyden ziyade çok bir ritüel gibi olan ve her zaman yaptığım bir şey, meditasyon yapmak, yoga yapmak, sessiz kalmak ve tüm fikirleri bir araya getirmek için en az yarım gün izin almaktır. Yoga ve meditasyon hayatımın büyük bir parçası ve bana vücudumun ve zihnimin ihtiyaç duyduğu dengeyi sağlıyor, özellikle de böyle zor olabilen bir sektörde çalıştığım için. Ah! Ve her zaman yanında ikinci bir kamera olması. O gün ne olacağını bilemezsiz, her zaman hazırlıklı olmak lazım.

Çalışırken kişisel kuralların ve ilkelerinden bazıları nelerdir?

Eva Losada: Bağlılığın yanı sıra saygı ve profesyonellik. Ve sadece beni heyecanlandıran projelere evet deme kuralım.

Fotoğrafçılık becerilerinizi nasıl geliştiriyorsun?

Eva Losada: Benim durumumda fotoğrafçılık eğitimi almadım, bu yüzden her şey kendi kendime ve pratik yaparak öğrendim. Hatalar yapın ve onlardan öğrenin, bazen hatalar ilk fikirden daha iyi görünür. Kişisel olarak “hata” olan fotoğrafları severim. Ve sahip olmadığın bilgilere sahip insanlarla tanış, böyle aydınlatma teknisyenleri, post prodüksiyon ekipleri ile çalış.

Çevreni gözlemlerken ve çekim yaparken gözüne çarpan nedir?

Eva Losada: Farklı olan ne varsa. Çoğu insanın bulduğu yerde güzellik bulamıyorum. Kendi karakterleri olan insanları, binaları, manzaraları severim. Başkalarının onlar hakkında ne düşündüğünü umursamayan insanları severim.

Photo Credit: Eva Losada / LOVE Magazine
Photo Credit: Eva Losada / Schön

Kariyerinde kırılma noktası neydi?

Eva Losada: Aklıma iki tane geliyor, ilki kesinlikle Highsnobiety ile çalışmaya başlamaktı. Her iki taraftan da çok fazla coşku vardı, ekip gençti ve yeni şeyler denemeye çok açıktı, benim açımdan da aynı şekilde. Her zaman insanlara veya markalarla çalışmasını öneriyordum, Edward ve benim aramda devam eden güzel bir diyalog vardı. İkincisi, İngiliz Moda Ödülleri oldu; 2018 ve 2019’da iki kez “New Wave: Creatives Award” ödülünü aldım.

”Tüm kariyerim çok organik ilerledi ve hiç planlı değildi. Hayata geliş amacımın moda endüstrisinin bir parçası olmak olduğuna inanıyorum.”

-Eva Losada

Bahsettiğin gibi, İngiliz Moda Ödülleri’nde iki kez New Wave: Creatives Ödülü aldınız. Bunun dışında, kariyerinde hala atlatamadığın, heyecan verici bir nokta neydi?

Eva Losada: Ödülleri ilk aldığımda çok komikti. BFC, adayların ödüllere gelişlerini çekmek için bana ulaştı. Hayır dedim çünkü son zamanlarda sokak stili yapmayı bırakmıştım ve başka işlere odaklanmak istiyordum. Ertesi gün veya birkaç gün sonra ödüllere aday gösterildiğime dair bir e-posta aldım! Yatağıma atlayıp ağlamaya başlamadan önce e-postayı birkaç kez okumak zorunda kaldığımı tahmin edebilirsiniz! İngiliz modasında çok takdir ettiğim çok önemli bir kişi bana o zaman bana oy verdiğini çünkü sokak stili çekimlerinden sektörde editorial ve reklamlara atlamanın neredeyse imkansız olduğunu söyledi. Bu, o zamandan beri zihnime kazındı. Kariyerimde her zaman aklıma gelen başka bir an, büyük bir çekim ya da kariyer açısından gerçekten ödüllendirici bir şey değil, daha çok kişisel bir farkındalık anı gibiydi. Kim Jones’un ilk Dior defilesiydi, Highsnobiety için fotoğraf çekiyordum ve tam erişim izni verilen tek fotoğrafçı bendim, defile hakkında geniş bir haber yapıyorduk. Ve çekimden sonra şovu izledim, bu benim ilk Dior şovumdu ve televizyonda Dior şovlarını izlerken büyülendiğimde ve bir gün orada olmayı o kadar çok dilediğimde tüm çocukluk anılarım aklıma geldi. Bu gerçekten bir farkındalık anıydı, oradaydım, çok gençken olmayı çok hayal ettiğim yerdeydim, bunun bir parçasıydım ve aynı zamanda bu tür erişime sahip tek kişiydim.

Kariyerin boyunca sana ilham veren bir fotoğrafçı var mı? Neden?

Eva Losada: Nick Knight, moda fotoğrafçılığının sınırlarını hep zorladı ve zorlamaya da devam ediyor. Onun güzellik algısı, karanlık, yabancı pozları, ışık ve kullandığı renkler, stili, makyajı ve işinin genel havası hakkındaki fikirlerine gerçekten bağlandım. Hatta onunla şahsen tanıştığımda bana daha çok ilham verdi, çok kibar biri. Kendisi de ailesi de. Vurgulanması gereken bir diğer nokta da, SHOWstudio aracılığıyla yaratıcı sürecinde gösterdiği cömertlik ve açıklıktır. Orada birkaç kez çekim yapacak kadar şanslıydım ve ayrıca platformla farklı şekillerde işbirliği yaptım, örneğin şovlara yorum yapıyorum. Stüdyoda çok güzel bir enerji var.

Senin için sırada ne var?

Eva Losada: Yaratıcı vizyonumu genişletiyorum; Kamera önünden ve arkasından gelen ve video yönetmenliğine de genişleyen bazı projelerim var. Daha fazlasını söyleyebilirim ama bu ay ve bir sonraki ay bazı heyecan verici projeler var. Bu yıl ayrıca Reflect Eyewear ile işbirliği içinde tasarlanan iki güneş gözlüğü çıkardım ve daha fazla iş birliği yapmaya devam etmek istiyorum. Benim için tasarlamak çok eğlenceli, gerçekten keyif alıyorum.

Son birkaç yılda yaratıcı endüstrilerin nasıl geliştiğini düşünüyorsunuz?

Yaratıcı insanın anlamının son yıllarda değiştiğini düşünüyorum, şimdi eskisinden daha multidisipliner, belki de içinde bulunduğumuz hızlı ortamın bir sonucu. Bu belki işin iyi tarafı ama aynı zamanda dezavantajı da var. Bence sanatçıların düşünmeye, yalnız kalmaya, yaratıcılığı geliştirmeye, hatalar yapmaya ve onlardan ders çıkarmaya ihtiyaçları var. Şimdi gerçekten çok hızlı ve her zaman çok fazla zihinsel soruna neden olan yeni işler teslim etme baskısı var. Son birkaç yılda sektördeki olumlu bir değişim sadece kamera önünde değil, aynı zamanda kamera arkasında da temsil oldu, takımlar artık çok daha çeşitli.

Photo Credit: Eva Losada / Viviers Studio AW22

“Nesnelerin arasından fotoğraf çekmeyi ve bir “gözlemci” hissi yaratmayı seviyorum. Bu çok kolay değil, çoğu zaman alan çok sınırlı ve iyi bir aydınlatma yok, bu yüzden yaratıcı ve çok hızlı olmanız gerekiyor.”

-Eva Losada

Yaratıcı bir proje için bir markayla çalışırken fikirlerinizi nasıl kavramsallaştırıyorsun?

Eva Losada: Meditasyon. Yüksek bilinç durumu, derinden büyük fikirlerin ortaya çıktığı zamandır. David Lynch’in dediği gibi: “Büyük balığı yakalamak”. Ardından, aklıma gelen şeyleri yazıyorum ve bu fikirleri geliştirmek, referanslar aramak, doğru ekibi bulmak gibi, ardından gelen her şey üzerinde çalışmaya başlıyorum.

Hayalindeki işbirliği nedir? 

Eva Losada: Favori markamla çalışmayı çok isterim; Margiela. Sırtımda Margiela’nın 4 dikiş dövmesi bile var! Markaya yakınım, beni defilelere davet ediyorlar, farklı etkinlikler için giydiriyorlar ve hatta birkaç yıl önce MM6 için modellik yaptım. İşbirliğimizi genişletmek, John ile biraz sihir yaratmak isterim, bu benim en büyük hayalim. Yaratma sürecine hayranım. Gerçekten büyüleyici. Onu saatlerce dinleyebilirim.

Bir zaman makinen olsa ve istediğin zamana geri dönüp onlara bir kamera verme şansın olsaydı, o kamerayla nereye giderdin?

Eva Losada: Tarihte iki farklı zaman seçerdim, biri Mısır olurdu. Piramitlerin ve o dönemde var olan toplumun anlatılmamış hikayesinden çok etkilendim, gerçekten onların bize anlattıkları gibi olmadığına inanıyorum. İkincisi yakın tarihli olacaktır; İspanya’da 80’ler. Yaşamayı çok isteyeceğim “la movida madrileña” adında güçlü bir punk hareketi vardı. Bunca yıllık diktatörlüğün ardından sanatın, modanın, müziğin ve en önemlisi özgürlüğün bir patlama anıydı.

Photo Credit: Eva Losada / Nataal
Author: Yağmur Yıldız

RELATED POSTS